|
|||||
|
|||||
KAGİDER, müzakere sürecinde Türkiye’ye uzmanlık alanında bilgi nakletmek, tecrübe paylaşmak ve nihayetinde yol göstermek için AB tarafından desteklenen bir proje yürütmektedir. “Avrupa Birliği Yolunda Kadın” isimli bu proje çerçevesinde kadın örgütleri ile resmi kurumların arasında diyalog kurulması ve sürdürülmesi bağlamında çeşitli etkinlikler yapıyor ve diğer kadın örgütleri ile beraber kadın erkek eşitliğini sağlama konularındaki çalışmalar düzenli olarak izliyoruz.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik önemli reformlar yapılmıştır. AB süreci ile kadın sivil toplum kuruluşlarının kadının insan hakları talepleri görünür olmuş ve AB - Kamu - STK diyalogunun sağlanmasında önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Bu süreçte Anayasa reform paketleriyle yapılan değişiklikle kadın - erkek eşitliğinin sağlanması devletin sorumluluğunda tanımlanmış ve yine Anayasa Madde 90’da yapılan değişiklikle uluslararası hukukun ulusal hukuk ile çelişmesi durumunda uluslararası hukukun üstünlüğü tanımlanmıştır. Bu ne anlama geliyor; kadınlar aleyhine yaşanılan eşitsizlikleri ortadan kaldırmak devletin sorumluluğundadır hem de taraf olduğumuz uluslararası antlaşmaların ulusal hukukumuzla uyumlaştırılması anlamındadır. Ayrıca Medeni Kanun’da yapılan değişiklikler, Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklikler öncelikle kadın örgütlerinin yıllardır verdiği mücadelelerinin eseridir ve tabiî ki AB süreci de bu kazanımları ivmelendirmiştir. Bu süreçte kadın örgütleri yapılan reformların takipçisi de olmuş, Türkiye’nin AB üyeliğine giden yolunu adım adım izlemiş, izlemekle yetinmemiş müdahil olmuştur. Türkiye’nin üyelik için yerine getirmesi gereken kriterler hem kadın haklarının iyileştirilmesine hem de hükümetin AB nezdindeki prestijini korumasına yaramıştır. Kadın örgütleri kadınların güçlendirilmesiyle ilgili yaptıkları çalışmalarla Türkiye`de genel anlamda demokrasinin yerleşmesine de katkıda bulunmaktadırlar. Tüm bu çabalar son derece faydalıdır, ancak kadınların durumunu güçlendirmek ve kurumsallaşmayı sağlamak için kamu kuruluşları, sivil toplum, akademi ve medya arasında işbirliği yapılmalı ve cinsiyet eşitliği devlet politikası haline getirilmelidir. Kadın - erkek eşitliğinin sağlanması için kadın örgütlerinin çabasının yanı sıra toplumun da bu konuyu içselleştirmesi ve sorunun çözümüne yönelik toplumsal işbirliğinin oluşturulması zorunludur. KAGİDER bu diyalogun oluşması ve işbirliklerinin güçlendirilmesi için elinden geleni yapmaktadır.Örneğin AB Yolunda Kadın projesi kapsamında, AB üyesi ülkelerde yaşanmış deneyimlerden ders çıkartmak ve o ülkelerdeki kadın kuruluşları ile birlikte hareket etmek adına proje ortağı olan ülkelere çalışma ziyaretleri düzenliyoruz. Bu ülkelerden biri olan İspanya’da kadın erkek eşitliği konularındaki gelişmeleri öğrenmek üzere Madrid’de 28 Kasım 2006’da Türkiye Büyükelçiliği’nin ve Avrupa Kadın Lobisi İspanya Ulusal Koordinasyonunun (CELEM) katkıları ile bir yuvarlak masa toplantısı organize ettik. Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden 1999 yılı aday ülke statüsünü alması ile beraber Türkiye’deki kadın örgütlerinin eşitlik sağlama alanındaki çalışmaları daha fazla görünür olmaya başladı. Türkiye’nin AB sürecinin eşitlik sağlama konusunda ivmelendirici etkisi oldu. Benzer bir etkiyi İspanya’daki eşitlik sağlama sürecinde de görüyoruz. Bu ziyaret sırasında İspanyada’ki paydaşların AB sürecini bu bağlamda nasıl değerlendirdikleri,cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında kamu-AB kurumları ve STK’lar arasındaki işbirliğinin oluşturulması/güçlendirilmesine yönelik ne tür stratejilerkullandıklarına dair deneyimleri dinlenmiştir. Ziyaretin KAGİDER açısından önemi üçlü diyalogun Türkiye’de de sürekliliğini ve etkinliğini sağlamak ve Türkiye’nin AB müzakereleri sürecinde etkin olacak biçimde kurulmasına destek olmaktır. İspanya deneyimini kamudan, STK’lardan ve medyadan öğrenmek üzere düzenlenen yuvarlak masa toplantısına Çalışma ve Sosyal Konular Bakanlığı, Cinsiyet Eşitliği Politikaları Genel Sekreteri Soledad MURILLO, Kadın Enstitüsü Genel Müdürü Rosa PERIS, El Pais Gazetesi yazarı Charo NOGUEIRA ve önde gelen kadın örgütlerinin temsilcileri davet edilmiştir. Türkiye delegasyonun içerisinde Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet ÇUBUKÇU, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Müdürü Esengül CİVELEK, Avrupa Kadın Lobisi Türkiye Ulusal Koordinasyon temsilcisi ve KAGİDER temsilcileri yer almıştır. İspanyol ve Türk kamu yetkilileri ve kadın örgütlerini temsilcileri arasında kurulan diyalog son derece anlamlıdır. Bu diyalogun güçlendirilmesi ve diğer alanlarda da yaygınlaştırılması gerekmektedir. Bu örnekte olduğu gibi sivil toplum kuruluşlarının kamu kurumları ile işbirliği kurması, STK’ların kamu politikalarını şekillendirme, devletin programlarını uygularken daha fazla müdahil olma ve kaynakları harekete geçirme imkanına kavuşmasına yardım etmektedir. Hükümetin uzantısı olma ve her türlü politikasını destekleme hatasına düşmeden STK’lar kamu kurumları ile işbirlikleri oluşturmalı ve bu işbirliği ilişkisi şartlar ve ihtiyaçlar doğrultusunda sürekli olarak değerlendirilmelidir. Kadın örgütlerinin hükümet üzerinde oluşturacağı baskı ve savunuculuk hareketleri, sivil toplum katılımının kapsamını ve etkisinigenişletir, daha katılımcı kamusal mekanizmaların ortaya çıkmasını sağlar. |
|||||