MEHMET PINAR ARAN

Korunmaya Muhtaç Çocuklar Topluma Kazandırılabilir
 
Kanaatimce insanların ailesine ve yakın dostlarının dışında topluma karşı görevleri vardır. Bu görevlerin bazılarının yerine getirilmesi amacı ile kanunlar çıkartılmıştır, ancak bence en değerlisi ve ulvi olanı insanın serbest iradesi ile yaptığı uğraşılardır. Bu çerçevede korunmaya muhtaç çocuklar ile ilgilenmek onlara sevgi ile yaklaşarak yalnızlıklarını unutturmak, aile sıcaklığı ve güveni içinde büyüyerek topluma yararlı kişiler olmalarına çalışarak hizmet vermek amacı ile Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı 25 yıl önce hayır sever kişiler tarafından kurulmuştur.
 
Korunmaya muhtaç çocuklara hizmet verebilmenin birçok yolu vardır. Malum olduğu üzere tüm dünyada muhtelif şekillerde çocuk sorunları yaşanmaktadır. Bizim çalışmalarımız, dahabebek veya çok küçük yaşlarda olan çocuklara sahip çıkarak ileriki yıllarda daha büyük sorunların doğmamasını sağlamaya yöneliktir. Maalesef sorunlu çocuklarımız,daha önceden kendilerine el uzatılamamış olduğundan,gençlik çağına yaklaştıkça tedavisi zor olan durumlara girmektedirler.

Bu çerçevede, bu çocuklara gerek kamu gerekse özel kesimce sahip çıkıp, bedenen, ahlaken ve fikren olumlu gelişmeleri için maddi manevi destek sağlamanın, güvenlik duygularının aşılanıp, ileride toplum içinde yapıcı ve verimli kişilik kazanmalarına çalışmanın, ülkemiz için büyük kazanç olacağına inanıyorum. İmkânların değerlendirilmesi neticesinde daha çok korunmaya muhtaç çocuğa daha kaliteli ve kapsamlı hizmet götürülerek bu çocuklar gerçekten topluma kazandırılabilirler. Vakfımız da, bu amaç doğrultusunda, 1979 yılında kuruldu ve 27 yıldır da faaliyetlerine başarı ile devam etmekte.

1992 yılında da, Vakfımız 134 ülkede uygulanan SOS Kinderdorf International`ın ``Çocukköyü`` modelini Türkiye`de ilk defa uygulayarak, başarı ile günümüze kadar getirdi. Bolluca Çocuk köyüne 0-8 yaş arası kimsesiz veya yarı yetim, ruhen ve bedenen özürlü olmayan, yardıma muhtaç çocuklar alınmakta ve bu çocuklar hayatlarını kendi başlarına idare edebilecek duruma gelinceye kadar (yüksek tahsil dahil) Vakfın güvencesi altında yaşayabilmektedirler.

İlk Türk Çocukköyü olan Bolluca Çocukköyü 52 bin m2`lik arazi üstüne inşaa edildi. Köy 12 aile evi, idari bina, köy idari müdür evi, teknisyen evi, misafirhane, çocuk yuvası, kütüphane, arıtma tesisi, jeneratör, oyun parkı ve spor sahalarından oluşmaktadır. Köyde, şu anda toplam 41 personel hizmet vermekte.

12 aile evinden her birinde yani her aile evinde, 8-10 çocuk anneleriyle beraber müstakil evlerde yaşıyor. Her aile evinde Türkiye’ de ilk defa uygulanan “koruyucu annelik” mesleğini ilke edinmiş, üniversite öğretim görevlileri tarafından eğitilmiş, anneler bulunmakta. Bu anneler orta öğrenimlerini tamamlamış, dengeli karakter özelliklerine sahip, sağlam ahlaki prensipleri olan bekar, dul veya boşanmış, 25-40 yaş arası Türk vatandaşlarından seçilmektedir. Böylece Çocukköyüne gelen, anne sevgisine muhtaç çocuk, yeniden kendisini sevecek ve sağlıklı büyümesiyle ilgilenecek, ona güven verecek anneye kavuşuyor.

