|
|||||
|
|||||
Biz kadınlar, Dünya Kadın Hakları Günü’nde kadın haklarının insan hakları kapsamında ele alınması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor ve kadın haklarıyla ilgili yapılan yeni yasal düzenlemelerin geri alınmaması, bunların uygulamaya geçirilmesi ve mevzuatta yer alan eksikliklerin giderilmesi konusunda çağrımızı yineliyoruz.
Kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği topluluk müktesebatının bir parçası olup Avrupa Birliği’ne üye olan tüm ülkelerin yaptığı gibi Türkiye de mevzuatını AB ile uyumlu hale getirmek ve bu çerçevede kadın hakları ile ilgili yasal düzenlemeleri tam ve etkili bir şekilde uygulamak durumundadır. AB’ye uyum sürecinde kadın haklarıyla ilgili yasal düzenlemelerde birçok değişilikler yapılmış ve eksikliklerine rağmen mevzuat iyileştirilmiştir. Yasal alanda önemli gelişmeler olduğu halde bunların hayata geçirilmesinde geri kalınmıştır. Yapılan düzenlemelerin kaldırılmaması ve uygulamaya geçirilmesi için gerekli özen gösterilmelidir. Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki müzakerelerin başlaması kadın hakları ve cinsiyet eşitliği konusunda ivmelendirici etkisi sevinçle karşılanmış ancak son zamanlarda reform sürecinin yavaşlaması ve kadın hakları konusunda devam eden sorunlar kaygı uyandırıcı olmuştur. Biz kadınlar baş koyulan bu yoldan geri dönülmemesi gerektiğini söylüyor ve Türk hükümetini sivil toplum kuruluşları ile işbirliği halinde gerekli politika ve yasal düzenlemeleri ivedikle hayata geçirmeye çağırıyoruz. Türkiye’de kadın haklarının ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesi için aşağıda sıraladığımız politika ve uygulamaların bir bütün olarak ele alınması gerektiğini savunuyor ve bu ortamın oluşturulması için atılacak her adımdakamu ve özel sektörü bizlerle birlikte çalışmaya davet ediyoruz. • Kadınlar aleyhine yaşanılan eşitsizliklerin temelinde ayrımcı uygulamalar bulunmaktadır. Sonuçlarda eşitlik sağlanıncaya kadar fırsat eşitliği politikaları yeterli değildir, özel önlem politikalarının uygulanması gereklidir. • Eşitlik politikalarına kaynak teşkil eden uluslararası antlaşmalar (CEDAW, Avrupa Sosyal Şartı, ILO Sözleşmeleri) çerçevesinde Türkiye’nin vermiş olduğu taahhütler yerine getirilmelidir. • Meclis’te acilen bir “Kadın Erkek Eşitliği Daimi Komisyonu” kurulmalıdır. Kadın erkek eşitliğini ana plan ve programlara yerleştirme (gender mainstreaming) yaklaşımı bütün kurum ve kuruluşlarda hayata geçirilmelidir. • AB ile müzakere sürecinde STK’larla her alanda etkin işbirliği yapılmalı ve müzakere pozisyonlarının oluşumunda STK’ların katkısı alınmalıdır. Müzakere pozisyon belgelerinin öncelikle STK’larla değerlendirilmesi gereklidir. • Kamu-STK-AB kurumları işbirliği eşitlik politikalarının üretilmesi ve etkin bir şekilde uygulanması için gereklidir. Bu anlamda Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı ve Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün kadın örgütleriyle işbirliği içinde çalışması önemlidir. • Avrupa İstihdam Stratejisi’ne Türkiye’nin dahil olabilmesi için Ulusal İstihdam Stratejisi’nin ve eylem planının hazırlanması gereklidir. Ulusal İstihdam Stratejisi’nin içine kapsamlı bir kadın politikasının dahil edilmesi toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için son derece önemlidir. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı somut ve zaman sınırlı hedeflerden oluşan Kadın İstihdamı Ulusal Eylem Planı’nı bir an önce hazırlamalıdır. • Ulusal Program’da istihdama girişte kadınların önündeki engellerin kaldırılması için verilen taahhütlerin tümü yerine getirilmelidir. İş kanununda doğrudan ve dolaylı ayrıcılık ve cinsel tacizin tanımı yapılmalı, iş kanunun kapsamı genişletilmeli, işe alma sürecini kapsamalı ve ayrımcılık yapıldığı durumlarda verilen cezaların caydırıcı olması sağlanmalıdır. Aile yaşamının ve iş yaşamının uyumlaştırılması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. • Kız çocuklarının eğitime katılması yönündeki mevzuat hızlı bir şekilde uygulanmalıdır. Eğitime devamın sağlanması için izleme mekanizmaları kurulmalıdır. • Medeni Kanun ve Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklikler olumludur. Ayrımcılık içeren diğer maddeler de ivedilikle düzeltilmelidir. • Kadına karşı her tür şiddetin takibi ve önlenmesi konusunda kolluk kuvvetleri ve yerel yönetimlere eğitim verilmesine başlanmalıdır. • Medyada kadınların gerçek sorunları ve bilgilenme ihtiyaçlarına önem verilmeli ve bu konuda medya, kadın örgütleriyle işbirliği yapmalıdır. |
|||||