Özallı yılların başlarında yeni tanışmaya başladığınız Serbest Pazar Ekonomisi uygulamalarına geçişte rahmetli Sakıp SABANCI’nın bir sözünü dün gibi hatırlıyorum. Sakıp Bey ekonomide o günlerde yaşanan bazı olumsuzluklara dikkat çekerken “ticari hayatta zaman içersinde her şey yerine gelebilir ancak ticari ahlak bir kere bozuldu mu bir daha düzelmesi mümkün değildir”demişti.Aradan geçen yıllar Sakıp Bey’in ne kadar haklı olduğu bir kez daha teyit etti. Bizler babalarımızdan Ticarette Söz Senettir deyimleri ile yetişmiş kuşaklar bugün bırakın sözü, senet ve çeklerinödenmediği piyasaya da iş yapmaya çabalıyoruz. Yalnız büyük şehirlerde değil, Anadolu’nun en ufak yerleşim biriminde insanların göbek adlarına kadar birbirlerini tanıdıkları mahallerde bile artık ticari borçların ödenmemesi insanların yüzlerini kızartmamaktadır. Türkiye de ticaretkarşılıklı kar bölüşümünden çıkmış, üreticiden tüketiciye kadar olan zincir içersindeki tüm ticari oyuncuların bir diğerini aldatma, bir başkasını dolandırma oyunu haline gelmiştir. Kimse hak ettiği payla yetinmemekte mal veya hizmet aldığı kişinin yalnız karını değil tüm maliyetini de gasp etmektedir. Bu gasp ve soygun işlemine hala ticaret denmekte, mağdur olanlar mahkeme kapılarında sözüm ona ticaret kanunun işlemeyen hükümlerinin uygulanmasını medet etmektedirler. Zaten çok küçük karlarla çalışmaya uğraşan esnaf ve küçük tüccar malını bir kez kaptırdığında bir daha toparlayamamakta, yalnız varlığını değil tüm ümitlerini yitirmektedir. Artık ticarette dolandırılmamak ticari hüner haline gelmiştir. Tedbirli olmak adına muhtemel iş olanakları dahi kullanılamamakta zaten az olan ticari faaliyet bu nedenle durma noktasına gelmektedir. Ödenmeyen çek ve senetler her ay bir önceki aya göre rekor kırmakta, her kırılan rekor ise bir çok işletmenin yok olmasına sebep olmaktadır. Bir çok konuda olduğu gibi,ticarette de Türk’ün Türk’e yaptığı kötülüğün sonucunu Türkiye çekmektedir.
|