|
|||||
|
|||||
Ramazan Bayramı ve Cumhuriyet Bayramı bu yıl peş peşe gelince tatil süresi uzadı ve biz de bu süreyi yeni çıkan kitapları okuma fırsatıyla değerlendirmeye çalıştık.
Bilginin çok ancak nitelikli bilginin hala nadir olduğu bu dünyada, belki de en önemli mesele, bildiklerimizi hayata nasıl aktaracağımız noktasında düğümleniyor. Salih KADIBEŞEGİL’in itibarın ne olduğundan ziyade nasıl yönetileceğine dair yazdığı İtibar Yönetimi isimli kitapta, önsöz yazan Sayın Dr. Şeref OĞUZ’un dediği gibi. Stratejik iletişim yönetimi alanında akademik ve profesyonel birikimleri ve yüksek referansları bulunan Sn. KADIBEŞEGİL kurumsal itibar yönetimi kavramının ülkemizde tanınması ve yer etmesine öncülük etmiş bir fikir adamı olarak bu kitabıyla önemli konulara ışık tutuyor. İtibar Meşhur Olmak Değildir! Gazete ve dergi sayfalarında hemen her gün boy göstermek, televizyon ekranlarından eksik olmamak, tanınmayı, ünlü olmayı ve hatta kamuoyunca takdir edilen bir yıldız olmayı sağlayabilir. Ama bunun beraberinde itibar da getirip getirmediği iyi analiz edilmeli ve tartışılmalıdır. Ayrıca; itibar para ile satın alınabilecek bir ürün ya da hizmet de değildir. İtibar, toplumun duyarlılıklarına karşı bir “duruştur”. İçinde “saygınlığı” barındırır. İtibar Açlığı İtibarın en büyük düşmanı, itibar açlığıdır. İçinde samimiyet, doğallık, gerçeklik ve şeffaflık olmadığı için gelgeç bir rüzgardır. Kişide resmi ya da gayrı resmi bir rütbe veya makam olduğu sürece bu açlık bastırılıyormuş gibi gelebilir. Peki ya sonrası sorusu belleklerden hiç uçmamalıdır. Ticarette, siyasette de sıkça rastlanan bazı kişilerin bu yaşamdaki itibar açıklarını, rüzgarlarını kaybedip koltuklarını bıraktıktan sonra asıl önemli olan tarafı ise ne kadar itibar edilir oldukları konusudur. İşte bu husus kesinlikle tartışılmalıdır! Oysa kuytu köşelerde kalsa bile bazı kişiler hala önemseniyorlarsa, bilinmelidir ki onlar toplumun kültür ve değerlerine uygun bir davranış biçimini yaşamları boyunca sergilemişlerdir. Ayrıca unutulmamalıdır ki; itibar başkalarının takdir etmesi ile elde edilir. Kişilerin kendi kendisini ve kurumunu övmesi ve iyi olduklarını iddia etmeleri itibarlı oldukları anlamına gelmez. Özcümle; önemli olan toplumun değer yargılarıdır. “Elle tutulamayan, gözle görülemeyen ve paha biçilemeyen bir değer” yitirildiğinde bile iyi yönetildiği takdirde uzunca bir süreç alsa da, itibar geri kazanılabilir. İşte bu konunun uzmanı Sn. KADIBEŞEGİL kitabında bu hususlara detaylı bir şekilde yer vermiş. Değerli okurlarıma da bu kitabı okumalarını saygıyla tavsiye ederim. Devir Değişti 15-20 yıl önce şirketlerde istihdam edilen kişilerin yeri boşaldığında, uygun bir kişi işe alınır ve ona da standart bir maaş bağlanırdı ve o kimse de bu durumdan dolayı sızlanmazdı. Ne değişti de, şirketler insan kaynakları konusunda küçümsenmeyecek yatırımlar yapma yoluna gittiler? Bir zamanlar şirketin rekabet gücü çalışan sayısının yüksekliği ile ölçülürken, günümüzde insan kaynakları dönüşüm oranı, yıl içinde yapılan eğitimlerin yoğunluğu, yaratıcılık, yenilikçilik ve gelişim alanında çalışanların ortaya koydukları değerler, çalışanların yıllar içindeki bilimsel ve teknik gelişmişlikleri nedeniyle artık eski alışkanlıklardan olan, çalışan sayısının büyüklüğünü anlamsız ve değersiz hale getirdi. Eğer bu ölçümlemeler çalışan memnuniyeti ile belgeleniyorsa yapılan yatırımların geri dönüşü ile ilgili somut bir veriye de sahip olmak olanaklıdır diye düşünülmektedir. İtibar da Yönetilir İtibarınızı yönetmekten daha önemli bir işiniz var mı sorusunun cevabı olarak varlığımızdır yanıtını verebilenler gayet iyi bilirler ki itibar belki “her şeydir” ancak asla bir yöntem değildir. Yönetimi olmayan her şeyse eninde sonunda zaman değirmeninde öğütülmeye mahkumdur. Nitekim bizim yönetemediğimiz itibarı, rakiplerin yönettiği bir küre içinde, “sürdürülebilir itibar” için yöntem ihtiyacının günümüzde ön plana çıkası da bundandır. Günümüzün Gerçeği Eğer ölçemezseniz hiçbir şeyi bilemezsiniz. Bilemediğiniz bir şeyi ise asla yönetemezsiniz. Keşke başımıza gelmeden önce harekete geçebilsek ve para ile alınamayacak şeyimizi kaybetmesek. “İtibarımız beş para oldu ve yerlerde sürünüyor” gibi kavramlara maruz kalmadan hepinize mutluluklar diliyor ve tekrar Sn. KADIBEŞEGİL’in itibar yönetimi kitabını sizlere de naçizane okumanız için tavsiye ediyorum. |
|||||