| BAŞKANDAN | Murat SARAYLI |
| TÜGİAD Yönetim Kurulu Başkanı / Avrupa Genç İşadamları Konfederasyonu (YES) Başkanı |
|
Demokrasi ve Hukukun Üstünlüğü |
Bununla birlikte, bu hedef de Türkiye için orta vadeyle sınırlı olduğu düşünülmeli; ve ülke olarak esasen “2050 yılında Türkiye” hedefini de bugünden öngörerek gerekli hazırlıkları yapabilmeliyiz. Zira, 2025 yılında 90 milyona ulaşacak nüfusumuzun, 2040 yılında 98 milyon ile en üst noktasına varacağı ve ardından bir duraklama ve gerileme dönemine gireceği öngörülmektedir. Bu demografik öngörü dahi, Türkiye’nin geleceğini çok daha uzun vadeli planlaması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Nitekim, 1960’lı yılların başından itibaren, o gün için gelişmiş ülke statüsüne ulaşma potansiyeline sahip olan ülkelerin tamamına yakınının bu potansiyellerini değerlendirdikleri görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında o gün için aynı potansiyele sahip olmakla birlikte Türkiye’nin gelişmiş ülkeler arasına katılamamış olması önümüzdeki dönem için halen kullanılabilir bir potansiyeli olduğunu tekrar teyit etmektedir.
Bu potansiyelin yabancılara da çekici geldiği açıktır. Daha uzun vadeli düşünme ve plan yapma alışkanlığına sahip olan yabancıların Türkiye’ye yönelik son yıllarda hızla artan ilgisi, hem sağlanan istikrar hem de yukarıda anılan gelecek potansiyeliyle yakından ilgilidir.
Bu çerçevede, TÜGİAD olarak Türkiye’ninyeniden ve daha güçlü bir gelişme atılımının henüz başında olduğunu düşünmekteyiz. Ancak bu atılımı gerçekleştirebilmemiz için, öncelikle demokrasi ve hukukun üstünlüğü konusundaki standartlarımızın geliştirilmesi gerektiği kanısındayız.
Demokrasi herkes için değişen veya herkese farklı uygulanan bir yönetim anlayışı değildir. Demokrasinin tarih boyunca oluşmuş evrensel çerçevesini ve içeriğini yaşamak için çaba göstermeliyiz. Bu kapsamda, AB’nin Kopenhag kriterlerine sağladığımız uyum bizleri ümitlendirmektedir. Ancak önemli olan kriterlerin ruhunu da içselleştirerek sahip çıkmaktır.
Demokrasinin, çoğulculuk ve bir uzlaşma kültürü olduğu da unutulmamalıdır.Demokrasilerde istikrarıkoruyan da uzlaşabilme yeteneği ve becerisidir. Bu nedenle başta Meclis olmak üzere her platformda alınacak kararlar için sadece sayısal çoğunluk değil; toplumsal uzlaşma da dikkate alınmalıdır. Elbette ülke olarak her kurumsal yapıda, daha çok demokrasiye ve demokrasi kültürümüzü geliştirmeye ihtiyaç duyduğumuz da açıktır.
Demokrasiyi güçlendirmede ön koşullardan belki de en önemlisi, hukukun üstünlüğü ilkesinin işlerlik kazanmasıdır. Bu nedenle, TÜGİAD olarak, Türkiye’nin gelişmiş ülkeler arasına katılma hedefimizin bir an önce gerçekleştirilmesi için, daha çok demokrasi ve daha çok hukukun üstünlüğü ilkesinin güçlenmesini istiyoruz.
