|
|||||
|
|||||
Bu yılın başlarında ham petrolün varil fiyatı enflasyon ayarlı eski zirvesi olan 103.76 ADB dolarını (1980’deki rekorunu) aştı. O günden bu yana ham petrolün fiyatı düzenli aralıklarla yeni rekorlar kırmaya devam ediyor. Hepsi bu kadar da değil. 6 Haziran’da bir günde 10.58 ABD doları artarak günlük artış rekorunu da kırdı. Bu durumboş konuşmayı seven insanların ekmeğine yağ sürdü. Petrol fiyatlarının neden tavana vurduğu ile ilgili çoğu temelsiz çok sayıda yorum yaptılar ve sürpriz sayılmayacak şekilde hızla klasik öcüyü, yani spekülatörleri suçlamaya başladılar. Ama fiyatların tavana vurmasına neden olan şey ne? fiaşılacak bir şekilde çoğu yorumcu ABD dolarının oynadığı önemli rolü unutuyor.Emtia ticareti ile uğraşan herkes tüm emtia alışverişlerinin doların değerine bağlı olduğunu bilir. Doların değeri düştüğünde, uluslararası ticarette alınıp satılan altın, pirinç ve petrol gibi malları nominal fiyatları artar, çünkü aynı miktarda malı satın almak için daha fazla dolar gerekir.Bu nedenle, zayıf bir dolar mal fiyatlarının yükselmesine neden olmalıdır. Olur da. Örneğin, Amerikan doları Avro karşısında Ocak 2001’deki değerini korusaydı, bir varil petrolün 27 Haziran 2008’deki değeri yaklaşık 83 ABD doları olurdu. Bu, 27 Haziran 2008’deki ham petrol satış fiyatından neredeyse 57 dolar daha düşük bir rakam.Buna göre, 112 dolar olan petrolün varil fiyatının Mayıs 2003’den 27 Haziran 2008’e % 51 artmasının nedeni doların değerindeki düşüştür. Bunun yanı sıra, 2003’ten bu yana global ekonomik aktivite ve ham petrol talebi yüksek oldu. Bu talep artışına arz tarafındaki büyüme hızı cevap veremedi. Bunun sonucunda, yedek kapasite düştü. Güvenlik marjlarının azalması ve küresel petrol üretiminin büyük bir bölümünün politik olarak istikrarsız bölgelerde gerçekleşmesi risk primlerinin yükselmesine neden olmakta ve dolayısıyla petrol fiyatlarının yükselmesine katkıda bulunmaktadır. Petrol piyasasının dinamiklerini daha iyi anlamak için, New Yok Ticaret Borsası’ndaki hafif petrol satışlarını ele alalım. Ekteki grafikte gelecek sözleşmeleri gösterilmektedir. Bunlar satıcılar ve alıcılar arasında gelecekteki bir tarihte (Ağustos 2008 – Aralık 2010) “bugün” (5, 6, 13 veya 27 Haziran 2008) belirlenen sabit bir fiyatla yapılan satış sözleşmeleridir. Başka şeylerin yanı sıra pazardaki oyuncuları petrol fiyatlarının 2010 yılına kadar yüksek kalacağı beklentisi içinde oldukları açıkça görülmektedir. Bu grafikte ayrıca 5 Haziran ile 6 Haziran arasındaki rekor artış, bu artıştan bir hafta sonraki fiyatlar ve 27’sindeki fiyatlar da görülmektedir. Bu dört eğride petrol faiz oranlarının vade yapısını hesaplamak için kullanılabilecek bilgiler bulunmaktadır. Bu emtia (veya “kendi”) faiz oranları ekteki tabloda sunulmaktadır. Bu oranlar petrol piyasalarının işleyişi hakkında önemli fikirler vermektedir. Emtia faiz oranlarını yorumlamadan önce, vadeli piyasaların mallar için kredi piyasaları gibi işlediğini bilmek gerekir. Bu anlamda, para piyasalarına benzer bir şekilde işlerler. Bir emtia