|
|||
|
|||
Bir sosyal medya ortamı olan internetin, geleneksel medyadan en önemli farkı; tüketicilere seslerini duyurmaları için, hislerini ve düşüncelerini diğerleriyle paylaşabilmek, fikir alış verişinde bulunabilmek, fikir vermek, başkalarını etkileyebilmek gibi önemli bir güç sağlamasıdır. Geleneksel Medya ve Sosyal Medya Karşı Karşıya. | |||
7 Temmuz 2005, İngiltere açısından, "kullanıcı tarafından oluşurulan / kullanıcı güdümlü içerik" (User Generated Content) ya da "vatandaş gazeteciliği" (citizen journalism) diye tanımlanan olgunun gerçek anlamda hayata geçtiği günlerden biri olmuştur.O gün Londra’da metro trenlerine ve bir otobüse yönelen saldırılarla Londra, dev bir karabasanı yaşamaktaydı. Kaynak: http://www.bbc.co.uk/turkish/europe/story/2006/07/0607 05_7july_media.shtmlİngiltere’nin resmi medya kuruluşu BBC, 7 Temmuz’da Londra`daki bombalı saldırılar hakkında sadece 22 bin elektronik posta aldığını açıkladı. (http://www.bbc.co.uk/turkish/europe/story/2006/07/060705_7july_media.shtml). 50`si olaydan hemen bir saat içinde olmak üzere, insanlar o gün, saldırıyla ilgili 300 civarında fotoğraf ve çok sayıda küçük video kaydı yolladılar. Bombalama olaylarına haber açısından bakacak olursak, habercilerin bombalamaya dair metro istasyonlarına zamanında ulaşma şansları yoktu. Çünkü kriz bu sefer yer altından gelmişti. Haberciler habere kısa sürede ulaşamazken, cep telefonları imdada yetişti ve günün tüyler ürpertici ayrıntılarını çok kısa bir süre içinde, daha önce benzeri görülmemiş şekilde kamuoyuna yansıttı. Bombalanıp, tepesi uçan belediye otobüsünün, sokaktan geçenler ve bizzat yolcular tarafından çekilip gönderilen fotoğrafları, olayların o ana kadar Londra metro şirketinin ilk açıklamalarında söylendiği gibi teknik bir sorun değil, bir saldırı olduğunu açıkça ortaya koydu. BBC televizyonunun 18.00` deki ana haber bülteni, yolcuların, bombalanan metro trenlerinin içinde cep telefonlarıyla çektiği dramatik görüntüler ve kısa filmlerle açıldı. Çekilen fotoğraflar ve kısa filmler, yalnızca yeraltında bombaların patlamasından sonra yaşanan karanlık, dumanlı ve ürkütücü ortamı, yaralıların, ölenlerin görüntülerini yansıtmakla kalmadı, aynı zamanda patlamaların zamanı konusunda da topluma önemli kanıtlar sundu.Medya kuruluşları, haber ajansları harekete geçip, halkın elindeki fotoğrafları toplamak, olayların tanıklarının ifadelerini alabilmek için birbirleriyle yarışmaya başladılar. Kaynak: http://www.vidivodo.com/video/amator/42206/londra_metro_saldiri/ Amerika’da ise bu kavram 11 Eylül saldırısından sonra ortaya çıktı. Bu saldırıyı gözlemleyen sıradan vatandaşların kendi çektikleri resim ve videoları geleneksel medya ile yetinmeyip, internet ortamına ve geleneksel medya ortamlarına göndermesiyle; bu kavramın geliştirilmesinde yardımcı oldu. Tsunami, Irak savaşı ve ABD başkanlık seçimleri de kullanıcı tarafından oluşturulan içeriklerin toplum tarafından haber kaynaklı kabul görmesine yol açtı. Bugün dünya, medyanın büyük gücünü yadsımadan; kitlelerin kendi oluşturdukları gücü kabul etmiştir. İnsanlar matbaya gerek kalmadan, editöre gerek kalmadangazetecilik yapabiliyor, profesyonel kameraya ihtiyaç duymadan video çekebillip montajlayabiliyorlar. Tek ihtiyaçları bir internet bağlantısı ve bir bilgisayar. Kullanıcı güdümlü içerik nedir? İnternet ortamının Web 2.0’a dönüşmesiyle, içeriğin kullanıcılar tarafından belirlendiği pekçok sosyal medya platformları oluşmuştur. Bloglar, Online şikayet Siteleri, Sosyal ağlar (Facebook, Myspace gibi), Forumlar, Wiki’ler, Ekşisözlükler, Elektronik postalar, Elektronik posta zincirleri, bilgisayar programlarıyla yaratılan sunular, Youtube gibi video yüklenen kullanıcı siteler; Web 2.0 ortamlarının günümüz kitle iletişim araçlarına getirdiği çeşitliliklerdir. Geleneksel kitle iletişim araçlarından sosyal medyanın en önemli farkı, belki önceden de değinildiği gibi içeriğin kullanıcı tarafından oluşturulmasıdır. Wikipedia’ya girilen bilgilere göre “Kullanıcı güdümlü içerik, diğer ismiyle tüketici güdümlü medya / tüketici tarafından oluşturulan medya” son kullanıcılar tarafından üretilen çok çeşitli medya içeriğine