MURAT IHLAMUR

Türkiye Daha da Büyük Bir Pazar Olacak
 
Türkiye’nin AB’ye yaklaşmasından dolayı büyük oyuncuların iştahı daha çok kabarıyor, çünkü Türkiye daha da büyük bir pazar olacak. Bu önemli bir şey: strateji çizerken bunlardan uzak çizemiyoruz. Büyük oyunculara karşı bizim buradaki konumumuzu yükseltecek stratejilerle birlikte hareket ediyoruz.
 
Netsis nasıl kuruldu?Buna bağlı olarak Türkiye’de yazılım sektörünün dünü ve bugününü değerlendirir misiniz?
Aslında Netsis çok sürpriz bir şekilde kurulmadı; yazılım sektöründe bir çok benzer hikayeler var; bu hikayelerden biri: sıfır sermaye. Hatta borçla kuruldu diyebilirim. 1991 yılında o zamanın parası 90 milyon lira borcum vardı. Tamamen entelektüel sermaye etkili oldu, çünkü şirketi kurduğum zaman yaklaşık 5-6 yıllık bir iş deneyimim ve beni tanıyan, bana inanan bir müşteri grubu ve ekip vardı. O bilgiyle ve o ilişkilerle 1991 yılında Netsis’i kurma cesareti gösterdim. İlk ofisimiz İzmir’de kuruldu ve hızlı bir gelişmeyle bugünlere geldik. Ciro büyüklüğü olarak yazılım sektöründe, iş yatırımları konusunda Türkiye’de ilklerden biriyiz. İşletmelere tüm iş süreçlerini kapsayan otomasyon yazılımları yapıyoruz, yani satın almaya, muhasebeye, üretime, planlamaya, insan kaynaklarına, tedarik zinciri yönetimine yönelik (hepsinin adı ERP olarak toparlanıyor) kurumsal kaynakların planlaması için yazılım yapıyoruz. Türkiye’de 100 kişinin istihdam ettiği 3 ofisimiz var: İzmir, İstanbul ve Ankara. Yurtdışında da üç ortaklık, bir distribütörlük olmak üzere; İran, Ukrayna, Azerbaycan ve Mısır’da da faaliyet gösteriyoruz. Diğerlerinin hepsi Ülke NETSİS Sistem diye geçiyor. Yurtdışı ekibimizin sayısı 20 kişi, umarım yakında 100 kişiye ulaşırız. 400’e yakın bize servis veren, bizim ürünlerimizi satan bayiimiz var. 27.000 civarında da müşterimiz var.

Türk yazılım sektörünün geleceği ve dünya pazarındaki yeri ne durumdadır?
Tam sağlıklı data bulmak mümkün değil, ama dünyadaki yazılım sektörü büyüklüğü 400 milyar $ olarak tahmin ediliyor. Türkiye’ye baktığımızda da toplam yazılım hasılatı 350 – 400 milyon $ civarında. Yani 1000 de 1 civarında bir pazar payı alıyor Türkiye. Türk yazılım sektöründe 130 – 150 milyon $ arası ciro yapılıyor. Tabii cirolara bakınca düşük gibi gözüküyor, direk bilgi sattığımız için o anlamda yüksek aslında.

Türk bilişim sektörünün gelişimi ve Netsis’in başlangıçtan bugüne kadarki gelişiminden bahseder misiniz?
Dört yılda (2002 – 2006) % 100 büyüme var. Bu dünyada böyle değil, çünkü dünya daha doymuş bir pazar. 2000 yılında çok ciddi bir düzenleme oldu bilişim sektöründe, hatta bu 1930’lara da benzetiliyor, Nasdaq borsasında o kadar konuşulmadı bu konu, ama biz bilişim sektöründe çok daha fazla konuşuyoruz. Nasdaq’ta endeks olarak 10 dan 1’e indik 2000 yılında. O tarihe kadar çok büyük büyümelerle geldik. Yani 1995 – 2000 yılları arasında çok abartılı büyüme rakamları oluyordu. Microsoft, Yahoo örnek gösteriliyordu, ve sanki altın bulundu gibi bütün para oraya kaydı. 2000 yılında balon şişti ve indi. Şimdi 10 dan inilen rakam endeks olarak baktığımızda 1’den 3’e doğru çıktı. Bunlar hep göstergeler, yani 1995 yılında 1’di, 10’a çıktı, tekrar 1’e indi. Büyüme oranı ise şu an gelişmiş ülkelerde tahmini rakamları %5 ve % 100 arası değişiyor. Artık büyük ülkeler de doyuma doğru geliyor, ama nispi olarak diğer sektörlerin yine önünde. Türkiye’ye baktığımızda ise % 14 ile % 20 arası yıllık büyüme beklentisi var. Yani gelişmiş ülkelere nazaran yaklaşık 2-3 katı büyüme senaryoları var. Bilişim ve yazılım sektöründe Türkiye’de çok daha büyüyecek bir pazar olduğu kesin. Herkes bunda hemfikir.

