MAVİ YOL Dr. Can Fuat GÜRLESEL
Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı
Türkiye ekonomisi 2011 beklentileri
 
Türkiye ekonomisi 2010 yılında beklentilerin üzerinde olumlu bir performans gösterdi. Kamu mali göstergeleri, sağlam finansal kurumlar ve hızlı ekonomik büyüme yurt içinde tüketicilerin ve reel kesimin güvenini pekiştirirken, yabancıların da Türkiye’ye ilgisini arttırdı. 2011 yılı için de Türkiye ekonomisine ilişkin temkinli iyimser beklentilere sahibiz. Temkinli olmamızın kaynağı yurt dışındaki gelişme beklentileri, iyimser olmamızın kaynağı ise ekonomide olası risklerin önceden görülerek yönetilebilir hale getirilmesidir.

2011 yılında temkinli olmamızı gerektiren ve yıl boyunca izlenecek riskler daha çok yurt dışı kaynaklıdır.

ABD’nin Parasal Geniflleme Politikas› ve Etkileri
ABD’nin aldığı parasal genişleme önlemlerinin etkileri 2011 yılı ortalarına kadar ölçülecektir. Eğer ABD ekonomisi halen kalıcı bir büyüme sürecine girememişse ilave parasal genişleme önlemleri kaçınılmaz olacaktır. Böyle olursa bu hem dünya ekonomisindeki büyümeyi aşağı çekecek, hem de Dolar yeniden zayıflayacaktır. Aksine eğer önlemler ile birlikte ABD’de kalıcı büyüme sağlanırsa bu dünya ekonomisine ilişkin beklentileri iyileştirecek, yılın ikinci yarısında ABD’nin faiz artışı konuşulmaya başlanacak ve bu da Doları güçlendirecektir. Dünya ve Türkiye ekonomisindeki normalleşme açısından ABD’deki parasal önlemlerin kalıcı ekonomik büyümeyi sağlaması olumlu senaryo olacaktır.

Avrupa’da Borç Sorunu
2011 yılının genelinde Avrupa ülkelerinin borç sorunu hem dünya ekonomisi hem de Türkiye için risk kaynağı olmayı sürdürecektir. Ülkelerin alacakları mali önlemler ile birlikte kamu kesimlerinin piyasalardan makul koşullarla borçlanmaları iyimser ve arzu edilen senaryodur. Buna geçene kadar Avrupa Merkez Bankası piyasalara ilave likidite sağlamaya devam edecektir. Avrupa’da Yunanistan ve İrlanda’ya ilave olarak yeni ülkelerin eklenmesi ve onların da borçlarını ödeyememesi ve yardıma muhtaç hale gelmeleri ise olumsuz senaryo olacaktır. Avrupa halen yeterince şeffaf olmadığı için hangi senaryonun gerçekleşeceği belli değildir.
Borç sorununun çözümü ve piyasalardan yeniden makul koşullarda borçlanma Dünya ve Türkiye ekonomisi için olumlu senaryo olacaktır.
Yurtdışı kaynaklı bu iki önemli risk dışarıda bırakıldığında içeride mevcut olası riskler önceden görülmüş ve Merkez Bankası cari açık ve finansal istikrar risklerine karşı gerekli önlemleri almıştır. 2011 yılında Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri büyük ölçüde bu önlemlerin etkileri ve Merkez Bankası’nın izleyeceği politikalar belirleyecektir.

Ekonomi So€ursa Cari Aç›k Riski Kontrol Edilir
Cari açık ve onun yol açacağı finansal istikrarsızlık riskine karşı alınan mevcut parasal önlemlerin etkileri ekonomiyi şekillendirecektir. Merkez Bankası kredi genişlemesinin yavaşlaması ve onun iç tüketim ve ithalatı sınırlaması yolu ile cari açığın genişlemesini durdurmayı hedeflemektedir. Mevcut önlemler yeterli olmazsa Merkez Bankası önlemlerini genişletecek ve şiddetini arttıracaktır. Burada olumlu senaryo Merkez Bankası’nın aldığı önlemler ile birlikte iç talebin yavaşlaması ve cari açığın sınırlandırılmasıdır. Bunun sonucu doğal olarak geçen yıla göre daha yavaş bir ekonomik büyüme olacaktır.

Kredi Notu Art›fl› Sermaye Girifli ve TL’nin De€eri
2011 yılında cari açık riskini de kontrolü altına almış ve bunun yanında kamu mali disiplinini sürdüren ve yüzde 4-5 arasında bir büyüme ortaya koyan Türkiye’nin kredi notu kaçınılmaz olarak artacaktır. Bunun sonucu Türkiye’ye sermaye girişi de genişleyecektir. Ancak alınan önlemlerin de etkisi ile birlikte muhtemelen sermaye girişi sabit getirili araçlarda (faizli) daha uzun vadeye yayılacaktır. 2011 yılında Hazine’nin borçlanma ihtiyacının azaldığı görülmektedir. Hazine muhtemelen uzun vadelerde borçlanacaktır. Uzun vadeli sermaye girişi ile birlikte finansal istikrarsızlık riski de azalacak ve Türkiye büyümesini daha sağlıklı finanse eder hale gelecektir.

Enflasyon Oyunu Bozar m›?
2011 yılında Türkiye ekonomisi için olumlu beklentiler önünde önemli bir risk dış ve iç etkiler ile birlikte enflasyonun artış eğilimine girmesi ve Merkez Bankası’nın bu nedenle faiz artışına ve ilave parasal sıkılaştırmaya gitmesidir. Yılın ikinci yarısında özellikle enflasyon artışı ABD’deki faiz artışı beklentileri ile birleşirse o zaman sıkılaştırma ve ekonomideki yavaşlama daha kuvvetli olabilecektir.
Son Söz: 2009 yılı kötü bir yıl olacaktı ve oldu. 2010 yılı iyi bir yıl olacaktı ve o da oldu. 2011 yılında ise bu kez birden fazla senaryo olmasın rağmen Türkiye ekonomisi için temkinli iyimser olmakta fayda var.