İĞNE Bedii OKYAY
Serbest Pazar Ekonomisi Yalanı
 
Sovyetler Birliği’nin çöküşünün ardından tek kutuplu hale gelen dünya ekonomisinde kapitalizm uygulamaları, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkeleri topsuz, tüfeksiz ele geçirme stratejisi haline dönüşmüştür.

Tanımı itibarıyla kapitalizm, sermaye ve emeğin ortaklaşa ürettiği mal ve hizmetlerin sunumundan oluşan pazarda kar olarak sermayenin, ücret olarak da emeğin pay almasıdır. Gelişmiş ülkelerde oluşan karlarla büyüyen sermaye ve gelişen teknoloji ile artan üretim o ülkedetalebin çok üzerinde olunca yeni pazarlar arama zorunluluğu ortaya çıktı. 80’li yıllara kadar az gelişmiş ülkelerin kapalı ekonomileri gelişmiş ülkelerin yeni pazarlara girmesinin önlerindeki en büyük engellerdi. O tarihlerde ABD ve İngiltere liderliğinde dünyaya pompalanan Serbest Pazar Ekonomisi veya Global Ekonomi modeli ile az gelişmiş ülkelerin gelişmelerinin ancak ve ancak rekabete açık ekonomi modeli ile sağlanacağı aldatmacası ile kırılgan ekonomiler dünyanın dev şirketlerinin hedefleri haline getirildi. Az gelişmiş ülkelerin ekonomilerinin dış dünyayaaçılımlarının sağlanması için ilk iş bu ülkelerin finans sistemleri serbestleştirilerek uluslararası sermaye hareketlerine açık hale getirildi. IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların önerileri doğrultusundauygulanan ekonomi politikaları ile kamu kuruluşları özelleştirme adı altında yabancılaştırıldı veya tasfiye edilerek yabancı şirketlerin bu pazarlara daha rahat girmelerinin önündeki engeller kaldırıldı. Girilen pazarlarda gerekli talebin yaratılması için devletler ve bankalar borçlandırılarak kredilerle para bolluğu yaratıldı ve milletler tüketim toplumu haline getirildi. Tüketici kredileri ile insanların yalnız bugün ki değil gelecekteki gelirlerine de el konuldu, konulmaya devam ediliyor. Ülke bankaları ele geçirilerek yerel tasarrufların ulusal ekonomiye katkı sağlamaları için kurulmuş köprüler yıkıldı, kendi ülkelerinde üretilen ürünlerin pazarlanmasında aracılık faaliyetleri esas alındı.

Ülke pazarlarının yalnız yabancı ürünlerle değil yabancı paralarla da ele geçirilmesi için çoğu kez maniple edilen krizlerle ülke risk primi adı altında fahiş faiz farkları oluşturulup sıcak para operasyonları ile ülkeler soyuldu.

Çeşitli IMF reçeteleri ile bilinçli olarak ülke ekonomileri deneme tahtalarına çevrildi, her başarısızlık bir diğer başarısızlığın hazırlayıcısı oldu sonuçta ülkeler IMF’ye daha bağımlı hale getirilerek bağımsızlıkları kayboldu.

Sonuçta yüce ATATÜRK’ün gençliğe hitabesindeki…kaleleri alınmış - tersanelerine girilmiş… ifadeleri günümüzde…bankaları alınmış - finans sektörüne girilmiş… şekli ile ifade edilebilir hale geldi!