SABİH AKAY

Şirketlerin Birbirlerini Daha İyi Anlayabilmeleri İçin Bu Tip Misyonları Arttıracağız
 
Belçika Brüksel Bölgesi Dış Ticaret Müsteşarlığının 13-17 Kasım 2005 tarihleri arasında İstanbul ve Gebze'de gerçekleştirdiği çok sektörlü ekonomik ve ticari misyon amacına ulaştı.
 
Ekonomik ve Ticari Misyona 30’a yakın şirket katıldı. Bu şirketler içersinde büyük ve önemli gruplar da var. Yabancı şirketlerin bizden istemiş olduğu Türk şirketi profiline uygun olarak randevuları aldık ve bu olumlu sonuçlar verdi, gelenler bu misyondan memnun kalarak ayrıldıklarını bizzat belirttiler. Misyon sonunda yaptığımız briefing’de görüşlerini sorduğumuzda, misyonun çok verimli geçtiğini, önemli temaslarda bulunduklarını ve tekrar geleceklerini bildirdiler.

Bu misyonun ekonomik boyutunda, randevuların olumlu olması, tüm şirketlerin onların istediği profillere uygun olarak sunulması önemliydi ve buradan oraya mal satmak isteyen şirketlere yönelik de birtakım görüşmeler yaptık. Belçika Maliye Bakanlığı’nı temsilen bir müfettiş Belçika’da iş yapmaları durumunda nasıl kolaylıklar sağlanacağını ve kendilerinin de bizzat nasıl yardımcı olacaklarını anlattı. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği TÜSİAD’la, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu DEİK’le, İstanbul Ticaret Odası İTO’yla, Gebze Ticaret Odası’yla toplantılar yapıldı. Gebze Organize Sanayi Bölgesi ziyaret edildi. Ve bu ziyaret esnasında çok önemli temaslar kuruldu. Bu misyon esnasında Türk Standartları Enstitüsü TSE’de ziyaret edildi. Bu, Belçikalılar için önemli, çünkü TSE’nin nasıl çalıştığını ve ne gibi zorlukların onları beklediğini, neler yapmaları gerektiğini yerinde gördüler, laboratuvarları ziyaret ettiler, üst düzey yöneticilerle görüştüler. TSE’de bir jest yaptı ve Ankara’dan TSE’nin Yönetim Kurulu Başkanı Kenan MALATYALI da misyona katıldı. Dolayısıyla misyon olumlu geçti ve bunu da şirketler bizzat kendileri söylediler.

Bu misyon esnasında şirketler kendi arayışlarını tatmin edici sonuçlara ulaştılar. Distribütör arayanlar vardı, Türk şirketleriyle işbirliği yapmak isteyenler vardı, bir de Türkiye’de kamu şirketlerini ilgilendiren büyük projelere soyunan şirketler vardı. Büyük projelere soyunanlardan bir tanesi Société Des Transports Intercommunaux De Bruxelles (STIB), Brüksel’deki bütün raylı sistemleri, yani hafif ve ağır metro, toplu taşımacılıkta tramvay, otobüs gibi sistemleri idare eden bir şirket. Hem teknik malzeme açısından hem de idare açısından bu raylı sistemleri daha karlı hale getirebilecek bir şirket. Bu şirketle İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı Ulaşım A.Ş. bir kontrat imzaladı. Belçika’nın STIB şirketi bundan sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki şu anda mevcut olan raylı sistemlerin idaresine bir bilgi aktaracak. Buna niçin ihtiyaç duyuldu? Şu anda grafikler gösteriyor ki; son beş yıl içersinde Brüksel’deki metro idaresinde bir kar artışı var. İstanbul metrosu da daha karlı bir hale dönüştürmek isteniyor. Belçikalılar mevcut sistemi değiştirip daha karlı, modern, etkili hale dönüştürecekler. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bundan sonraki projelerinde teknik destek sağlayacak teknoloji aktarımı söz konusu. Raylı sistemlerde vagonlar ve toplu taşımacılıkta otobüs alımı da olabilir. Bu İstanbul’un yararınadır, çünkü Belçika metro konusunda çok deneyimli bir ülke ayrıca İstanbul’un ilk tramvaylarını da Belçikalılar’ın yaptığı düşünülürse, bu bakımdan da anlamlı bir anlaşma oldu. Diğer yapılan anlaşmaya gelecek olursak, bunlardan bir tanesi Ankara Üniversitesi bünyesinde çeşitli araştırmalar yapan “Ataol”. AB standartlarına uygun olarak çeşitli projeler üretiyorlar. Bir konsorsiyum halinde, Fransızlar, Almanlar ve Belçikalılar ile birlikte çalışılıyor. Bu misyonda konsorsiyumun Belçikalılar’ın bulunduğu ayağı ile ilgili kontrat imzalandı. Avrupa standartlarına uygun projeler üretilecek. Bu projelerin AB fonlarından yararlandırılması da IBF International Consulting şirketi tarafından sağlanacak. 3. ve son kontratta Belçikalı SILICONES SERVICES şirketi ile Türk şirketi Armağan Kimya arasında imzalandı. Burada ortak bir şirket kuruldu, bu şirket işlenmiş silikonu çeşitli ülkelere satacak. Hem burada istihdam sağlanmış olacak hem de bu ürün ihraç edilerek piyasaya sunulacak. Bu üç anlaşmanın dışında kontrat imzalamaya varacak kadar ciddi görüşmeler yapıldı. Mesela enerji sektöründe faaliyet gösteren Belçikalı TRANSURB - TECHNIRAIL SA şirketi ile Anadolu’nun çeşitli kentlerindeki projelerle ilgili görüşüldü. Malatya’da, Gaziantep’te, Gebze’de bazı projeler var. Gebze’deki proje büyük bir ihtimalle kontrata kadar gidecek.

