STEVE H. HANKE Steve H. HANKE
Johns Hopkins Üniversitesi Uygulamalı Ekonomi Profesörü & Forbes Dergisi Köşe Yazarı
“Yanlış Yol” Krugman Tekrar Tekrar Uçuyor
 
New York’tan Colifornia, Long Beach’e kıta üzerinde uçmak üzere yola çıkıp New York’tan İrlanda, Dublin’e okyanus aşırı bir uçuş yapan kötü şöhretli pilot Douglas Corrigan’a 1938’de “Yanlış Yol” lakabı takılmıştı.
Corrigan’ın “Yanlış Yol” lakabı, Nobel ödüllü, Princeton profesörü ve olağanüstü üretken New York Times köşe yazarı Paul Krugman’ın peşinden giden mali politika yanlıları için kullanılmalıdır. Krugman, dünyanın büyük ekonomilerinin yeniden yoluna girmesini sağlayacak tek şeyin, bu ekonomileri açıkla finanse edilen kamu harcamalarıyla canlandırmak olduğunu iddia etmektedir. Tek sorun şu ki, Prof. Krugman ve mali politika yanlısı takipçileri işe yaramaz bir ilaç öneriyorlar. Prof. Krugman’ın “başarısı”, işletme gurusu Prof. Peter Drucker’in bana 1998’de bir öğle yemeğinde söylediği şeyin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor: “başarılı bir satıcı olmanın anahtarı, küçük ürün iyileştirmeleriyle desteklenen tekrardan başka bir şey değildir.” Nobel ödülü sahipleri gibilerinin söyledikleri şeyler, boş inançlardan başka bir şey olmasalar bile etkili olur. Boş inancın sözlük tanımının, “çok sık tekrarlandığı için doğruymuş gibi kabul edilen güvenilmez bilgi” olduğunu hatırlayalım. Güney California Üniversitesi, Tıp Fakültesinde sunulan ünlü “Dr. Fox Bildirisi”, sözde “uzman”ların bir kalabalığı nasıl etkileyebileceğini göstermektedir. Bu bildiri, üst düzey bir akademisyen olduğu duyurulan Dr. Myron Fox tarafından akademisyenlere sunulmuştu. Dr. Fox’un bildirisine istisnasız bütün katılımcılar olumlu tepki vermişti. Katılımcılardan çok azı Dr. Fox’un bir aktör olduğunu, etkileyici özgeçmişinin sahte olduğunu ve çelişkili ifadeler, laf salatası ve boş laflarla dolu anlamsız bir bildiri sunması için eğitildiğini biliyordu. Ağır toplar patladığında herkes duyar! Mali politika yanlılarının boş inancı politika dünyasında çok popülerdir. Fransa, ekonomi politikaları tutarsız olan Nicolas Sarkozy’den yeni kurtuldu ve Elize Sarayına François Mitterand’dan 17 yıl sonra ilk defa bir sosyalisti, François Hollande’ı getirdi. Hiç şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Başkan Sarkozy gururlu bir şekilde mali canlandırma politikasının bayrağını sallıyor. Tek örnek de bu değil.
Yunanistan, 6 Mayıs 2012 seçimlerinden sonra yeni bir hükümetin kurulamadığını ve yeni seçimlerin 17 Haziran 2012’de yapılacağını duyurdu. Mayıs seçimlerinin sıkıntılı sonuçlarından biri, Alexis Tsipras liderliğindeki Radikal Sol Koalisyonun (SYRIZA) yükselişi oldu. SYRIZA’nın durduğu yer neresi? Bay Tsipras’ın en önemli danışmanlarından biri olan Prof. Euclid Tsakalatos, geçtiğimiz günlerde sıkı para politikasını reddedip mali politikanın boş inancını benimsediğini söyleyerek, kendini olabilecek en açık şekilde ifade etti. Ona göre, daha fazla kamu harcaması yapabilmek için, “para ve Avro tahvilleri çıkartan bir merkez bankasına ve zengin ülkelerden yoksul ülkelere para aktaran bir sisteme” ihtiyacımız var. Yanlış Yol, Krugman temsilcisini Prof. Tsakalas’un şahsında bulmuş gibi görünüyor. Mali canlandırma programlarının etkinliği ile ilgili kısa bir dersi tamamlayana kadar, ikisini de oldukları yerde bırakalım. Mali olgulara ve Keynesçi mali iksirin etkinliğine daha yakından bakalım. Nobel ödülü sahibi Milton Friedman bu konuyu 1999 yılında Wall Street Journal gazetesinde bir köşede ele almıştı (8 Ocak 1999). Prof. Friedman şunları yazmıştı:
Keynesçi görüşe göre, kamu açığına dayalı harcamalar, harcamanın borçlanarak veya yeni para yaratarak finanse edilmesinden bağımsız bir şekilde, döngüsel olarak canlandırıcıdır. Monetarist görüşe göre ise, yeni yaratılan para ile finanse edilen harcamalar, harcamanın kamu veya özel sektör tarafından yapılmasından bağımsız bir şekilde dönemsel olarak canlandırıcıdır.
