STEVE H. HANKE Steve H. HANKE
Johns Hopkins Üniversitesi Uygulamalı Ekonomi Profesörü & Forbes Dergisi Köşe Yazarı
Çin’in Para Birimi
 


Kasım ayında, Avrupa ülkelerinin maliye bakanları, Çin’in para birimi Yuanın Avroya göre göreli zayıflığı hakkında açıklamalarda bulundular. AB Ticaret Komiseri Peter Mandelson, Yuanın güçlendirilmesi için çağrıda bulunarak maliye bakanlarına katıldı. Avrupa Merkez bankası Başkanı Jean-Claude Trichet ve AB Komisyonun para politikalarından sorumlu üyesi Joaquin Almunia’da Yuan-Avro paritesinden duydukları hoşnutsuzluğu ifade ettiler. Çin’in para birimi ile ilgili tartışmayla ilk kez 1 Mayıs 2002’de ABD Bankacılık Komitesi önüne tanık olarak çıktığımda tanışmıştım. Bu oturumların amacı, başka şeylerin yanın sıra, Çin’in döviz kurunu manipüle edip etmediğini belirlemekti. ABD yasaları, halihazırda, ABD Hazinesi’nin, Çin gibi ülkelerin döviz kurlarını manipüle ederek uluslararası ticarette “haksız” rekabet avantajı kazanıp kazanmadıkları konusunda, IMF ile istişare halinde, altı ayda bir rapor hazırlamasını gerektiriyor. ABD Hazinesi, Çin’i Mayıs 2002’de döviz kurlarını manipüle etmekle suçlamadı ve böyle bir suçlama bugüne kadar yapılmadı. Bu çok şaşırtıcı bir şey değil, çünkü “kur manipülasyonu” tanımlanması zor bir terimdir ve bu nedenle, ekonomik analiz için kullanılabilecek operasyonel bir kavram değildir. Ancak bu durum, ABD ve başka ülkelerdeki politikacıların ve özel ilgi gruplarının Çin’in yuanı manipüle ettiğini iddia etmelerini engellemedi. ABD’nin her iki partisinden korumacılar, Çin yuanın değerini ciddi bir şekilde arttırmadığı takdirde Çin’den ithal edilen mallara gümrük vergisi uygulamakla tehdit ettiler. Bu korumacılar, yuanın dolara karşı daha fazla güç kazanmasına izin verdiği takdirde Çin’in devreden çıkmasının çok daha iyi olacağını bile iddia ettiler. ABD’deki ilgili tarafların Çin’e yardımcı olmak adına iddialarda bulunmasıyla ilk kez karşılaşmıyoruz. Franklin D. Roosevelt ilk görev döneminde gümüş üreticilerine yardımcı olmak için bir şeyler yapmayı vaat etmişti.Roosevelt yönetimi, 1933 tarihli Thomas Yasa Değişikliği ve 1934 tarihli Gümüş Satın Alma Yasasının verdiği yetkiyle gümüş satın aldı. Bu, ABD’nin gümüş politikaları ile ilgili büyük söylentilerin yanı sıra,gümüş fiyatının 1932-35 döneminde % 128 (yıllı ortalama olarak hesaplanmıştır) artmasına yardımcı oldu. Garip iddialar gümüş fiyatlarının yükselmesine neden olan harekete büyük bir katkıda bulundu. Bunlardan bir tanesi Çin ve Çin’in gümüş standardı uygulaması ile ilgiliydi. Gümüşle ilgili çevreler gümüş fiyatlarının yükselmesinin yuanın değerlenmesine yol açacağı ve bunun alım gücünü yükselttiği Çinli’lerin yararına olacağını iddia ediyorlardı. ABD Senato’sunun özel bir komitesinin 1932’de rapor ettiği gibi, “Gümüş Çinli’lerin satın alma gücünün ve refahının ölçüsüdür; onlar için bir rezerv veya banka hesabı işlevi görür. Bu refah bu tür halkların ihraç ürünlerimizi satın almasını sağlar.” Ancak olaylar Washington’un senaryosuna göre gelişmedi. Gümüş ve yunanın dolar cinsinden fiyatı hızla yükseldiğinde, Çin depresyon ve deflasyon batağına düştü. 1932-34 döneminde, gayri safi milli hasıla % 26 azaldı ve Çin’in o zamanki başkenti Nanjing’de toprak fiyatları % 20 düştü. Çin, ABD’nin gümüş politikalarının yol açtığı sıkıntılardan kurtulabilmek için, ABD Hazinesi’nden gümüş satın alma politikasında değişiklikler yapmasını talep etti. Ancak bu taleplerine karşılık alamadılar. Roosevelt yönetimi, bir çok kaçamak cevaptan sonra, 12 Ekim 1943’de yalnızca ABD Kongresi tarafından kararlaştırılan bir politikayı uyguladığını belirtti. Bütün umutlarının kaybolduğunu anlayan Çin, resmi açıklama 3 Kasım 1935’e kadar ertelenmekle birlikte, 14 Ekim 1934 tarihinde gümüş standardını zorunlu olarak terk etti. Bu, Çan Kay Şek’in milliyetçi hükümeti için sonun başlangıcı oldu. Tarih tekrarlanmak zorunda değil ve muhtemelen tekrarlanmayacak. Her şey bir yana, yunanın büyük miktarda değer kazanması 1930’da olduğu gibi yıkıcı bir deflasyonist etkiye neden olacaktır. Bu Çin’in banka sistemini tamamen batıracak ve Çin’in 800 milyonluk kırsal nüfusunu benzeri görülmemiş sıkıntılarla karşı karşıya bırakacaktır. Yabancı politikacılar Çin’i yunanın kuru konusunda fırçalamayı bırakmalıdır. Bu, Çin’in yuan üzerindeki kambiyo kontrollerini yuanın tamamen konvertibl olmasını sağlayacak şekilde kaldırmaya yoğunlaşmalarını sağlayacaktır. Steve H. Hanke, Baltimore’da bulunan Johns Hopkins Üniversitesinde Uygulamalı Ekonomi profesör ve Washington, D.C.’de bulunan Cato Enstitüsünde Kıdemli Akademisyen olarak çalışmaktadır.

  Democracy or Liberty?: The Middle East and North Africa
  The Dance of the Dollar
  The curse of government failure
  The Dead Hand of Exchange Controls
  The Great Dissemblers
  The Baltics, Bulgaria and Greece
  Booms and Busts
  Hu versus Sarkozy
  The Misery Index: A Reality Check
  China’s Cards
  Greenspan’s Fairy Tales
  From John Law to John Maynard Keynes
  A great depression?
  The law of the ratchet
  On Oil Prices
  Rice markets and government failure
  A private infrastructure solution
  The dollar and U.S. inflation
  China’s Currency
  Money: Bulgaria, Bosnia and Turkey
  Reflections on Reagan the Intellectual
  The World’s Greatest Unreported Hyperinflation
  The Fed’s Zigs and Zags
  On Democracy