COMELEC şirketi kentsel düzenlemelerde özellikle ışıklan-dırma projelerinde önemli bir şirket ve Türkiye’deki şehirlerin ışıklandırma sistemleri ile ilgileniyor, istekler doğrultusunda sistemi adapte etmeye hazırlar. Bunu gerçekleştirirken deAB fonlarından yararlandırmayı sağlayacaklar. Bir proje Belçikalı şirket tarafından sunulduğu zaman AB komisyonundan daha hızlı geçmesi söz konusu oluyor. Bu misyona diğer KOBİ tipindeki şirketler de geldiler ve kendi boyutlarındaki şirketlerle görüşmeler yaptılar.Çoğu distribütör arayan, burada yatırım yapmayı düşünen şirketler. Bir de hem ithalat hem de ihracat yapmak isteyen bir şirket var. Türkiye’de egzotik meyve satıp, buradan alacağı meyveleri de dışarıda satmak istiyor. Görüşmeleri yalnız İstanbul’da değil, misyon bittikten sonra değişik illerde de devam etti. Gaziantep, Antalya, Mersin, İzmir’e gidip meyve sebze alacaklar.

Misyonlar çok önemli çünkü birebir görüşme yakalanınca yeni ufuklar açılıyor. Yazışarak bu yapılamıyor. Ben Belçikalılar’a diyorum ki, buraya gelin, birebir görüşün, çok değişik boyutları göreceksiniz, yazışarak anlayamazsınız. Türkler sıcak kanlı insanlardır, yüz yüze görüştüğünüz zaman çok daha ileri noktalara ulaşırsınız.

Türkiye’yi sadece 70 milyon kişilik bir tüketici toplumu olarak görmemek lazım. Bu önemli bir tüketici potansiyeli ama Türkiye’yi aynı zamanda Orta Asya’daki Türki cumhuriyetlerle olan ilişkileri açısından da ele almak lazım. Balkan ülkelerinde, Romanya ve Bulgaristan’da Türk şirketlerinin müthiş etkinliği var. Ayrıca Rusya’da da etkinliği güçlü. Sadece iş yapmanın dışında siyasi şirketlerin siyasi ağırlıkları bile oluşmaya başladı. Çoğu Rusça konuşuyor, Rus meclisinde tanıdıkları birçok bakan var. Türk toplumunun Rusya’daki önemli etkinliğinden yararlanmak lazım. Balkan ülkeleri, Rusya, Türki cumhuriyetler, Azerbaycan, Kazakistan’a kadar olan bölgenin yanı sıra Türk şirketlerinin Orta Doğu’da da ağırlığı var. Belki Irak savaşı bunu biraz zora soktu ama etkinlik hep devam edecek çünkü Türkiye’nin bu ülkelerle öylesine uzun bir kara sınırı ve geçmişte önemli bir tarihi var ki, bunun başka türlü olma ihtimali yok. Bu ülkeler Türkiye’den geçmeden zaten ticaret yapamazlar, ekonomik olarak da ayakta kalamazlar. Türkiye’nin bir yandan Balkan ülkeleri, bir yandan Rusya, bir yandan Orta Asya, diğer bir yandan Orta Doğu’daki ağırlığını farkedip, Türk şirketleriyle anlaşmalar yapıp, bu bölgelerdeki alınmış olan ihalelere uzanan batılı şirketler var. Belçikalılar için de Türkiye çok daha ilginç bir pazara dönüşüyor.

Şirketlerin birbirlerini daha iyi anlayabilmeleri için bu tip misyonları arttıracağız. Misyonlar Orta Doğu veya Uzak Doğu ülkelerinde daha da verimli oluyor, çünkü bunlar birebir temasa çok yatkın toplumlar. Buraya geldiklerinde birçok şeyin ne kadar kolaylaştığını bizzat görecekler. Belçikalılar’a söylediğim bir başka şeyde “Artık korkmayın” oluyor. Her gidişimde: “Ödemelerdeki zorluklar devam ediyor mu? Banka garantilerinin durumu nedir? Banka sektörü reformlar yapıyor mu? Türkiye siyasi ve ekonomik istikrara kavuştu mu? soruları soruluyor. Belçikalılar’ın Türkiye’ye olan talepleri 17 Aralık Zirvesi ile başladı ama 3 Ekim Müzakeresi ile arttı. Bu önemli bir gelişme, bir yandan da olayın ne kadar psikolojik olduğu da ortaya çıkıyor. AB’nin olumlu karar alması, diğer Avrupalı şirketlerde de olduğu gibi Belçikalı şirketlerin de hızla buraya yönelmesini sağladı. Bu misyona Brüksel Bölgesi’nden 30 şirket getirtebiliyorsak demek ki ciddi bir talep var. Bu talepten Türk şirketlerinin yararlanabilmesi lazım. Türk şirketlerine diyoruz ki; ciddi olun, işbirliğinde disiplinli olun. Belçika küçük bi