Çocukköyü ailelerinin yaşamları, bilinen aile ortamlarından çok farklı değil. Çocuklar, güne annelerinin hazırladığı kahvaltı ile başlar ve okullarına giderler. Daha sonra yemek, temizlik, alışveriş gibi günlük işler, her evde olduğu gibi çocuk köyündeki evlerde de, anneler tarafından yapılır. Öz erkek ve kız kardeşler de her zaman aynı aile içinde kaldığı gibi değişik yaşlardaki kız ve erkek çocuklar da evde birlikte büyür, birlikte öğrenirler, sorumlulukları, günlük hayatın bütün sevinç ve üzüntülerini paylaşırlar; kardeşlik anlayışı ve dayanışma içinde aile bağları doğal olarak gelişir.

Çocuklar, anne ve aile ile bir yaşam boyu sürecek duygusal bağlar kurarlar. Aile evi çocuk için büyüdükten sonra da dönüp gelebileceği bir yuvadır. Evin annesi o çocuğun hayatı boyunca annesi, evde beraber büyüdüğü diğer kız ve erkek çocuklarda kardeşi olur.

Çocukköyünde büyüyen, ergenlik çağına gelmiş çocuklar, çocukköyünün devamı niteliğindeki Gençlik Evi’ne geçerler. Anne şefkati ve korumasında büyümüş çocuğun, bir grubun içinde sorumluluk üstlenmeyi ve kendi ayakları üstünde durabilmeyi öğrendiği yer gençlik evidir. Çocuğun, çocukköyünden gençlik evine geçişte hazırlanma süresi en az bir yıldır. Bu süre zarfında çocuk, annesi, köydeki pedagog ve köy müdürü ile gençlik lideri ve gençlik evi müdürü tarafından bu geçişe hazırlanır.

Gençlik liderinin sorumlu olduğu gençler, altı kişilik gruplar halinde bir daireyi paylaşırlar. Gençlik lideri, pedagoji eğitimi olan, yol gösterebilecek, sorunlar eğilebilecek, gençlere derslerinde ve boş vakitlerini değerlendirmede yardımcı olabilecek, onlara olumlu bir genç insan modeli oluşturacak kişiler arasından seçilir.

Gençlik evlerinin konumu okul ve eğitim imkânlarına ulaşımın kolay olduğu, mütevazı, mazbut ailelerin yaşadığı, öğrencilerin kabul edilmesine müsait ortamı olan, sosyal ve spor etkinliklerine ulaşma imkânı olan, çevrede çocukların dikkatini çekebilme ihtimali olan kötü alışkanlıklara yol açacak mekânların bulunmaması gerekmektedir.

Gençlik evinde, her dairenin kişi sayısına göre kendi bütçesi vardır. Bu bütçeden bir kısmı cep harçlığı ve bir kısmı giyecek parası olarak çocuğa ödenir. Ayrıca ulaşım masrafları sağlanır. Bütçenin kalan kısmı gençlik liderinin idaresindedir. Genç, çocukluğunu geçirdiği aile evindeki annesi ve diğer kardeşleri ile görüşmeye devam eder.

Çocukköyümüzdeki işleyiş genel hatları ile böyle. Biraz da rakamlarla Bollucayı anlatırsak; Şu anda Bolluca Çocukköyünde, 51’i kız, 67’si erkek 118 çocuğumuz var. 118 çocuğumuzun 41’i gençlik evlerinde, bunların 15’i kız Gençlik Evinde, 26’sı erkek Gençlik evlerinde yaşamlarını sürdürüyor. 9 gencimiz üniversitede 20 gencimiz lisede okuyor, diğerleri çalışıyor ve staj yapıyor. 58 çocuğumuz ilköğretimde 118 çocuğumuzun en küçüğü 2, en büyüğü 23 yaşında.

Görüleceği gibi geniş bir ailemiz var. Uyguladığımız sistem halen Devlet tarafından da büyük takdir görmektedir. Ayrıca UNESCO da vakfımıza ECOSOC özel Danışman statüsünü de 2005 yılında tanımıştır.

Gayretlerimizi aynı başarı ile devam ettirebilmemiz için vakfımızın değerli mütevellileri ve sponsorlarının yanı sıra bizlerle gönül bağı kuran tüm dostlarımızın devamlı desteğine muhtacız. Bu iş birlikler bize heyecan vermekte ve çalışmalarımızı özveri ile devam ettirmekte büyük rol oynamaktadır. Arzu eden hayırseverlere kapımız açıktır ve kendilerini daima yanımızda görmek istiyoruz. Ancak bu suretle bu ulvi görevin geniş çaplı olarak layıkı ile yerine getirilmesi mümkün olacaktır.