|
|||||
|
|||||
ABD ve İngiltere Kıbrıs konusunun çözülmesi veya çözüm sürecine girilmesi kararlılığındalar. Türkiye’nin yeni Kıbrıs açılımı da bu kararlılığın bir ürünü olarak ortaya çıktı. Muhtemelen çözüm yolu da Kıbrıs’ta iki devletli kadife ayrılık olacak.
ABD yönetimi son 5.5 yıldır sürdürdüğü idealizm anlayışını terk ederek realist politikalar uygulamaya başladı. Özellikle Ortadoğu konusunda ABD 2006 yılında daha somut ve sonuç odaklı politikalar izleyecek. ABD Türkiye ile ilgili olarak da dört konuda realist politikalar çerçevesinde işbirliğini hedefliyor. Bu işbirliklerinin amacı ilişkilerin iyileştirilmesi, güçlendirilmesi vs. değil öncelikli ve kritik koşullarda 2006 yılı içinde sonuç alabilmek. ABD, Türkiye’nin geniş ortadoğu bölgesinde yaşanan geçiş (istikrarsızlık) döneminde siyasi ve ekonomik bir krize sürüklenmesini istemiyor. Avrupa Birliği ile ilişkileri ve tam üyelik sürecini de Türkiye’deki mevcut (göreceli) istikrarın temel kaynağı olarak görüyor. ABD’nin temel endişesi ise AB sürecinde AB’den kaynaklanacak (müzakerelerin askıya alınması vb. kararlar) kesilmelerin ve kopmaların yaşanması halinde Türkiye’de Batı ve ABD karşıtlığının hızla artması ve bu karşıtlığı temsil eden siyasi bir yapının iktidara gelmesi. Böyle bir durumda ABD’nin Türkiye’ye rağmen Ortadoğu’da istediği adımları atması güç hale gelecek. ABD ve İngiltere bu stratejik yaklaşımları çerçevesinde Türkiye ile AB ilişkilerini 2006 yılında bozabilecek tek unsur olan Kıbrıs konusunda çözümde kararlı görülüyorlar. Tam üyelik müzakerelerinin başlama kararlarındavemüzakereleri düzenleyen belgelerde, Türkiye’nin Gümrük Birliği’ni 10 yeni ülkeye genişleten AnlaşmayıTBMM’de onaylamaması ve bu protokolün gereklerini yerine getirmemesi halinde (Güney Kıbrıs Rum Kesimi gemi ve uçaklarına limanların açılması vb, de facto tanımayı getirecek) müzakerelerin kesilmesine kadar gidecek sonuçlar doğurabilecekmaddeler yer aldı. AB’nin bu kararları,bugünkü statükonun sürmesi halinde yıl sonunda müzakerelerin askıya alınmasına yol açacaktır. AB, KKTC’ye yönelik ne mali tüzüğü ne de ticaret tüzüğünü de uygulayabilmiş değil, ikisi de Rumlar’ın tutumları ve AB’nin çifte standartları ile engelleniyor. Bu nedenlerle Türkiye, ABD ve İngiltere’nin Kıbrıs’ta sessiz siyasi desteği ile 2006 yılında kadife ayrılık ile sonuçlanacak yeni bir süreç başlattı. Türkiye, KKTC’ye yönelik izolasyonları kaldırılması ile eş anlı olarak Gümrük Protokolü Anlaşmasını TBMM’de onaylayacak ve uygulayacak. Buna ilişkin 10 maddelik plan BM ve AB’ye sunuldu. Rumlar ve Yunanistan beklenildiği gibi planı tartışmasız reddetti. BM’nin zayıf ihtimalle başlatacağı yeni iyi niyet girişimine Rumlar ve Yunanistan olumlu yaklaşmayacaktır. Muhtemelen AB de Türkiye’nin bu yeni girişimini sıcak karşılamış olmakla birlikte mevcut tutumunu değiştirmeyecek ve Rumlar üzerinde İngiltere hariç baskı oluşturamayacaktır. Türkiye, ABD ve İngiltere yukarıda öngörülen gelişmeyi, istenilen ve gerçekleşme olasılığı en yüksek senaryo olarak görmektedir. Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde 2006 yılının Eylül-Ekim ayında ABD ve İngiltere KKTC’ye yönelik izolasyonları kaldırmaya başlayacaktır. Türkiye de eş zamanlı olarak Gümrük Birliğini genişleten Anlaşmayı TBMM’den geçirip uygulamaya koyacaktır. Böylece Kıbrıs’ta Tayvan modeli benzeri bir kadife ayrılık nihai çözümüoluşturacaktır. KKTC ticari, sosyal ve kültürel ikili ilişkiler kurmaya başlayacak, bu alanlardauluslararası temsil hakkı kazanacak ancak siyasi bir tanınmailk aşamada söz konusu olmayacaktır. Ayrıca, Türkiye ile AB ilişkilerinin Kıbrıs konusu nedeni ile kopması da engellenmiş ve ABD ileİngiltere’nin önem verdiği Türkiye’deki siyasi istikrar da korunmuş olacaktır. ABD ve İngiltere’nin Kıbrıs konusundaki bu kararlılığının bir diğer önemli nedeni ise her iki ülkenin de ve özellikle ABD’nin Kıbrıs’ın kuzeyini askeri açıdan kullanma ihtiyacıdır. Buna ilişkin ilk girişimler de adanın kuzeyinde yaşanmaktadır. Doğu-Batı enerji koridorunun çıkışı olan Ceyhan ve Doğu Akdeniz ile yakın doğuda artan güvenlik ihtiyacı Kıbrıs’ı ABD ve İngiltere için kritik hale getirmiştir. Rusya’nın Kıbrıs konusunda Türkiye karşıtı (ABD ve İngiltere karşıtı) katı tutumunun da arkasında bu yatmaktadır. Bu taleplerin karşılanmaması halinde ise Kıbrıs konusunda kadife ayrılık stratejisine ABD ve İngiltere’nin desteğinin sürmesini beklemek gerçekçi olmayacaktır. Son Söz: Türk, Amerikan ve İngiliz yetkililer arasında son dört aydır yoğunlaşan karşılıklı ziyaretler ve görüşmelerde yukarıda belirtilen noktalara gelinmiş durumda. Türkiye Irak ve İran-Suriye politikalarını da netleştirdiği anda ABD dışişleri bakanı Condolizza RICE’ın Türkiye ziyareti gerçekleşecek. 2006 realist politikaların yılı olacak gibi görünmektedir. |
|||||