|
|||||
|
|||||
2010 ve 2011 yıllarında şirketlerimizin sayısal göstergelerinde hızlı ve önemli büyümeler yaşandı. Üretim kapasiteleri, satışlar, istihdam ve karlarda artış gerçekleşti. 2012 yılı ise sayısal göstergelerde artış için çok uygun bir yıl olmayacak gibi görünmektedir. Büyümenin ve iktisadi faaliyetlerin yavaşlaması ile birlikte 2012 yılında şirketlerin büyüme performansı da zayıflayacaktır. Bu nedenle şirketlerimiz 2012 yılını niteliksel gelişmeye ağırlık verebileceği bir fırsat yılı olarak görebilir. 2012 Makro Göstergelerde Beklentiler 2012 yılında niteliksel gelişmeye ilişkin önerilerimiz öncesinde makro göstergelere ilişkin beklentileri hatırlatalım. Büyüme performansı yüzde 3 ile zayıf kalacak. TL faizleri yüksek kalmaya devam edecek. Ticari kredi genişlemesi zayıflayacak. Likidite olanakları daralacak. Enflasyon yılın ilk yarısında yüksek kalacak ve maliyetlerimizi arttıracak. 2012 Bütçelerinde Ciro Hedefleri 2012 yılında yüzde 3 ekonomik büyüme ve yüzde 7 enflasyon ile yüzde 10 doğal bir büyüme olacak. Bu nedenle şirketlerimiz için yüzde 15-20 arası ciro artışı hedefi makul olacaktır. Bu hedef için pazarda payın arttırılması gerekiyor. Yüzde 20 üzerindeki hedefler ise daha çok risk alınmasına yol açacaktır. Nakit Bütçesi Genel Bütçeden Daha Önemli Ekonominin ve işlerin yavaşladığı dönemlerde nakit bütçesi genel bütçeden daha önemli olmaktadır. 2012 yılında işlerin yavaşlama beklentisi yanı sıra kredi ve likidite olanaklarında da özellikle yılın ilk yarısında sıkışıklık yaşanacaktır. TL faizleri de yüksek seyredecektir. Bu nedenle 2012 yılı nakit akışlarını öne çıkartıp izlemeliyiz. Kar Merkezleri ile Maliyet Merkezlerini Ölçelim 2010 ve 2011 yılında işlerde çok hızlı bir genişleme yaşandı. Ancak karlılık oranları ve karlar aynı hızda genişlemedi. Bu nedenle 2012 yılında şirketlerimizdeki ve işlerimizdeki kar merkezleri ile maliyet merkezlerini ayıralım. Bunları ölçülebilir hale getirelim. Kar merkezleri ve maliyet merkezlerindeki iş süreçlerini iyileştirelim, etkinlikleri arttıralım ve böylece karlılığımızı aşağı çeken fazlalıklardan, yanlışlardan kurtulalım. İnsan Kaynaklarının Performansını Ölçelim, Ödüllendirelim Eşit işe eşit ücret klasik sanayi toplumunun yaklaşımıydı. Yeni dönemde rekabetimiz için en önemli unsur nitelikli insan kaynakları ve onların yarattığı katma değer. Buradaki önerilerimiz daha çok ucuz işgücüne dayalı değil, nitelikli işgücüne dayalı rekabet arayanlar için geçerli. İnsan kaynaklarımızın performansını ölçülebilir hale getirelim, verimliliklerini ölçelim ve buna göre işgücümüzü ödüllendirelim. Böylece işgücü verimliliğini arttıralım. Türk Ticaret Kanunu’na Hazırlanalım 2012 yılı Temmuz ayında yürürlüğe girecek olan yeni Türk Ticaret Kanunu için hazırlıklarımızı tamamlamalıyız. Bu konuda özellikle mali müşavirlerden ve hukuk danışmanlarından yararlanmalıyız. Ne kadar çok hazırlıklı olunursa Temmuz sonrasında hazırlıksız yakalanacak şirketlere karşı avantaj elde edilmiş olacaktır. İletişim ve Bilgi İşlem Teknolojileri Kullanımı Arttıralım Tüm iş süreçlerindeki faaliyetler artan oranda bilgi işlem ve iletişim teknolojileri tabanlı hale geliyor. Bu nedenle hem şirketimizin içindeki süreçlerde hem de müşterilerimiz ile ilişkilerde bilgi işlem ve iletişim teknolojilerine daha çok yer verelim. Ancak burada da pahalı ve etkin olmayacak yatırımlar ve tercihler yerine iş süreçlerimizdeki en kritik ve öncelikli aşamalardan başlayalım. Akılcı, kullanılabilir ve etkin olacak, kısacası işimize yarayacak sistemleri kuralım. İşlerin Konsolidasyonu ve Satın Almalar 2010 ve 2011 yıllarında hızla genişleyen veya şişen işlerimizi konsolide edelim. Sürdürülebilir olmayan, yüksek maliyetli işlerden ve faaliyetlerden vazgeçelim. Büyümeler için satın alma ve birleşme fırsatlarını değerlendirelim. 2012 yılında niteliksel gelişmeye ağırlık verelim, halımızın altındakileri temizleyelim, 2012 sonrası yeni döneme daha rekabetçi girelim. |
|||||