Sektörün büyüklüğünden ve bunun içersinde yerli yazılımın payı ne kadardır?
Türkiye’deki büyüklüğe bakılınca şu an 3/1 civarında. Buradaki büyük payı çok büyük oyuncular alıyor, o da lisans satışlarından alınıyor. En başta da Microsoft gibi çok büyükler var. Onları çıkartırsak yani iş yazılımlarıdoğrultusunda bakarsak Türk yazılımcıların payı hala yüksek. İran’da 6 önemli proje aldık. İran’da proje almak bir Türk firması olarak çok zor. Mısır’da 3 proje aldık. Rusya’da görüşmelerimiz sürüyor. Bizim tüm ofislerimiz yurt dışında. Oradaki network’ü sağlamak için bir yatırımcı ortakla gidiyoruz o ülkelere, tamamen Netsis ürünleri satılıyor, ortaklarımız orda yatırımcı ve bize ilişki sağlayan rolde oluyorlar. Bunun dışında hem rakiplerimizden, hem özellikle savunma sanayisinden çok iyi haberler geliyor. Yurt dışında bir radar ve uçak simülasyonu gibi savunma sanayisi için yaptığımız projeleri Pakistan gibi birkaç ülkede sattığımızı duyuyorum. Bunlar çok önemli, çünkü bizim de savunma sanayiimiz çok büyük bir yazılım satın alma müşterisi.

En fazla yatırım savunma sanayiinde mi?
Elimizde tam bilgi yok, ama savunma sanayisi için en önemlilerinden biri diyebilirim. Çünkü yurtdışına çok ciddi bir para akıtan bir konuydu savunma sanayi, uçak yazılımları, tank yazılımları, radar yazılımları gibi çok yüksek mühendislik bilgisi gerektiren yazılımlar. Bunlar artık Türkiye’de büyük oranla yapılmaya başlandı, bu da sektörü çok büyütecek ve de çok katma değer getirecek bir konu olarak pozitif yönde duruyor sektörün önünde.

Netsis’in ileriye yönelik projeleri, hedeflerive stratejileri nelerdir?
Türkiye’nin AB’ye yaklaşmasından dolayı büyük oyuncuların iştahı daha da çok kabarıyor, çünkü Türkiye daha da büyük bir pazar olacak. Bu önemli bir şey: strateji çizerken bunlardan uzak çizemiyoruz. Büyük oyunculara karşı bizim buradaki konumumuzu yükseltecek stratejilerle birlikte hareket ediyoruz. Bunların başında da bölgesel güç oluşturmak gerekiyor, bu yüzden ülkeleri bu bilinçle seçtik. Bu ülkeler yabancıların uğramadığı, ikinci plana bıraktığı, bize göre geri kalmış ülkeler ve o ülkelere gitmek ekonomik açıdan da avantajlı gözükmüyor. Bizim işler ise zaman alan işler, ürün fiyatı bu deyip satılabilen işler değil. En az 1-2 yıllık ülke yatırımından sonra ancak ilgi görmeye başlıyoruz.

YESAM (Yazılım Üreticileri ve Eser Sahipleri Meslek Birliği) nedir ? Bu platforma bakış açınızı alabilir miyiz?
Yazılım konusunda 3 tane dernek var: Sivil toplum kuruluşları, Yazılım Sanayiciler Derneği (BİYESAM), Türkiye Odalar Birliği çatısında kurulan Bilgisayar Yazılımları Meclisi var. 3 tane sivil toplum kuruluşu bu konuya şu an sahip çıkıyor. Üçü de kardeş tavırlar sergiliyor. İşbirliği yapıyoruz birbirimiz arasında. BİYESAM daha çok lisans hakları üzerine odaklanmış, çünkü Kültür Bakanlığı’na bağlı, yani yazılımların kopyalanmasına, yazılım eser sahiplerinin haklarının korunmasına yönelik faaliyetler götürüyor. Biz de BİYESAM üyesiyiz. YASAD daha çok ülke yazılımı sektörünün geliştirilmesi ve pazarlanmasına yönelik aktiviteler yapıyor. Odalar Birliği ise hem yazılım hem STK’ları, hem de devlet tarafından tüm oyuncuları bir araya getiren çatı örgütü oldu.

Türkiye’de ki korsan yazılımdan biraz bahseder misiniz?
Bu çok önemli iki bakış açısı olan bir konu.
1- korsan yazılım çok tehlikelidir- ülke yazılımının gelişimini engeller;
2-korsan yazılımı gayet tabi hırsızlıktır, ama ülke yazılım sektörünü engellemez görüşü var.

İki yönden çok kritik buluyorum yazılım sektörünü.
1-Güvenlik açısından. Savunma sanayii; iletişim, telekomünikasyon, bütün ticari bilgiler yazılımlarla yapılıyor artık. Bu aynı zamanda çok büyük bir data, çok büyük bir güvenlik gerektiriyor.
2- Ekonomik açıdan. Artık teknoloji olmadan hiç bir şey yapılamıyor. Her tuşa bastığımızda bir yazılım çalışıyor arkasında. Bu ne kadar yabancılaşırsa bizim de dışarı bağımlılığımız hem güvenlik hem para olarak artacaktır. Biz ısrarla stratejik sektör ilan edilmesi konusunda baskı yapıyoruz.