GENÇ DÜŞÜNCE Ayşen LAÇİNEL
İnsan Kaynakları Danışmanı
Kendine İnsan Kaynakları Müdürü,
Diğerlerine Personel Müdürü Olmaksa İ.K.
Yönetimi Denen Şey Olmasın!
 
``İnsan Kaynakları`` denen kavram, özellikle son dönemde popüler oldu. Hatta, ``Personel Müdürü`` demek hakaret, küçümseme gibi algılanmaya başlandı. Nedir bunun aslı? Ne beklenir İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısından? Personel Müdürü denince bu iş olmuyor mu ya da bu işi yapanlar alınıyor mu? Benim deneyimlerim sonucu görüşüm; her yönetici bir insan kaynağını da yönetir. Yani her yönetici sorumlu olduğu ana uzmanlık yanında aynı zamanda bir insan kaynağı yöneticisidir; olmalıdır. Örnek olarak ben, bir perakende şirketinde, 4 yıldır müşteri hizmetleri ile eğitim hizmetleri birimlerini yönetiyorum.

Hem kendi ekibimin hem de eğitimlerini planladığım, hizmet standartlarını belirlediğim yaklaşık 5000 çalışanın dainsan kaynağı yöneticisiyim. Çünkü gerek eğitim ihtiyaçlarını belirlerken gerek eğitimleri verirken, gerekse müşteri hizmetlerini izleyip değerlendirirken tüm branşlarla iç içe oluyorum. Demek ki ben de insan kaynağı yöneticisiyim. Çalışanların, yani ekibimin vediğerlerinin ihtiyaçlarını görüyor, mutluluklarını biliyor, şikayetlerini dinliyor, taleplerini anlıyorum. Esas olan tabii ki her birim yöneticisinin insan kaynağı yöneticisi bilinciyle çalışması.Gerçek bu olunca şimdiki insan kaynağı yöneticisi kusura bakmasın personel yöneticisi oluyor. İşe alınacak adayları bulma, işe yerleştirme, iş takibini belliperformans kriterleri ile yöneticilerle izleme, işten çıkarma gibi ana işlerin yönetimi personel müdüründe olmalıdır. Size neden böyle olması gerektiğini bir ``masalla`` açıklayayım.

Düşünün, birim yöneticisi yıllık norm kadrosunu belirliyor, personel ihtiyacını gerekçeleri ile iletiyor. Şimdi bu İnsan Kaynakları Yöneticisi var ya; bu norm kadroya karşı çıkıyor, bin dereden su getiriyor, adamı süründürüyor. Neden? Çünkü o "İnsan Kaynakları Yöneticisi``. Başka bir örnek, biriminizden biri ayrılıyor, yerine aynı konumda, aynı özelliklerde birini istiyorsunuz. E karşınızda koskoca İnsan Kaynakları Yöneticisi var. Olur mu öyle hemen evet denir mi? Yine bin deren su getiriyor ne olur ne olmaz diyor, sürünmeye devam ediyorsunuz. Zam dönemi yaklaşırken, maaşınıza baktığınızda benzer pozisyondakilerden düşük olması sebebi ile iyileştirme istiyorsunuz. İnsan Kaynakları`ndan bir cevap gelmiyor. Cevap gelmeyince seviniyor yaşasın maaşım iyileştirilecek diye düşünüyorsunuz.

Bir bakıyorsunuz maaşınız düzeltilmek nerede daha da düşük bir zamcıkla elinize geçiyor. Gidip koskoca İnsan Kaynakları Yöneticisine soruyorsunuz "neden?" diye. Size ancak 15 gün sonraya randevu veriyor. Randevuya 1 hafta kala bir yıl önceki bir toplantı protokolünü size gönderiyor ve ``tarihten bir yaprak ama içinde bir kaç soru var, randevu zamanı görüşelim`` diye not yolluyor. Sencileyin protokole bakıp kalemi eline alıp ``tarih başarılan işlerle doludur`` yazıyorsun. Koskoca İnsan Kaynakları Yöneticisi istediğini yapmaya devam ediyor. Objektifi diğer tarafa tuttuğumuzda aynı süreçte kendi maaşını 3-4 kat arttırdığını gördüğünde anlıyorsun ki; İnsan Kaynakları Yöneticisi kendine İnsan Kaynakları Yöneticisi. Gökten birkaç elma düşüyor. En büyüğü koskoca İnsan Kaynakları Yöneticisinin başına; e tabii başı acıyor, hatta başı ağrıyor, diğerleri daha küçük düşen elmaları keyifle yiyor. Masal da burada bitiyor.

Not: Masalların miş’li geçmişle yazıldığını bilmediğimi sanmayın, biraz abartı olsun, canlandırma yapılabilsin diye di`li geçmiş ve şimdiki zamanı kullandım:))