Sevan BIÇAKÇI, iki yılı aşkın bir süredir üzerinde çalıştığı Nur-u Osmaniye koleksiyonunun ilk elli parçasını, 26 Haziran Salı günü Topkapı Sarayı’nda, büyük çoğunluğunu koleksiyonerlerin oluşturduğu bir davetli topluluğuna tanıttı.
Koleksiyonun bir numaralı yüzüğü “Boğaziçi”, Topkapı Müzesi’ne yardım maksadıyla düzenlenen ve Raffi PORTAKAL tarafından yönetilen müzayedenin galibi Güler SABANCI’nın oldu. Merkezinde yer alan mavi topazın içinde cami kubbelerinden oluşan bir heykel bulunan “Boğaziçi’nin” gövde bölümünde, sayıları 6000’i aşan seramik parçacıklarla Kız Kulesi’ni ve Sarayburnu-Galata-Üsküdar üçgenini tasvir eden bir mikro-mozaik çalışma yer alıyor. Müzayedenin tüm geliri BIÇAKÇI’nın başlıca esin kaynaklarından Topkapı Sarayı Müzesi’ne bağışlandı.
BIÇAKÇI, ortaya konmaları uzun süren eşsiz çalışmalarının küçük ayrıntılarını farklı disiplinlerden zanaatkar ve sanatçılarla birlikte oluşturmasıyla ünlü. Bugün dünya çapında ilgi gören koleksiyonunun temelini bundan yaklaşık altı yıl önce attı. Henüz 12 yaşında bir sadekar çırağı olarak ilk adımını attığı Kapalıçarşı ve onun etrafındaki tarihi Yarımada, tarih ve anıtlarıyla eserlerinin çoğuna ilham veriyor. Sevan BIÇAKÇI, eserlerinin aday gösterildiği uluslararası ödül etkinliklerinin hepsinden büyük ödülle dönmeyi başardı. “Sultanahmet’te Yağmur” ve “Samatya Balıkçısı” isimli yüzükleriyle Amerikan mücevher endüstrisinin Oscar’ı sayılan “Town&Country Couture” Ödülü’nü 2006 ve 2007 yıllarında peşpeşe iki kez kazandı. Tanzanite Foundation tarafından Ocak 2007’de dünyanın en başarılı beş bağımsız tasarımcısından biri olarak seçildi. El emeğini ön planda tutan özgün yaklaşımıyla Nur-u Osmaniye’deki atölyesinde mücevher tasarımına yeni boyutlar eklemeye devam ediyor.
|
|