|
|||||
|
|||||
Bir ülkenin gerçek zenginliği sahip olduğu nitelikli insan sayısı ile orantılıdır. Türkiye’nin en büyük sorunu yeterli nitelikli insanımızın olmamasıdır. Ülkemizde zaten kıt olan ve olanından da yararlanmasını yeterince bilemediğimiz, nitelikli, yetenekli, kişilikli, yürekli insanlarımız son yıllarda ya küstürülmüş, korkutulmuş, sindirilmiş ya da itilmiş, kakılmış, özgürlükleri ellerinden alınmıştır. İlime, bilime, beceriye dayanmayan görüşler sergileyenler, partizanlık, yalakalık, borazancılık yapanlar mevki, makam, sözüm ona önem sahibi olarak öne çıkmaktadırlar. İçeriği olmayan hamasi konuşmalar ve yazılar ile milletimizi vatan, millet, Sakarya söylemleri ile oyalayıp Türk’ün Türk’e propagandasını yapanlar içeride göz boyarken insanımızın refah ve mutluluğuna az da olsa katma değer yaratıp Türkiye ye dış dünyada bir arpa boyu mesafe aldırabilirler mi? Niteliksiz insanların önemli hale geldiği toplumumuzda doğal olarak tersine ve negatife yarış hız kazanmakta, bilimde, sanatta, sporda, siyasette, ticarette, ahlak ve dürüstlükte aşınma giderek hız kazanmaktadır. İnsanın insana saygısından vazgeçtik sevgisi de kalmayan, ben merkezci, dediğim dedik çaldığım düdük misali, kimse kimsenin fikrine itibar etmeyen sadece konuşan ama çoğunlukla boş konuşan, dinleme kültürü olmayan,özeleştiri yapmayan, eleştiriden hoşlanmayan, her an patlamaya hazır bir toplum haline geldik. Önemlilerin değerlileri ezdiği, varlıklı olmanın var olmaktan üstün tutulduğu ülkemizde bir avuç nitelikli insan tasfiye edilirken aslında Türkiye de nice emeklerle 80 yılda oluşturulan ulusal akıl tasfiye ediyor ki tekrar yerine konması için kaç yıl geçmesi gerekecek bilinmez. |
|||||