Bilgen Salih NARLI
Türkiye Serbest Bölge Dernekler Platformu Yönetim Kurulu Başkanı
SERBEST BÖLGELER
 
Ülkemiz Serbest Bölgelerinin Tarihçesi
Türkiye’de serbest bölge kurulması ile ilgili çalışmalar 1980’li yıllarda başlamışolmakla beraber, bundan önceki çalışmaların geçmişi Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanmaktadır. Örneğin; bugün Romanya sınırları içerisinde Tuna Nehri’nin Karadeniz’e döküldüğü yerde bulunan ve halen serbest bölge olan Sulina Limanı’nın 1870 yılında serbest bölge haline getirildiği bilinmektedir. Serbest bölgelerin kurulmasıyla ilgili en önemli gelişmeler 24 Ocak 1980 Kararlarının uygulanmasıyla başlamıştır. Ekonomide dışa açılma ve liberalleşmenin, yabancı sermaye yatırımları için teşvik edici politikaların, daha güvenli ve istikrarlı işortamının ve daha az bürokrasinin hedeflendiği bu dönemde uzun süre ara verilen serbest bölge kurma çalışmalarına tekrar başlanmıştır. Çalışmaların ilk sonucu Bakanlar Kurulu’nun 22 Eylül 1983 tarihinde uygulamaya konulan, 1984 Yılı İcra Planına “Serbest bölgeler tesis edilecektir.” maddesinin konulmasıyla alınmıştır. Dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından “Devlet Politikasında Kalkınma Modeli” olarak tesis edilmiştir.

Ülkemiz Serbest Bölgelerine Genel Bakış
Bugün ülkemizde 19 Serbest Bölge Faaliyet göstermektedir. İstanbul, İzmir, Mersin, Antalya, Adana, Bursa, Kayseri, Tekirdağ, Kocaeli, Samsun, Trabzon, Mardin, Gaziantep, Denizli illerimizdeki Serbest Bölgelerimizde 60.000 civarında çalışan istihdam edilmektedir. Üretim ve ticaret ağırlıklı bölgelerde günümüzde sektörel kümelenmelerin oluştuğu yerler olarak dikkat çekmektedir. Özellikle savunma sanayi, havacılık, otomotiv, tekstil, yat imalatı, tekstil, makine ve gıda alanlarında ihtisaslaşma dikkat çekmektedir. Potansiyel olarak, bölgelerimizin birçoğu dolmuşolup, yeni alanlara ihtiyaç duyulmaktadır.

Serbest Bölgelerin Ülkemiz Ekonomisine Katkıları
Ülkemizin temel sorunları arasında işsizlik ve cari açık dengesizliği dikkate alındığında Serbest Bölgelerimiz, her iki soruna da pozitif etki yaratan endüstri ve ticaret sahalarıdır. 60.000 direk çalışanın dolaylı etkileri ve tedarik zinciri dikkate alındığında yaklaşık 500.000 kişinin geçim kaynağı olarak fayda sağlamaktadır, yeni alanların tesisi ile istihdama katkı artabilecektir. Ticaret hacmi ise yıllık 25 milyar dolar seviyesindedir. Cari açık dengesine bakıldığında yaklaşık 5 milyar dolar ile pozitif etki yaratmaktadır. Temel ekonomik faydaların yanında yabancı sermaye girişi, teknoloji girişi ve lojistik imkanlar ile ülkemizin Devlet Politikası olarak kaçınılmaz bir araçtır.

Serbest Bölgelerin Avantajları
Özellikle ihracata dönük olan Serbest Bölgelerimizde bazı avantajlar şunlardır.
• Ülkemiz Avrupa Birliğine girene kadar bu bölgelerde üretim yapan firmaların ürettiği ürünler üzerinden elde ettikleri kar gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır.

• Serbest Bölgede üretim ruhsatı sahibi olmak için herhangi bir yabancı sermaye zorunluluğu yoktur, tamamı Türk sermayeli şirketlerde tüm avantajlara haizdir.

