|
|||||
|
|||||
Biri bir fikir atar ortaya. “Eşimle, dostumla yanımda olmadıkları zaman da konuşabilir miyim?” Önce kodlarla yazarak haberleşme imkanı yaratılır. Telgraf denir buna, sonra bu iş büyür, ses bir yerden bir başka yere gider. Telefon icad olur. Aradan yıllar yıllar geçer. O telefon değişir, dijitalleşir, cebe girer, içine kamera eklenir, radyo eklenir, TV eklenir… ‹şte bu inovasyondur. Türkçesi yenileşme, yenilik yaratma, değer katma, yeniliğe açık olma … <*/i> | |||||
Teknoloji Holding bünyesinde kurulu Belgetürk’ün genç Genel Müdürü Didem Güney Alsoy’a göre Türkiye’de hala tanımı tartışılan inovasyon kelimesi sadece teknolojik yenilenme anlamına gelmiyor. Alsoy, inovasyonu bir süreç olarak tanımlıyor. Tıpkı AB’nin dediği gibi. ‹novasyon yeniliktir, yenileşmedir ama aynı zamanda bir süreçtir, bir mantık, bir kültürdür. ‹şletmeler, devletler için bir kültürdür. Olmazsa olmazdır. Yeniliğe açık olan toplumlar kazanır. Düne saygı duyan, gözünü geleceğe dikenler öne çıkar. Yeni fikirler, yenilikçi fikirler Çıkış noktası; kıvrılmayan, bükülmeyen, yıpranmayan, yırtılmayan ve kaybolmayan bir ürün tasarlamak olan bir marka düşünelim. Bu marka ürettiği bu ürün ile standart prosedürde 4 gün sürecek işi 4 saate indiriyor. Bu yolla verimlilik sağlıyor. Söz konusu ürün bugün tüm AB içerisinde 243 Milyar Euro tasarrufa neden oluyor. ‹şte Belgetürk e-belge (elektronik belge) sistemini kurarak hem markasını büyütüyor daha da önemlisi iş verimliliğini artırıyor, zaman kaybını önlüyor, işgücü verimliliğini sağlıyor, işletmelerde riski azaltıyor. Didem Güney Alsoy yaptıkları işi, kurumlara yarattığımız artı kazancın yanında dünyaya borcumuzu da ödüyoruz diye anlatıyor ve ekliyor “kağıttan, petrole, elektrik tüketimine kadar fayda sağlıyoruz.” Belgetürk bir hesaplama yapmış. AB bölgesinde e-belge’yi en etkin kullanan ülke Danimarka. Araştırmaya göre Türkiye, Danimarka’nın 69 katı kadar ticaret faaliyetine sahip. Danimarka e-belge kullanımı sayesinde 140 milyon Euro kadar tasarruf sağlıyor. Değerleri birbiriyle çarptığımızda 10 milyar Euro rakamına ulaşıyoruz. Yani bu yenilikçi fikrin ortaya çıkmasıyla Türkiye 10 milyar Euro artıya geçebilir, zarardan kar edebilir. Çok ciddi bir rakam. AB 7. çerçeve programı Kağıdı ortadan kaldıran fikir, cep telefonuna kamera ekleyen fikir, üretim bandını hızlandırarak iş gücünden verimlilik içerikli tasarruf sağlayan fikir ya da diğer fikirler. ‹novasyon denilen Türkçesi ile yenileşme adı verilen bu yeni fikir dünyayı kurtarmayı hedefliyor. Tıpkı hani ilk 6’sından bihaber olduğumuz, 7’ncisi için ümitlendiğimiz AB Çerçeve Programlarının hedeflediği gibi. AB’nin 7’nci ÇerçeveProgramı’nda 53 Milyar Euro’luk kaynak, teknoloji geliştirecek fikir sahiplerini bekliyor. Ve beklemeye 2013 yılına kadar da devam edecek. ‹yi fikri olan, verimliliği, çevreyi, insanı koruyacak fikri olanı bekleyen bu projeler her sektöre, takım ruhu çalışmasına (Programların ön şartı AB adayı ve üyesi ülkelerden partner seçmek) yatkın her kuruluşa açık. AB Çerçeve Programlarının son versiyonu olan 7. Çerçeve Programı daha önce uygulanan çerçeve programların başarılarını kendine örnek alıyor. Temel hedefi Avrupa Bölgesi’nde bir Araştırma Geliştirme (Ar-Ge) ortak pazarı yaratmak. Program kapsamında Türkiye’nin de faydalanabileceği fonlar biyoteknoloji, uzay ve güvenlik araştırmaları, ulaştırma ve havacılık, çevre ve iklim değişikliği, nanobilim gibi çok çeşitli konuları içeriyor. (bkz http://www.rrbilimsel.com/FP7_web/cerceve_programlari.htm) Program kapsamında en büyük bütçe ayrılan başlıklardan biri olan Avrupa Araştırma Konseyi’nin görevi de ilginç. Avrupa’daki bilimsel seviyenin ABD ve Japonya düzeyine çıkarılması. 7. Çerçeve Programa herkesin her özel ya da kamu kuruluşunun dikkatini çekmek gerekiyor. Çünkü, AB şu sıralarda etkin ve dinamik bir bilgi toplumunun temellerini atıyor. 70 milyonluk genç ve dinamik Türkiye’nin bu toplumun dışında kalmaması gerekiyor. Geçmişi saygıyla anmak Graham Bell’in 1876 tarihli buluşundan bu yana geçen sadece 132 yılda teknoloji son hızla değişti, değişim her geçen gün hızını artırıyor. Bugünün Türkiye’sinde bilginin bu hızlı değişimini yakalayabilmenin yolu ise AB’nin Çerçeve Programını yakalamaktan geçiyor. Belgeleri elektronik ortama sokmak, üretim bantlarını hızlandırmak, verimliliği artırırken, zaman kaybını engellemek ve belki de Belgetürk Genel Müdürü Didem Güney Alsoy’un markasına slogan edindiği gibi “Geçmişi Saygıyla Anmak” gerekiyor. Bugünden, geleceğe bakmak ve gelecekte teknoloji yatırımını, yeniliği görmek gerekiyor. |
|||||