verilen isimdir (http://en.wikipedia.org/wiki/User-generated_content). Burada aktif, katılımcı ve yaratıcı bir hedef kitleden bahsedilebilir. Öyle ki bu özelliğe sahip olan hedef kitle, bugünki teknolojik koşullar göze alındığında, medya kanallarına kolaylıkla ulaşabilmekte, bu kanallarda yeni iletişim mesajları oluşturabilmekte, değişirebilmekte, paylaşabilmektedir. Coğrafik sınırların sanal ortamda ortamda kalkmasıyla global hedef kitle haline dönüşmüştür. Son kullanıcı tarafından üretilen içeriklerle geleneksel medyada üretilen içerikler birbirinden taban tabana zıt özellikler ihtiva etmektedir. Sosyal medya ya da yeni medya kavramı (Web.2.0), bugüne kadar bilindik geleneksel medyadan içerik ve kontrol açısından tamamen farklıdır. Bu farklara yer vermek; pazarlama iletişimcilerinin kullanıcı güdümlü içerikten faydalanabilmeleri için önemli bir dikkat aracı olacaktır: Vatandaş gazeteciliği uygulaması:Kaynak: http://www.vectoreyes.co.uk/ gallery/web/citizen01.jpg • Vatandaş gazeteciliğinin (citizen journalism) içinde kullanıcı güdümlü içerik hakimdir. İçeriğin doğru olup olmaması, geçerli ve güvenilirolup olmamasına, yanlı olup olmamasına bakılmadan tasarlanan bu içerikler, bir anda dünya geneline yayılabilmektedir. Teknolojik gelişmelerin son 10 yılda önemli bir ivme kazandığı inkar edilemez önemli bir gerçekliktir. Bu ivme, özellikle internetin tüketicinin hizmetine önemli bir kaynak olarak sunulmasıyla, toplumun eline önemli bir güç sunmuştur. Web’in Web 2.0’a dönüşümüyle, zaman ve coğrafi sınırların ortadan kalkmasıyla,bireylerin internet üzerinden birbirleriyle etkileşime geçmesi, bilginin, haberin anında paylaşılması, dağıtılması gibi önemli bir sonucu getirmektedir. Bu sonuç, kullanıcı etkileşimlerinin oluşturduğu güçtür. Medya karmasında kullanıcı güdümlü içeriğe yer vermeyi planlayanlar dikkat: Bir televizyon kanalında verilecek olan haber, yayın öncesi pekçok süreçten geçirilmektedir. Haberin kendisi, haber örgüsünün tasarlanması, kurgulanması, güvenilirliğinin kontrol edilmesi, otokontrolden geçirilmesi, editoryal açıdan gözden, gerekirse süzgeçten geçirilmesi, haber kaynaklarının çapraz kontrollerden geçirilerek emin olması, yasalara ve basın etiğine uygunluğunun denetlenmesi gibi süreçler sonunda haber oluşturularak yayına girebilmektedir. Oysa ki internet yoluyla, kullanıcı tarafından oluşturulan bir içerik, kullanıcı tarafından anında oluşturulup resim ve video görüntüleriyle desteklenerek, etik ve güvenilirlik kaygıları olmaksızın yayınlanabilmektedir. Google gibi bir arama motoruna girip gitmek istediği bir otel hakkında bilgi sahibi olmak isteyen bir tüketici, arama yaptığı sayfada karşısına otelle ilgili pekçok olumsuz (şikayet, iftira, yalan, tehdit, karalama) bilgiye ulaşabilir. Bir marka, powerpoint dosyası ile hazırlanmış ve kaynağı anonim olan bir karalama sunusu ile bir anda elektronik postayla milyonlarca kişiye ulaştırılabilir ve kendisini hiç aklına gelmeyecek önemli bir krizin eşiğinde bulabilir. Kişisel online günlük diye tabir edilen “Bloglar” da şirket hakkında kriz yaratıcı bir iletişim aracı haline gelebilir. Danone ve LC Waikiki krizlerinin online başladığını unutmamak gerekmektedir. Elektronik postayla gelen bir mailin yaratabileceği risk, bir firmanın düşünebileceğinden çok daha uzun bir kriz sürecini beraberinde getirecektir. Bir firmayla ilgili olumsuz yazılmış bir bilgi internet ortamında gün içinde binlerce kişiye ulaşabilir. Firmanın kullanıcı tarafından oluşturulan içeriklerle başetmesi kolay değildir. Geleneksel medyada örneğin bir televizyon kanalında firma hakkında çıkan olumsuz bir haberle başetmenin pekçok kanuni, etik ve sosyal çözümü vardır. Takibi kolaydır. Peki ya internette tanımdağınız biri tarafından üretilmişse ve siz sadece üretilen bu olumsuz içerik milyonlarla paylaşıldığı anda haberdar olmuşsanız? Korkutucu değil mi? Aşağıda Kullanıcı Güdümlü İçerik Örneklerine sıkça rastlayabileceğiniz örnekler bulunmaktadır. Bu örneklere bakıldığında kişiler, markalar, hizmetler, kurum ve kuruluşlarla ilgili, ülkelerle ilgili pekçok olumsuz ve de olumlu yorumlara rastlanabilir. İşin ürkütücü tarafı bunların o |
|||