SİYASİ VİZYON Haluk ÖNEN
ARI Hareketi eski Genel Koordinatörü
Cumhurbaşkanı Uzlaşma İle Seçilmelidir
 
Dört ay içinde 11. Cumhurbaşkanı’nı seçecek olan Türkiye`de siyasi hava geriliyor. 3 Kasım 2002 seçimlerinde aldığı % 34 oy ile TBMM’deki sandalyelerin % 65’ini elinde bulunduran iktidar partisi 11. Cumhurbaşkanı’nı uzlaşma aramadan TBMM’deki çoğunluğuna dayanarak tek başına seçeceği sinyallerini veriyor.

T.C. Anayasa’sı TBMM’deki AK Parti Grubu’na Cumhurbaşkanı’nı seçme olanağı tanısa da, iktidar Partisi’nin bu yola gitmesi ülkemizi büyük sıkıntılara sokacak vahim bir siyasi hata olur.

Anayasamızın 104. maddesine göre “Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.”

Uzlaşma ile değil inatlaşma ile seçilecek bir Cumhurbaşkanı milletin birliğini temsil etmesi bir yana, toplumu bölen bir unsur olacaktır.

Anayasa’da tarif edilen görevi etkin olarak yerine getirebilecek olan 11. Cumhurbaşkanı,

• Uzlaşma ile seçilmiş olmalıdır: Milletin birliğini temsil edecek bir Cumhurbaşkanı mutlaka mümkün olan en geniş uzlaşma ile seçilmiş olmalıdır. Bunun yanısıra Cumhurbaşkanı seçilecek kişinin uzlaştırma yeteneği de yüksek olmalıdır.

• Devlet deneyimi sahibi olmalıdır: Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetecek olan Cumhurbaşkanı’nın devletin işleyişini bilmesi, devlet kurumları ile bir uyum ve güven içinde çalışabilecek bir kişi olması gerekmektedir.

• Temsil kabiliyeti yüksek bir kişi olmalıdır: Cumhurbaşkanı “Devlet’in başı” olarak “Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eder.” Bu çerçevede Cumhurbaşkanı’nın gerek yurt içinde gerekse yurtdışında Türkiye Cumhuriyeti’ni en iyi şekilde temsil edecek donanım ve özelliklerde olması gerekmektedir.

• Her türlü yolsuzluk söylentisinden uzak olmalıdır: Türkiye Cumhuriyeti’nin başı olacak kişinin hakkında dokunulmazlık nedeniyle işlem görmeyen yolsuzluk dosyalarının bulunması görevlerini hakkıyla yerine getirmesine engel olacağı için Cumhurbaşkanı seçilecek kişinin hakkında bu türden yolsuzluk dosyaları bulunmamalıdır.

Önümüzdeki zorlu dönemde atılacak her yanlış adım, ülkemizin iç dinamikleri arasındaki bağı zayıflatarak istikrar ortamına zarar verecektir. Demokrasimizin olgunlaşması açısından en büyük sınavlardan birisiyle karşı karşıyayız. ARI Hareketi olarak, 11. Cumhurbaşkanı’nı Anayasa’nın tarif ettiği görevi yerine getirebilecek kişilerin arasından uzlaşma ile seçerek bu sınavı başarıyla vereceğimizi umuyoruz.

Temsilde Adalet Türk Siyasetinin Başlıca Sorunudur

Öte yandan seçilme yaşının 25`e indirilmesinin ardından ARI Hareketi, Türkiye`nin siyasal düzenindeki reformların daha hızlı ilerlemesi gerektiğine inanmaktadır. Bu doğrultuda seçim sistemi yeniden gözden geçirilmelidir. Seçim barajı konusuyla ortaya çıkan temsilde adalet sorununun adaylar ve seçmenler için haksız bir durum yarattığını ve ülkeyi istikrarsızlığa sürükleyeceğini belirtiyor ve tüm TBMM üyelerini konu üzerine çalışmalara başlamaya davet ediyoruz.

Türk kamuoyu, temsilde adaletin sağlanmadığı bir seçim sisteminin siyasal düzene fayda getirmediğine ve sorunlar yarattığına pek çok kez şahit olmuştur. Ancak, Avrupa standartlarına uygun bir seçim sistemi, Türk demokrasisini daha katılımcı hale getirmek ve toplumsal diyalogu güçlendirmek adına atılacak önemli bir adım olacaktır.

Bu gerçeğin ışığında, Milletvekili Seçim Kanunu`nun seçim barajı ile ilgili 33. maddesinde değişikliğe gidilmelidir.
Bu kapsamda;
• Ülke barajı yüzde 5’e düşürülmelidir,
• Parti içi demokrasiyi geliştirmek için ön seçimi şartı konmalıdır,
• Türkiye milletvekilliği uygulaması kabul edilmelidir,
• Seçim ittifaklarına izin verilmelidir.

ARI Hareketi, önümüzdeki 10 ay içerisinde, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine hazırlanacak TBMM üyelerinin her ne kadar yapılacak değişiklikler genel seçimler için geçerlilik kazanmayacak olsa da, AB’ye uyum sürecini sekteye uğratmadan seçim sistemi değişikliklerini bir an önce gerçekleştirmelerini beklemektedir.