tüccarı bir mal satın aldığında (sattığında) ve eş zamanlı olarak bir vadeli işlem sözleşmesi sattığında (satın aldığında), geçici olarak bir mal ödünç vermiş (ödünç almış) demektir. Bu işlem, bir bankadan ileride geri ödeme vaadiyle kredi almaya çok benzer. Spot piyasadan bir malın satın alınmasıyla bağlantılı olarak bir vadeli işlem sözleşmesinin satılması bir tüccarın bir malı şimdi ödünç almasını ve ileride geri ödemesini sağlar. Dolayısıyla bu eşzamanlı alım-satım işlemleri örtülü emtia kredileridir. Bir malın vadeli işlem piyasasındaki fiyatının spot (veya nakit) fiyatının üzerinde olması durumunda piyasa “contango” durumundadır ve emtia faizi negatiftir. Bu durumda bir malın sahibi malını ödünç vermeye istekli olmayacaktır, çünkü malını düşük fiyata satıp yüksek fiyata satın alıyor olacaktır. Tersi durumda, yani “backwardation” durumunda spot fiyatı vadeli işlem fiyatından yüksek ve emtia faiz oranları pozitiftir. Bu durumda ise, malları spot piyasada kredi olarak alan taraf zararlı çıkar. 6 Haziran’da petrol fiyatları rekor bir artış gösterdiğinde, bu durumun nedenleri hakkında çok sayıda varsayım dillendirildi. En inandırıcı görünen de İsrail’i Başbakan Vekili fiaul Mofaz’ın tehdidiydi. fiaul Mofaz Tahran’ın nükleer programına devam etmesi halinde İsrail’i İran’a saldırmasının kaçınılmaz olduğunu söylemişti. Bunun üzerine vadeli işlem sözleşmelerinin eğrisi yukarı fırladı ve biçimi değişti. Eğrini biçiminin değişmesiyle birlikte emtia faiz oranı 2008 için negatiften pozitife döndü. Başka bir deyişle, spot piyasadan petrol ödünç almak karlı hale geldi. Bunun nedeni, kullanıcıların İsrail’in İran’a saldırmasından kaygılanmaları nedeniyle petrole yönelik tedbir amaçlı taleplerinin yükselmesi ve stoklarını yetersiz olmasıydı. İsrail’in savunma yetkililerinin Mofaz’ı yalanlamaları ile birlikte kaygılar dağıldı ve 2008 yılı için emtia faiz oranları negatife (bkz, 13 Haziran eğrisi) dönerek tedbir amaçlı stok talebinin azaldığını ve stok seviyelerinin daha yeterli algılandığını gösterdi. 13 Haziran’dan bu yana, fiyatlar hep yüksek kaldı ve son olarak 27 Haziran’da yeni bir tepe noktasına ulaştı. Piyasayı etkileyen haber, Libya’nın ABD Temsilciler Meclisi’nden geçen Tüketiciler için Gaz Fiyatı Destek Yasa Taslağına tepki olarak kendi petrol üretimim kısma tehdidi oldu. Bu taslak yasalaştığı takdirde, ABD’nin uluslararası petrol karteli OPEC’in üyelerine karşı petrol fiyatlarını manipüle ettikleri için dava açmasına imkan verebilir. Libya’nın tehdidi petrol fiyat eğrisini yukarı kaydırmakla birlikte, emtia faiz oranları negatif görünümünü korudur. Libya’nın tehdidi, İsrail’inkinden farklı olarak petrol kredi piyasasını değiştirmedi ve petrol kullanıcılarının petrol ödünç almak için bir prim ödemeye istekli olmadıklarını ve petrol stoklarının yeterli olduğunu gösterdi. Emtia faiz oranları negatif görünümünü koruduğu sürece, piyasa hemen kullanım için stoklarının yeterli olduğunu gösterir. Bunun yanında, dolar güçsüz olduğu sürece petrol fiyatları da yüksek kalacaktır. |
|||||