| BAŞKANDAN | Lütfü KÜÇÜK |
| Türkiye Genç İşadamları Derneği Başkanı |
|
TÜGİAD Ekonomik ve Politik Beklentiler Anketi |
“TÜGİAD Üyeleri Ekonomik ve Politik Beklentiler Anketi”ni, ikinci kez ülkemizde gerçekleştirilen Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası yıllık toplantılarını fırsat bilerek 1 Ekim 2009 tarihinde kamuoyu ve ekonomi basını ile paylaştık.
Bugün sizlerle paylaşmak istediğimTÜGİAD Ekonomik ve Politik Beklentiler Anketi, üyelerimizin özellikle 2009 yılı ilk yarısında karşı karşıya oldukları mali tabloyu, 2010 yılı için büyüme, enflasyon ve döviz kurları başta olmak üzere orta vadeli beklentilerini yansıtıyor.
Anketimiz, ayrıca, Hükümet tarafından açıklanan Orta Vadeli Ekonomik Program’a atfen önemli mesajlar içeriyor.
Bu yazımda özet halinde ve çarpıcı noktalarına değineceğim anketimizin ortaya koyduğu sonuçlar ve mesajların, bu zorlu dönemde üyelerimize, almak durumunda oldukları kritik ticari kararlarda önemli faydalar sağlayacağına ve yol göstereceğine inanıyorum.
* TÜGİAD üyesi genç girişimciler ve şirket profesyonellerinin yüzde 68’i, bir önceki yıla göre, 2009’un ilk yarısında şirket karlarının azaldığını belirtmekteler.
* Bir genelleme yapılacak olursak, Üyelerimizin sadece yüzde 16’sı şirket karlılığını koruyabilmiş görünüyor.
* Birinci soruya paralel bir şekilde, TÜGİAD üyelerinin yüzde 66’sı, 2009’un ilk yarısında yurtiçi satışlarının gerilediğine işaret etmekte.
* 2009’un ilk yarısında Türkiye’de işsizlik rakamlarının rekor düzeyde arttığı dikkate alındığında, TÜGİAD üyelerinin de yüzde 51’inin 2009’un ilk altı ayında işyerlerinde istihdamın azaldığını belirtmesi şaşırtıcı değildir. Ancak burada olumlu nitelendirilebilecek ve bize bardağın dolu tarafını gösteren veri, aynı soruya Üyelerimizin yüzde 34’ünün krize rağmen mevcut çalışan sayısını koruduğunu, yüzde 15’inin ise krize rağmen yeni işe alımlar gerçekleştirdiklerini söylemeleridir.
* Üyeler, krize karşı önlem olarak idari – yönetim harcamaları ve satın alma stratejilerinin yanı sıra, komşu ve çevre ülkelere ihracat hamleleri ve sundukları mal ve hizmetlerin pazarlama stratejisini değiştirmeye yönelik çalışmaları da, aktif bir çözüm alanı olarak görmüşler.
* TÜGİAD üyelerinin yüzde 66’sı, küresel krizde en kötü sürecin geride kaldığını düşünmekte.
* TÜGİAD, Türk ekonomisi için en öncelikli sorunun işsizlik olduğunu yıllardır vurgulamaktadır. 2010 Beklenti Anketi’nde de işsizlik sorununun öncelikli sorun olduğu vurgusunun değişmediği görülmektedir.
* TÜGİAD üyeleri 2010 yılı ekonomik büyümesine ilişkinolarak iyimser değildir. Üyelerinyüzde 31’i 2010 yılında da ekonomin küçüleceğini öngörmektedir.
Üyelerin yüzde 36’sı büyümenin yüzde 0-1 arasında gerçekleşeceğini düşünmektedir.Hükümetin 2010 yılı yüzde 3.5 büyüme hedefine karşın yüzde 3 üzerinde büyüme bekleyen üyelerin oranı sadece yüzde 6’dır.
* TÜGİAD üyelerininyüzde 78 ile büyük çoğunluğu IMF ile bir anlaşma yapılması gerektiğini düşünmektedir. Bu düşünce çerçevesinde IMF ile anlaşma sürecinde yaşanan gecikmenin sona erdirilmesi ve belirsizliğin ortadan kaldırılması yararlı olacaktır.
Ekonomik beklentilere paralel olarak görüşlerini aldığımız TÜGİAD üyeleri, politik ana başlıklarda da çarpıcı mesajlar veriyor;
Üyelerimizin Hükümetin başlattığı “demokratik açılım” girişimine karşı yaklaşımı “kamuoyuna yansıyan karşılıklı siyasi atışmalar ve söz konusu açılımın net olarak detaylarının belirlenmemesi nedeniyle”, olumsuzdur. Üyelerin yüzde 62’sigeniş bir uzlaşma zemini oluşturulmaksızın atılacak adımların Kürt sorununun çözümüne faydalı olmayacağınıdüşünmektedir. Açılımın faydalı olacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 38’dir.
TÜGİAD üyeleri Kıbrıs konusunda kalıcı bir çözüm için ümitli değildirler. Üyelerinyüzde 82’si 2010 yılı sonuna kadar Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüme ulaşılacağına inanmamaktadır.
Çarpıcı istatistiklerden biri de hiç şüphesiz üyelerimizin AB-Türkiye ilişkileri hakkında öngörüleri;
Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde yavaşlama TÜGİAD üyelerinin beklentilerini de olumsuz etkilemektedir. TÜGİAD üyelerinin yüzde 73’ü Türkiye-AB ilişkilerinin 2010 yılında düşük yoğunluklu kalacağını ve müzakere sürecinin yavaş ilerleyeceğiniöngörmektedir. Müzakere süreci hızlanır ve ilişkiler yoğunlaşır diyenlerin oranı sadece yüzde 3’dür.
Her fırsatta dile getirdiğim gibi; krizler atlatılır, ancak olası hasarları en aza indirmek için ihtiyaç duyulan önlemleri zamanında almak esastır. Hatalı ve gecikmeyle uygulanan önlemlerin bedelini, sermaye kaybı, kurumların çöküşü ve belki de en önemlisi, daha ciddi istihdam kayıpları olarak ödemeye devam edeceğiz.
Daha önce olduğu gibi, önümüzdeki dönemde içinde yer alacağımız her platformda ve TÜGİAD’ı temsilen katılacağımız tüm toplantılarda Türkiye’deki Genç Girişimcilerin sesi olmayı, girişimciliğin desteklenmesi, üretim ve istihdam odaklı büyüme için reel sektörden yana “taraf” olmayı sürdüreceğiz.
Bizler, Türkiye’nin gücüne inanıyor ve geleceğe umutla bakmaya devam ediyoruz.
Saygılarımla