Borçlanarak finanse edilen kamu harcamaları, hükümet harcamalarının özel sektör harcamalarının ne kadarının yerini aldığına bağlı olarak canlandırıcı olabilir veya olmayabilir. Koşullara bağlı olarak, her iki sonuç da mümkündür.
Mali canlandırma politikası genellikle parasal canlandırma politikasıyla birlikte uygulandığı için, bu iki görüşü ampirik kanıtlarla karşılaştırmak kolay değildir. Aranan kanıt, mali ve parasal politikaların farklı yönlerde geliştiği nadir durumlarda elde edilir.
Keynesçi görüşün mü yoksa monetarist görüşün mü ampirik kanıtlarla desteklendiğini test etmek için, Prof. Friedman mali ve parasal politikaların ters yönlerde ilerlediği iki dönemi ele almıştır. Birinci dönem, 1990’ların başındaki Japon deneyimiydi. Bu dönemde, Japon ekonomisini yeniden canlandırmak için, peş peşe mali canlandırma politikaları uygulandı. Ama, monetarist politika “sıkı” kaldı ve ekonomi durgunluktan kurtulamadı.
Prof. Friedman’ın ikinci örneği, 1990’lardaki ABD deneyimiydi. Başkan Clinton göreve başladığında, yapısal mali açık potansiyel GSMH’nın yüzde 5.3’üydü. Sonraki sekiz yıl içinde, Clinton mali açıkları yok etti ve 2000’de görevi sona erdiğinde, devletin % 1.5 seviyesinde bir yapısal fazlası vardı. İronik bir şekilde, mali politika yanlısı Prof. Lawrence Summers’ın Başkan Clinton’ın Hazine Müsteşarlığını yaptığı iki yıl (1999-2000) boyunca, ABD GSMH’sını %0.9 ve 1.5’i seviyesinde bir yapısal fazla kaydetti. Bu yıllarda, “sıkı” maliye ve “gevşek” para politikaları uygulandı ve ekonomi genişleme aşamasındaydı. Prof. Summers’ın 1999-2000’deki bu delişmen günlerinden sonra mali politika reçetesinin işe yaramaz şurubunu içtiğini unutmayın. Prof. Friedman şu sonuca ulaşmıştı: “Birkaç yıldır, parasal politikayla mali politikanın ters yönde ilerlediği bütün dönemleri belirlemeye çalıştım. Hepsinde de, bu iki dönemde olduğu gibi, para politikası mali politikaya göre belirleyici olmuştur.”
Bu mali boş inancı, üretim açıklarındaki ve genel kamu harcamaları yapısal bakiyelerindeki değişiklikleri karşılaştırarak da gösterebiliriz. Aşağıdaki tabloda, ilk sütunda üretim açığı gösterilmektedir. Açık pozitif (negatif) olduğunda, bir mali açık (fazla) var demektir. Üçüncü ve dördüncü sütunlarda, sırasıyla, üretim açığındaki ve genel kamu maliyesi yapısal dengesindeki değişiklikler gösterilmektedir. Üretim açığındaki pozitif (negatif) bir değişiklik bir ekonomik genişlemeyi (daralmayı) belirtir ve genel kamu maliyesi yapısal bakiyesindeki negatif (pozitif) bir değişiklik bir mali canlanma (konsolidasyon) anlamına gelir.
Mali politika yanlıları haklı olsalardı, üretim hızı artışındaki değişikliklerle (tablonun üçüncü sütunu) bütçe dengesi (tablonun dördüncü sütunu) arasında ters bir orantı gözlememiz gerekirdi. IMF’nin verilerine göre, 2001’den 2006’ya kadar ABD ekonomisi Prof. Krugman ve diğer Keynesçilerin iddia ettikleri ve propagandasını yaptıkları şekilde davranmadı. Gerçekten de, ekonominin mali politikaya Keynes karşıtı bir şekilde tepki verdiği yıl sayısı, ekonominin Keynesçi dogmaya uygun davrandığı yıl sayısının iki katından fazladır.
