|
|||||
|
|||||
Avrupa Komisyonu 9 Kasım Çarşamba günü AB’nin genişlemesiyle ilgili üç önemli belge açıkladı. Bunlardan ilki ve en önemlisi Katılım Ortaklığı belgesi. Açıklanan metnin ilk hali 2001’de kabul edilmiş, 2003’te de gözden geçirilmiş ve güncelleştirilmişti. Bu seferki ikinci gözden geçirme. Aday ülke Türkiye’nin geçen zaman zarfında üyelik yolunda gerçekleştirdiği ilerleme kayda alınarak, bir nevî yapılması gereken işlerin çetelesi olan Katılım Ortaklığı belgesinden düşülüyor. Örneğin ilk belgede ölüm cezasının kaldırılması talebi vardı, son açıklanan belgede artık yok ; zira bu ceza kalktı.
Müzakere aşamasına gelmiş bir adayın Katılım Ortaklığı belgesi müzakere öncesi döneme oranla daha önemli bir belge haline geliyor. Üyelik yolunda ilerlemenin kıstası bu belgede yer alan taleplerin yerine getirilmesi. Belgeyi ayrıca, Ekim başında kabul edilen Müzakere Çerçevesiyle birlikte okumak gerekiyor. Çerçeve belge müzakerelerin ne şekilde cereyan edeceğini, müzakere edilecek anabaşlıkların hangi şartlar altında açılıp hangi şartlar altında kapanacağını belirtiyor. Katılım Ortaklığında sayılan talepler bir anlamda Müzakere Çerçevesinin içini dolduruyor. Bunların yerine getirilmesi müzakerelerin bekası açısından önemli. Katılım Ortaklığı gelecek ay içinde Konsey tarafından onaylanacak ve yürürlüğe girecek. Aday Türkiye 2001’de hazırladığı mukabil belge olan Müktesabatın Benimsenmesi İçin Ulusal Program veya kısa adıyla Ulusal Program’ı güncelleştirecek ve bu vasıtayla Katılım Ortaklığında belirtilen talepleri nasıl ve hangi takvime göre gerçekleştireceğini açıklayacak. Katılım Ortaklığındaki talepler ağırlıklı olarak 1-2 yıl demek olan kısa vadede toplanmış. 3-4 yıllık orta vadedekiler ise kısa vadede yapılacak işlerin devamı niteliğinde. Yeri gelmişken, her şey bu vadelere göre işler de Türkiye dört yılın sonunda üyeliğe hazır olursa AB Türkiye’yi 2014’lere kadar bekletmeyi nasıl becerecek, insan sormadan edemiyor. Dolayısıyla özellikle kısa vadede yapılacak işlerin boyutlarına bakınca 1-2 yıl ne AB açısından ne de Türkiye açısından pek gerçekçi gözükmüyor. Katılım Ortaklığıyla yine birlikte okunması gereken diğer belge 2005 yılı İlerleme Raporu veya Düzenli Rapor. Bu belge aday ülkenin ekonomik, toplumsal, siyasî müspet veya menfî gelişmelerinin ayrıntılarını veren kapsamlı bir fotoğraf. 1998’te yayımlanan ilk rapor elli sayfaydı bu seferki yüz elli sayfa. AB’nin Türkiye bilgisi giderek artıyor. Üçüncü belge eskiden adına Karma Belge denilen Strateji belgesi. Bu, AB’nin genişleme stratejisinin son durumunu yansıtan ileriye dönük bir çalışma. Bu yılkinde ağırlık müzakere sürecinde bulunan Hırvatistan ve Türkiye’de değil arkadan gelen Balkan ülkelerinde. Bu çerçevede, önemli gelişme Makedonya’nın adaylık sürecine yeşil ışık yakılmış olması. Bu raporun yayımlandığı gün Üsküp’te bayram vardı. Bazı AB ülkelerinin o günlerde yayımlanmış gazetelerinde 3 Ekim öncesindeki husumet ve hırçınlıktan eser yoktu. Keza yayımlanan belgelerin içeriği ülkede deprem filan yaratmadı. Kasım 2000’de ilk Katılım Ortaklığı taslağı ortaya çıktığındaki irrasyonel tartışma ortamı artık yok. İhtimaldir ki taraflar birbirlerine alışma sürecine girmiş olsunlar. Komisyonun böyle bir zamanda büyük bir cesaretle genişlemenin önemini vurgulaması ve AB ülkeleri siyasîlerini bir anlamda akla davet etmesi azımsanacak bir gelişme değil. Türkiye tarafında ise ülkenin değişimini ve çocuklarımızın istikbalini garanti altına almak isteyen her vatandaşın bildiği eksiklerin “yabancı” AB tarafından listelenmiş olması pek kimseyi rahatsız etmiyor artık. Zamanında Atatürk’ün de başvurduğu Avrupa norm ve standartlarının bireylere, topluma ve hatta devlete iyi geleceği gerçeğine alışmaya başlıyoruz. 9 Kasım’da yayımlanan belgelerin biran evvel Türkçe’ye çevrilmeleri ve en geniş şekilde dağıtılmaları faydalı olur. Gün artık iş yapma günü, zaman normalleşme zamanı. |
|||||