|
|||||
|
|||||
2017 yılını sizlerle merhum “Büyük Üstat Çetin Altan’ın” Kasım 2014 tarihinde Milliyet Gazetesi’nde yayınlanan bir köşe yazısı ile karşılamak istedim. “Yeni yılda da; Kışı bahar, baharı yaz, yazı sonbahar, sonbaharı yine kış izleyecek. Güneş aynı güneş, gök aynı gök, bulutlar aynı bulutlar, deniz aynı deniz olacak. Saçlarınız yine uzayacak, tırnaklarınız yine uzayacak. Akşamları yatacak, sabahları kalkacaksınız. Bekârlar bazıları evlenecek, evlilerden bazılarının çocukları olacak. Fırından ekmek alacak, otobüse, dolmuşa bineceksiniz. Tavla, konken, poker oynayacaksınız. Yeniden âşık da olabilirsiniz. Çay içerek, yumurta, lahmacun, Adana kebabı, pilav, peynirli makarna, patlıcan tavası yiyeceksiniz. Güllaç, aşure, dondurma da yiyebilirsiniz. Pabuçlarınız eskiyecek. Çamaşırlarınız kirlenecek. Telefonla konuşacaksınız. E-mail alıp, e-mail yazacaksınız. Televizyon seyredeceksiniz. Radyo dinleyeceksiniz. Sinemaya gideceksiniz. Gazete okuyacaksınız, eh belki biraz da kitap okuyacaksınız. Vapura bineceksiniz. Trene de bineceksiniz. Eve misafir gelecek. Siz de misafirliğe gideceksiniz. Başınız ağrıyınca aspirin alacaksınız. Yeni elbise de alabilirsiniz. Ülke yönetimi üstünde düşüncelerinizi söyleyeceksiniz, eleştiriler yapacaksınız. Çocukların yaramazlıklarına kızacaksınız. “Kiraz çıkmış” diyeceksiniz. Canınızın biber dolması istediğini söyleyeceksiniz. Denize bakarak sigara içeceksiniz. Arada bir içinizi çekip “yaşam bu, ne yapacaksın” diyeceksiniz. Bir arkadaşınızın başarısına şaşacak, “Yolunu bulan buluyor birader” diyeceksiniz. Ev sahibine ya da kiracıya sinirleneceksiniz. Bozulan musluk için usta çağıracaksınız. Eşinizle kavga edeceksiniz. Sonra barışacaksınız. Sonra da birlikte gezmeye gideceksiniz. Aldığınız domateslerden bazıları çürük çıkacak, manava söveceksiniz. Tatilde bir yerlere gitmeyi düşüneceksiniz. Uçak kullanmayı hiç düşünmeyeceksiniz. Pilot olanlar da dam aktarmayı hiç düşünmeyecekler. Diş doktoruna gideceksiniz. Gözlüklerinizi bir yerde unutacaksınız. Parasal hesaplar yapacaksınız. Şekeriniz varsa perhizinizi sürdüreceksiniz. Saçlarınızla bıyıklarınızın düzenli olmasına özeneceksiniz. Önemli dostlarınızdan bazı ricalarda bulunacaksınız. Hanımlar sünger taşıyla topuklarını ovacak. Yırtılan bulaşık eldivenlerinin yenisi alınacak. Kaldırımdan kaldırıma geçerken arabalara dikkat edeceksiniz. Fırsat çıkınca “Ben senin yerinde olsam...” diye akıl öğreteceksiniz. Bazen kendinizi, zekânızı, cerbezenizi beğenecek, bazen de fırsatları iyi kullanamadığınızı düşünerek pişmanlık duyacaksınız. Ya azıcık şişmanlayacak, ya azıcık zayıflayacaksınız... Hiç beklemediğiniz ne olacak yani? Freni bozuk bir kamyonun hızlıca önünden geçeceksiniz belki. Kamyonun freninin bozuk olduğunu ve yaşamınızı da kıl payıyla kurtardığınızı hiçbir zaman bilmeyeceksiniz. Tıpkı balık yerken genzinize takılan bir kılçığı iki üç “öhö” ile çıkartırken, neden kurtulmuş olduğunuzu da tam bilmediğiniz gibi... Büyük ve güzel bir sürpriz...” Ama yaşamda o kadar azdır ki öylesi..” Bugünlerde TÜGİAD olarak ve okuma konusunda sıkıntı çeken bir ülkede TÜGİAD Elegans Dergisi olarak 30. Yılımızı idrak etmenin gururunu yaşamak gibi.. Biz yine de umudumuzu yitirmeyelim derim.. 2017 yılının öncelikle ülkemize güzel ve tatlı sürprizler getirmesi dileğiyle, tüm okurlarımıza sağlık ve mutluluk dolu Yeni Yıllar dilerim. |
|||||