Burada çok sayıda sıkılık görüyoruz. Ama bu genel olarak, mali politika yanlılarının iddia ettiği gibi, geçen yıl 1 milyar dolar harcarken bu yıl 900 milyon harcadığınızda olduğu gibi gerçek kesintilerle bağlantılı mali sıkılık değildir. Bunu geçelim. Prof. Friedman’ın bize öğrettiği gibi, para önemlidir. Paraya baktığımızda ise, iki resim görürüz. Birincisi merkez bankalarının bilançolarıdır. Bu bilançolar, 2008’de Lehman’ın iflasından sonra patladı (aşağıdaki tabloya bakın). Bu bilançolara ve bu bilançolarla bağlantılı olarak yüksek güçlü paranın artışına odaklandığınızda, birçok kişi gibi siz de bir para ve likidite duvarıyla karşı karşıya olduğumuz ve hiperenflasyonun kapıda olduğu sonucunu çıkarabilirsiniz. Ama bu yanlış bir sonuç olacaktır.
Gerçekten de, İngiltere’de geniş para azalmaktadır. İngiltere’nin çift dipli bir resesyona girmesi şaşırtıcı değildir. Bu, Cameron hükümetinin sözde mali sıkılığıyla, hiç değilse bile çok az ilgilidir ve tamamen İngiltere’nin para ve bankacılık politikaları ile bağlantılıdır. Burada “bankacılık” sözcüğünü kullandığıma dikkat edin. Bugünlerde bazı ekonomistler, modellerinde banka bile bulunmadığı için bunu garip bulabilirler.
Hepimizi içine alan finansal krizin ardından, bu çok konuşan eğitimli kesimler bankaları “güvenli” hale getirmek için yanlış bir politika paketini benimsediler. Bu konuda öncülük yapanlardan biri Britanya’nın eski Başbakanı Gordon Brown idi. Brown, Beyond the Crash (Çöküşün Ötesinde) adını taşıyan kitabının girişinde, “ŞİMDİ yeniden sermayeleştirin” cümlesinin altını iki kez vurguladığı anı göklere çıkarmaktadır. Brown’un, halefi David Cameron ve bankalar için yüksek sermaye-varlık oranlarını zorunlu kılan Basel III’ü destekleyen merkez bankacılar dahil çok sayıda kişiyi etkilediği görülmektedir.
Basel III’e tepki olarak, bankalar daha az kredi vermeye başladılar ve nakit ve devlet tahvili pozisyonlarını (bu iki “risksiz” varlık, Basel III ve ilgili sermaye sınırlamalarına tabi değildir) ciddi oranda arttırdılar. Bu, yüksek güçlü paradaki patlamanın neden geniş para önlemlerini etkilemediğini ve merkez bankacı arkadaşlarımızın bizi ittiği durgunluktan neden çıkamadığımızı büyük ölçüde açıklamaktadır.
Büyük bir sorunla karşı karşıyayız ve bu sorunun sözde mali sıkılıkla hiçbir ilgisi yok. Bugünkü ekonomik sıkıntının kaynağı, bankacılık sistemini içinden çıkılmaz hale getiren, devletin empoze ettiği bankacılık mevzuatıdır. Yanlış Yoldaki Krugman ve takipçileri mali politikanın boş inancından vazgeçmeli ve gözlerini gerçekten önemli olan şeyden, paradan ayırmamalıdır. İşe, Yunanistan’daki parasal daralmayı inceleyerek başlayabilirler; bu ülkede geçtiğimiz yılda geniş para (M3) % 17.1 azaldı.

Referanslar:
Donald H. Naftulin, M.D., John E. Ware, Jr. ve Frank A. Donnelly. “The Doctor Fox Lecture: A Paradigm of Educational Seduction.” Journal of Medical Education, Vol. 48, 1973, pp. 630-635.
Steve H. Hanke, Baltimore, The Johns Hopkins Üniversitesinde Uygulamalı Ekonomi Profesörü ve Washington, D.C., Cato Enstitüsünde Kıdemli Araştırmacı olarak çalışmaktadır.

  Democracy or Liberty?: The Middle East and North Africa
  The Dance of the Dollar
  The curse of government failure
  The Dead Hand of Exchange Controls
  The Great Dissemblers
  The Baltics, Bulgaria and Greece
  Booms and Busts
  Hu versus Sarkozy
  The Misery Index: A Reality Check
  China’s Cards
  Greenspan’s Fairy Tales
  From John Law to John Maynard Keynes
  A great depression?
  The law of the ratchet
  On Oil Prices
  Rice markets and government failure
  A private infrastructure solution
  The dollar and U.S. inflation
  China’s Currency
  Money: Bulgaria, Bosnia and Turkey
  Reflections on Reagan the Intellectual
  The World’s Greatest Unreported Hyperinflation
  The Fed’s Zigs and Zags
  On Democracy