SİYASİ VİZYON Haluk ÖNEN
ARI Hareketi eski Genel Koordinatörü
Türk Sporunda Acil Önlemler Alınması Şarttır
 
Türk sporu bugün tarihi boyunca hiç olmadığı kadar ciddi etik sorunlar yaşamaktadır. Sporda meydana gelen bu kirlenme sadece sporun kendisini değil; başta sporun hedef kitlesi olan gençler olmak üzere tüm toplumu tehdit etmektedir. Sporda meydana gelen bu gelişmeler karşısında ivedilikle önlemler alınması artık bir zorunluluk haline gelmiştir.

ARI Hareketi bu önlemlerin hukuki ve idari alanlarda yapılmasının yanı sıra gençlere yönelik olarak da alınması gerektiğine inanmaktadır. Sporun gerçek amacını ortaya koyacak bir spor felsefesi, yeni bir spor politikası ve spor eğitim anlayışı ile gençlere aktarılması şarttır. Unutulmamalıdır ki Türk sporunun bugün geldiği noktanın en önemli nedenlerinden biri de toplumda hakim bir spor felsefesinin olmayışıdır.


Kuruluşundan bu yana ARI Hareketi değerlerde meydana gelen erozyonun Türkiye’nin gündemindeki en öncelikli konulardan biri olduğunu ve temel sorunlarının altında yatan en önemli nedenlerin başında geldiğini ifade etmektedir. Sadece politik, ekonomik ya da toplumsal alanda değil spor alanında da değerlerde meydana gelen bu yozlaşma ülkemizdeki sorunun büyüklüğünü ve karmaşıklığını gözler önüne sermektedir.

Türk kamuoyunun gündemi çok uzun bir süreden beri futboldan başlayarak diğer spor alanlarına yayılan büyük tartışmalarla çalkalanmaktadır. Şike ve bahis iddiaları; kulüp ve federasyon yönetimlerinin seçilmesi sürecinde meydana gelenler; kulüp yönetimleri ve medya mensupları arasındaki ilişkiler; dünya çapındaki şampiyon sporcularımızın doping skandalları kamuoyunun dikkatini spora yöneltmesine neden olmuştur. Oysa ki hatırlanacağı gibi daha çok kısa bir süre önce Türkiye, spor kamuoyunun gündemine uluslararası alanda büyük ses getiren başarılarla gelmekteydi. Spor Türkiye’nin bir dünya ülkesi olma yolundaki en önemli araçlarından biri olarak görülmekteydi. Maalesef bugün gelinen noktada spor alanında yaşananlar, ülkemizdeki kirlenmenin, etik değerlerde meydana gelen erozyonun ve yolsuzlukların en büyük göstergesi olma yolundadır.

Değerlerdeki yozlaşma kanserli hücreler gibidir. Erken teşhis, hızlı ve radikal tedavi yöntemleri uygulanmazsa kısa sürede tüm bünyeye yayılır. Bu yüzden spor alanında meydana gelen olaylar, seslendirilen iddialar ciddiye alınmalı ve tüm toplum olarak bir an önce harekete geçmeliyiz. Unutmamalıyız ki tüm bu olaylar sporun ruhunu aykırıdır ve özellikle de sporun en önemli hedef kitlesi olan ve geleceğimizin en büyük güvencesi olarak gördüğümüz gençliği, gençliğin değerler algısını tehdit etmektedir. Halbuki spor gençlerin kendilerini gösterecekleri; beden ve zihinsel olarak kendilerini geliştirebilecekleri, gençlerimizin dünya gençleri ile rekabet edebilecekleri en önemli alandır. Spora gerekli önemi vermeyen; sporu sadece hamasi duyguların ve gururun harekete geçirildiği bir arena olarak gören; spor felsefesini ve eğitim işlevini bir kenara bırakarak onun politik ve ekonomik boyutlarının altını çizen anlayış Türkiye’de sporun bugün geldiği nokta konusunda birincil sorumluluğa sahiptir. Diğer alanlarda geçmişe göre etik değerlerin yeniden tesis edilmesine yönelik olumlu gelişmelersöz konusuyken spor alanının bu gelişmelerin tam aksi yönde hareket etmesi bu anlayışın bir sonucudur.

ARI Hareketi Türkiye’de etik, hesap verme sorumluluğu, saydamlık ve hukukun üstünlüğü, insan hak ve sorumlulukları gibi değerlerin öncülüğünü yapmaktadır. ARI Hareketi Türkiye için gerçek anlamda bir değişimin ve temiz bir toplum oluşturulmasının ancak bu değerlerin yaşama geçirilmesi ile mümkün olacağını ifade etmektedir. Bu amaçla ARI Hareketi sporun Türkiye’de başlayacak olan bir temiz eller hareketinin ilk adreslerinden biri olması gereğinin altını çizmektedir.

ARI Hareketi ayrıca Türkiye’nin en önemli potansiyeli olarak gördüğü gençliğin bedensel ve zihinsel gelişimi için gerçek anlamda bir spor felsefesinin gençlere aktarılmasının zorunlu olduğuna inanmaktadır. Türkiye’de sporun bugün geldiği noktadan kurtularak değerlerin yeniden hayata geçirildiği bir alan olması için hukuki, idari önlemlerin yanında; hatta onlardan çok daha önce bu anlayışın yerleşmesi zorunludur.