|
|||||
|
|||||
2008 – 2009 Yıllarında “Gelişmiş Ülkeler” kaynaklı ortaya çıkan global kriz yeni bir Dünya Ekonomik Düzeni’ne doğru ülkeleri sürüklüyor. Acımasız rekabet koşullarının geçerli olduğu,üretimin Doğu’ya doğru kaydığı bu yeni düzende “Ülkelerin Rekabet Edebilme Yeteneği” hayati önem taşımaktadır. Türkiye, bu yeni oluşum içerisinde Dünya’nın en büyük 20 ekonomisi arasında yer alırken, bilgiye, Ar-Ge’ye dayalı “yenilikçi ve rekabetçi” bir büyüme modeli ihtiyacı duymaktadır. Biz TÜGİAD olarak, reel sektörün teknoloji üretebilme kabiliyetinin arttırılması, kendi teknolojisini kendisinin üretir hale gelmesive sonuç olarak rekabet edebilme yeteneğinin arttırılmasında Üniversite – Sanayi İşbirliği’nin önemli rolü olduğuna inanıyoruz. Üniversite-Sanayi İşbirliği, sanayinin araştırma, geliştirme ve yeni teknoloji ihtiyacına cevap verirken, sanayi de üniversitelere pratik uygulama imkanı sağlamaktadır. Özellikle gelişmesini hızla sağlamak zorunda olan ve bulunduğu coğrafi bölgede “üretim üssü” konumunda olan Türkiye açısından üniversite sanayi işbirliğinin önemi daha da anlamlıdır. Kaynakları kıt olan ve özellikle küçük ve orta ölçekli üreticilerin hem zaman hem de araştırma altyapısının maliyetinin çok yüksek olması sebebiyle yeni teknoloji üretmekte zorlanan Türkiye’nin bu konuda atması gereken adımlar vardır. İşte TÜGİAD burada devreye giriyor. 1 Mart 2010 tarihinde birinci yılını tamamlayan TİYEP (TÜGİAD – İTÜ Yenilenebilir Enerji Platformu) Üniversite – Sanayi İşbirliği konusunda bir İlk’i gerçekleştirdi ve önümüzdeki yıllarda sadece Türkiye’nin değil, tüm Dünya’nın öncelikli hedefi haline gelmesi kaçınılmaz olan “Yeni Enerji Teknolojileri” konusunda İstanbul Teknik Üniversitesi Enerji Enstitüsü ile birlikte önemli bir işbirliğine imza attı. Ve 1 Mart 2010 tarihinde İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde organize edilen “Yeni Enerji Teknolojilerinde Üniversite – Sanayi İşbirliği Zirvesi”ni gerçekleştirdi. “Üniversite – Sanayi İşbirliği : Sorunlar ve Çözümler” başlıklı “forum” bölümünde ise, Üniversiteler, Yeni Enerji Teknolojilerine yatırım yapan İş Dünyası, Sivil Toplum Örgütleri ve Kamu Kurum ve Kuruluşlarını temsil eden konuşmacılar görüşlerini bizlerle paylaştılar. Zirve kapsamında, TÜGİAD ve TİYEP, İTÜ Enerji Enstitüsü tarafından oluşturulan “Sektörel Danışma Kurulu” protokolüne de imzalarını attılar. Neden Yeni Enerji? Türkiye’nin enerji talebi ve buna bağlı olarak ithalat bağımlılığı sürekli olarak artmaktadır, artmaya devam edecektir. Türkiye’nin ham petrol ithalatının bu yıl 12 ila 13 Milyar Dolar civarında olacağı tahmin edilmektedir. 2012 yılında bu rakamın 15 ila 16 Milyar Dolar civarında olacağı öngörülmektedir. Toplam enerji ithalatının faturası bu yıl 34-35 Milyar Dolar mertebesinde olacaktır. Bu rakamın sadece iki yıl sonra, yani 2012 yılında, yaklaşık 10 Milyar Dolar artışla, 44 Milyar Dolar civarında olacağı hesaplanmıştır. Diğer tarafta, Türkiye’mizde bolca bulunan, doğanın bizlere sunduğu Güneş enerjisi, rüzgar, akarsular ve jeotermal gibi enerji kaynakları çok çok daha düşük maliyette, temiz enerji kaynaklarıdır ve kullanılmayı beklemektedir. Dünya enerji sektörü, iklim değişikliğinin korkulan sonuçları nedeniyle radikal bir yapısal değişimin eşiğindedir. Özellikle Türkiye gibi yeterli fosil kaynaklara sahip olmayan ve enerjide dış bağımlılığı artan ülkelerin, bu radikal değişim sürecinde, hem güvenli enerji kaynaklarına yönelme hem de yenilenebilir enerji ve temiz teknolojileri satma yoluyla ekonomilerini güçlendirerek krizi fırsata çevirmeye çalışmaları gerekecektir. Önümüzdeki dönemde dünyanın güçlü ülkeleri bir yandan fosil kaynaklar üzerinde etkinlik sürdürmeye çalışırken, diğer yandan yeni teknoloji pazarındaki paylarını artırmak üzere rekabet edeceklerdir. Türkiye yeni enerji potansiyeli yüksek bir ülke olarak, gerekli yatırımlar için politikasını düzenlerken bu teknoloji pazarında kendi teknolojisi ile var olmalıdır. Son zamanlarda uluslararası finans kuruluşlarının özelikle yenilenebilir enerji için Türkiye`ye sundukları cazip finansman olanaklarının arkasında yeni bir "teknoloji pazarı" yaratma ve bu pazara gelişmiş ülkelerde imal edilen ürün ve ekipmanları satma düşüncesinin bulunduğu unutulmamalıdır. İşte bu nedenle, TÜGİAD ve İTÜ yeni enerji teknolojileri konusunda bir araya gelmiştir. Nihai hedef, Yeni ve yenilenebilir enerji teknolojilerini, olabilecek en fazla yerli katkıyı kullanarak enerji üretiminde en yüksek kullanım oranına ulaştırmak, yeni istihdam yaratmak ve bu sektörde teknoloji ihraç eden ülke konumuna gelmektir. Bir örnek ile konuyu netleştirmekte fayda görüyorum; bugün Almanya’da sadece PV (Fotovoltaik) sektörü, 55000 kişiyi istihdam etmekte ve yılda 7.5 Milyar Euro ihracat yapmaktadır. Orta ve uzun vadede, AB Çevre Mevzuatı ve Kyoto protokolleri düşünüldüğünde “Daha az Karbon Salınan Temiz ve Yeşil bir Çevre için” Türkiye’nin 70 ila 90 Milyar Dolar seviyesinde yatırım yapması tahmin edilmektedir. Farklı kurumlar farklı tahminler yürütmektedirler. Türkiye’nin yeni enerji teknolojilerinde Ulusal Stratejisi’ni net olarak ortaya koyması gereken bu hassas dönemde TÜGİAD ve TİYEP önemli bir misyon üstlenmiştir. Bu misyonu başarı ile üstlenen TÜGİAD Enerji Komisyonu, TİYEP, İTÜ Rektörlüğü ve İTÜ Enerji Enstitüsü Müdürlüğü’ne huzurlarınızda bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum. |
|||||
Europe without visa | |
YES! Iran + Egypt | |
May neighbor countries provide a solution for Turkey against the global crisis? | |
Growth |