• Ürettiği ürünün en az % 85 ini yurtdışına ihraç eden firmalar, çalıştırdıkları personellerin Gelir Vergisinden (muhtasar) istisna tutulmuştur.

• Serbest Bölge şirketleri Gümrük hattı dışında olduğundan KDV’ ye mükellef değillerdir. Türkiye’den veya Dünya’nın herhangi bir yerinden KDV’siz satın alma yaparlar.

• Gümrük Vergisi yönünden etkin teşvikler bulunmaktadır. Serbest Bölgelerin Genel Sorunları Serbest Bölgelerin Devlet Planlama Teşkilatı tarafından Kalkınma Modeli olarak tesisi sonrası özellikle kazanılmışhakların korunması bakımından hukuki güven ilkesine dikkat etmek gerekir. 2004 yılında revize edilen Serbest Bölgeler Kanunu ile gelişimin duraklama dönemine girdiği görülmektedir. Dünya’ daki Serbest Bölge modelleri iyi incelenerek bu yöntemle başarılı olmuşülke örnekleri uygulanabilir hale getirilmelidir. Mevzuatta sık değişiklikler ve hak kaybı doğuran düzenlemeler yabancı sermayeli şirketleri ve yatırımcıları tedirgin edebilmektedir. Özellikle Maliye Bakanlığı ve Gümrük Bakanlığı’nın Ekonomi Bakanlığı ile koordinasyonu başarının anahtarı olacaktır. Serbest Bölgelerin haksız rekabet yarattığı ya da vergi teşvikleri ile ülke ekonomisine katkı sağlamadığı görüşlerini çürüten en etkin gösterge rakamlardır. Bugün Serbest Bölgelerden Hazineye aktarılan fon, vergi ve kiralar incelenecek olursa; verilen vergi teşviki karşılığında ne nedenli kazanımlar yarattığını rakamlar söylemektedir.

Serbest Bölge fiirketlerinin Tek Sesliliği
2009 yılında ülkemizde bulunan 7 Serbest Bölge Yatırımcı ve Kullanıcı İşAdamları Dernekleri bir araya gelerek Serbest Bölgelerin gelişimine tek seslilikle katkı sağlayarak, Türkiye Serbest Bölge Dernekler Platformunu kurmuşlardır. Platform sahada yatırımcının yaşadıklarını bürokrasiye doğru bir şekilde aktarmayı başararak tüm tarafların ortak hareketini sağlamaya çalışmaktadır. Her 3 ayda bir toplanan Platform Ekim ayı olağan toplantısını Kayseri Serbest Bölgesinde yapacaktır. Kayseri toplantısının ana gündem maddesi yeni Serbest Bölgeler Kanunu olacaktır.

Dünya Serbest Bölgeler Konvansiyonu İzmir de Toplanıyor
World Free Zone Convention isimli organizasyon Aralık ayında İzmir’de Ege Serbest Bölgesinde düzenlenecektir. Uzun bir uğraşsonucu, Dünya’nın birçok ülkesinin aday olduğu organizasyonun Türkiye’ de yapılmasına karar verilmesi ülkemiz adına sevindirici ve fırsat doğurucu bir ataktır.
Ekonomi Bakanlığımız ve Esbaşev sahipliğinde yapılacak organizasyonda birçok ülkeden Bakan seviyesinde katılımcı olacak ve Dünya Serbest Modelleri sunulacaktır. Dünya Serbest Bölge camiasının İzmir ‘de olacağı bu organizasyon Türkiye Serbest Bölgelerinin başarısı ile birlikte geleceğinin de doğru yönetimi ve anlaşılması yönünde bir fırsattır. Birçok ülkede şehirlerin bile Serbest Bölge statüsünde nasıl başarılı olduğunu izlemek ve doğru modelleri tahlil etmek faydalı olacaktır. Diğer bir fayda ise Dünya’nın değişik coğrafyalarından yatırımcıların gelmesi ve ülkemiz Serbest Bölgelerini tanıması yeni yatırımların gelmesi ve ticaret olanaklarının gelişimi bakımından da bir fırsat olacaktır.