|
|||||
|
|||||
Türkiye, yabancı yatırımlar için cazip bir ülke oldu diyorduk, geçen aya kadar. Oysa şimdi, bir anda patlak veren olaylar, hortlayan terör, karıştırılan kafalar tam düzlüğü çıkacakken, ülkem için risk unsuru olmuş durumda. Kimsenin yaptığı kimsenin yanına kar kalmaz. İster “Kurtlar Vadisi Irak filmini sinemalarda oynatmam” yaklaşımları, ister farklı tehditler, Türkiye`nin önünü kapatamayacak, yolundan çeviremeyecektir.
Türkiye, uluslararası platformda, ayakları üzerinde durabilen, kendinin ve ülkesinin değerlerinin farkına varan girişimci Türk vatandaşları ile yolda gitmeye devam edecek.
Olsa olsa hızımızı yavaşlatabilirler o da dönemseldir. Fark mutlaka kapatılacaktır.
Bu sene turizm parlak olmayacak gibi gözüküyor. Yazın dolup taşantesislerimiz bu yaz hedeflenen yabancı turisti misafir edemeyecek deniyor. Bu da bir dönem. Dileğim, mümkün olduğu kadar kısa sürmesi ve an az sıkıntıyla atlatılması. Tekstilde uygulanan KDV indirimlerine baktığımızda sonuçları esnafın da tüketicinin de yüzünü güldürmüş gözüküyor. Bu iyi haber. Doğuya yatırım yapacak yatırımcıların son günlerdeki terör olayları yüzünden yatırımdan vazgeçmeleri ise kötü haber. Tüketiciyi, sevindirecek birkonu da kredi kartı ödemelerini yapamayan, bankadan yazılı ihtar gelenler için geri ödemelerin taksit sayısının artması ve faizlerinin düşmesi. Maalesef, kredi kartları çıktığından beri ödeme planı yapmayı tam bilemeyen vatandaşlarımız büyük sıkıntılar yaşamaya başlamışlardı. Ürün fiyatlarındaki taksit sayısının artması ise bir başka tuzak oldu. Yenilenen tüketici odaklı kredi kartı geri ödeme uygulaması yüreklere su serpecek gibi gözüküyor. Gıda Perakende Sektöründen Haberler Gıda perakendesine baktığımızda oldukça hareketli günler yaşandığını görüyoruz. Migros`un Tansaş`ı satın alması ile pazarda liderliğini perçinlemesi, Carrefour`un Gima`yı satın alması ile rekabetteki iddiasını ortaya koyması, Kiler`in Canerler’i satınalması ile büyüme isteği, Metro`nun sezonluk bölgelerde de kendini göstermeye başlaması, hayli rekabetçi bir ortam yaratıyor. Tüketiciyi mağazasından içeriye sokacak olan ve kendi mağazasından alışveriş yaptırıp, mutlu bir şekilde mağazadan ayrılmasını sağlayan kazanacak. ”Mesajınız Var” filmini izlemişsinizdir. Ben o filmde birbiriyle chat yaparak tanışan ve sonra aşık olan çiftin öyküsünün yanısıra, farklı iki mağazacılık anlayışı görmüştüm: Biri, annesinden kalan kitapçı dükkanını işleten Meg Ryan`ın, sattığı kitapların yazarını, konusunu bilen satıcılığı, müşteriye güleryüzlü içten yaklaşımı, diğeri büyük profesyonel mağazacılık anlayışıyla gelen fiyat avantajları, geniş, rahat bir ortamda alışveriş yapma imkanı. Bunlar her iki mağazanın olumlu özellikleri. Madalyonun diğer yüzüne baktığımızda ise küçük kitapçı dükkanında fiyat avantajlarının olmaması, rahat, geniş bir alışveriş imkanının bulunmaması ile diğer büyük mağazadaki satış elemanlarının sattıkları ürünü bilmemeleri, kitapların yazarlarını tanımamaları olumsuz unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Tüketici Ne İstiyor? Tüketici, bir yerin müşterisi olmak için bildiğimiz eski bakkallarımızın sıcaklığını, güleryüzle bakan, isimle hitabeden, müşterisini tanıyan, sattığı ürünün özelliklerini bilen yaklaşımını,fiyat avantajları ve rahat alışveriş ortamı ile birlikte istiyor. “Mesajınız Var” filmindeki iki mağazacılık anlayışını birlikte verebilen mağazaların kazanacağı kesin. |
|||||