KUTUP YILDIZI Sosyolog Şule KILIÇARSLAN
Avrasya Kültürel ve Toplumsal Gelişim Derneği Onursal Kurucu Başkanı
2007 Mevlana Yılı: 800. Doğum Yılında Ünlü Türk Düşünürü Mevlana Tüm Dünyada Kutlanacak
 
Mevlana, milletimizin yetiştirdiği ve artık bütün dünyaya mal olmuş ender düşünürlerden biridir. Daima birleştiricidir, barıştırıcıdır, sevginin ve barışın adeta sembolüdür. Mevlana`nın tasavvufu, hiçbir zaman bir bilgi sistemi yahut hayali bir idealizm değildir. Onun tasavvufu, irfan tahakkuk, aşk ve cezbe aleminde olgunlaşmadır. Mevlana, daima hayatın gerçeklerini görür, hayatın bütün gerçeklerini kabul eder, ondan el etek çekmez. Miskinliği, hayattan el etek çekmeyi reddeder, hayatı, hayatın içinde yaşatır. Tasavvufunda, yaratılışın, hayatın manası aşktır. Aşk ise, kimseye niyazı, ihtiyacı olmayan Allah`ın vasıflarındandır. Ondan başkasına aşık olmak da geçici bir hevestir. Yaratılışın sebebi bütün hastalıkların takibi, böbürlenmenin, bencilligin devası, elemlerin merhemi ilahi aşktır. Mevlana`nın tasavvufunda esas, gönül sahibine erişmek ve cevher olmaktır. O, bütün farklılıkları bir kenara bırakarak, insana sırf insan olduğu için değer vermiş, insanların barış içinde yaşayabilmeleri için evrensel bir anlayış ve hoşgörü çığırı açmıştır.

Galata Mevlevi Musiki ve Sema Topluluğu, dünyada birçok ülke ve şehirde Mevlevi müziğini ve semasını icra edip, sufi yolunun içindeki İslami hoşgörünün tanıtılmasını sağlamıştır. Mevlana` ya göre sema; "Kendinden geçmek ve Hakk`a vasıl olmak suretiyle "Beli" (Evet) sesini işitmektir. Allah`la bir olma zamanını yakalama sırrıdır”."Gelsin, varlık namına ne varsa gelsin, Kafiri, putperesti, mecusisi gelsin. Dergahımızda bizim yoktur umutsuz, Yüz kere tövbe edip tövbesini bozan gelsin." nidasiyla tüm gönülleri kucaklamaktır.Sema Allah`ın "semi" sıfatından; işitmekten gelir. Aşık işitir; ruhunu adapte eder, vücudunu müzikle harekete geçirir. Bunu yaparken o el açış, boyun büküş, yere her vuruşun bir manası vardır. Fani dünyadan çıkar semaya giren. Aslından ayrı düşen bir canın aşk ile çırpınışını, kıvranışını ve yok oluşunu ifade etmektedir sema. Maddi alemden, mana alemine uzanan bir yolculuk, bir dalıştır. Arşa merdiven dayamaktır sema. UNESCO tarafından düzenlenen "Kültürel mirası koruma projesi"nde, 160 ülkenin hazırladığı 1500 proje arasından 1. seçilmiş ve 2007 yılının tüm dünyada "Mevlana Yılı" olarak kutlanmasına vesile olmuştur.

Savaşların ve gözyaşlarının hakim olduğu bir dönemde Mevlana`nın eşsiz hoşgörüsünü tüm dünyaya duyurmak için “Mevlana Yılı” büyük bir fırsat.... Fakat UNESCO`nun 2007`yi Mevlana Celaleddin-i Rumi`nin 800. doğum yılı dolayısıyla Mevlana yılı ilan etmesi İran`da değişik tartışmalara sahne oluyor. İran Kültür ve İslami İrşad Bakanı Sefer HARANDI, Mevlana`nın tüm eserlerini Farsça olarak kaleme aldığını, Türkiye`nin ise ünlü mutasavvuf ve şaire sahip çıkarak kendi rolünü abarttığını öne sürdü. HARANDI, 800. yıl kutlamaları çerçevesinde Bilim, Araştırma ve Teknoloji Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı ve Fars Dili Gelişim Konseyi`nin değişik faaliyetlerde bulunacağını ve Mevlana`yı tanıtacağını belirtti.

UNESCO ise 1207-1273 yılları arasında Anadolu`da yaşayan Mevlana`nın doğum yılı organizatörü olarak Türkiye`nin yanı sıra Mısır ve Afganistan`ı seçti, bu konuda İran`a herhangi bir rol verilmedi.

Bugünkü Afganistan`daki, eski büyük Türk kültür beldesi Belh`te doğan veKonya`da da vefat edan Mevlana`nın ailesi, Celebi ailesi büyük-büyük babaları Mevlana Celaleddin Rumi`nin Anadolu`lu olduğunu belirtiyor. "Mevlana`yı Anadolulu olarak tanımlamak, onu Rumi olarak tanımlamak gibi bir şeydir" diye de ekliyorlar.

Mevlana`ya sahip çıkmak, bu toplumu yücelten değerlere, kısaca tarihe sahip çıkmak demektir. Bütün dünya, yıllardır Mevlana`yı Türk düşünürü olarak tanıyor. Kültür tarihi açısından İran’ın itirazı ikna edici bir itiraz değildir.Tarihimize ve değerlerimize sahip çıkalım ve şiirlerini Farsça yazdı diye, barışın ve sevginin sembolü olan düşünürümüzü sahiplenmelerine izin vermeyelim...

"Bazen görünmeyen, gizli kalan, Bazen görünen belli olan biziz. Biz bazen mü`miniz, bazen musa`nın dinindeniz. Bazen de Hıristiyan`ız, Bu gönlümüz, her gönlün örneği olmak için, Her gün bir başka suretle görünür kendini gösterir."
Mevlana