|
|||||
|
|||||
Geçenlerde çok büyük ve kurumsal bir şirketin yönetim kurulu üyesi bir dostum bana ‘’Ben İnsan Kaynakları diye ayrı bir departman kurdurmuyorum. Personel Yönetimi Birimi var. İşe giriş çıkış, yasal işlemleri, özlük hakları çalışmaları ve terfi atama prosedürlerini yapıyorlar. İşe alımları da satın alma yapıyor bizde.’’ dedi.
Ben de Satın Alma ile İnsan Kaynakları’nın ne ortak özelliği var diye düşündüm. Her ikisi de şirket ihtiyacı ve şirketin beklentileri doğrultusunda alım yapıyor. Biri; görev tanımlarına göre iş yapacak, işi geliştirecek insanları işe alıyor. Diğeri şirketin ihtiyaçlarına göre mal ve veya hizmet satın alıyor, kiralıyor. İnsan Kaynakları da Satın Alma da teklif yapacağı zaman hem en iyiyi hem en hesaplısını istiyor. İnsan Kaynakları, şirket profiline uygun olan ve ilgili görevi en iyi şekilde yerine getirecek kişiyi seçiyor. Olabilecek alt limitteki ücreti teklif ediyor. Uygun teklifi kabul ettirdiğinde de şirketin parasını daha az harcamış oluyor. Satın Alma da bir ürün ve hizmeti almadan önce araştırıyor en iyisini en ucuza almak için bütün pazarlıkları yapıyor ve en ucuza aldığında da şirketin parasını boşa harcamadan hesaplı bir alım yapmış oluyor. Yukarıda sıraladığım benzerlikler bir çırpıda aklıma geliverdi. Çok tepkili değerlendirsem de dostumun sözlerini en azından 2 ortak özellik olduğunu gördüm. Belki biraz daha zorlasak birkaç ortak özellik daha buluruz İ.K. ile Satın Alma arasında. Her ne olursa olsun çok önemli bir fark var ki bunu görmezden gelmek şirket birliğini bozmak ve gücünü zayıflatmak anlamına gelecektir uzun vadede. Tıpkı Mustafa SANDAL’ın şarkı sözlerindeki gibi; ’’Onun arabası var, güzel mi güzel……. MAALESEF RUHU YOK. ONUN İÇİN HİÇ Mİ HİÇ ŞANSI YOK…’’ Bir zamanlar en çok dinlenenler arasındaki bu şarkı geldi aklıma, mırıldanıverdim. Yani ülkemizde çok da başarılı olduğu bilinen bu büyük Holding’in Yönetim Kurulu üyesi dostumun İnsan Kaynakları ile Satın Alma’yı eş tutması teknik olarak anlaşılmakla birlikte insan faktörü düşünüldüğünde farklı sonuçlar doğurur bana göre. İnsan çok özel bir tasarım. İlahi gücün yarattığı bu mükemmel tasarımda, duygularla, akılla, genlerle gelen bilgilerle, etle, kemikle, sinirle ve daha birçok şeyle yaratılan insan için ne söylense az kalacaktır. Dolayısı ile İnsan Kaynakçı olmak gerçekten çok önemlidir. Birincisi, insanı seveceksin ve insana güvenmek isteyeceksin. Sonra insanı teknik bir varlık olarak değil; etten kemikten, ruhu olan, duyguları olan kimlikte de göreceksin. Empati yapabileceksin bir insanı değerlendirirken. Ne kadar iyi iş yapanı ne kadar ucuz maaşla çalıştırıyorum ne kadar başarılı bir İ.K.’cıyım demeyeceksin. Bu insanın eğitimini, deneyimini, değerlerini, kültürel yapısını önemseyecek, onun skalasında çalışanları bilecek, hatta diğer şirketlerdeki pozisyonların maaşlarını da göz önüne alacak, öyle teklif vereceksin. İşe aldığın insanların nasıl şirket bağlılığına sahip olacaklarını planlayacak, tıpkı bir takım tutar gibi o şirketin fanatiği olmalarını sağlayacaksın. Bunu yaptığında, insanı önemseyerek o insanın beklentilerini, şirketin beklentilerini, şirketine nasıl daha yararlı olabileceğini, nasıl desteklenirse ne gibi olağanüstü çalışmalar ortaya çıkarabileceğini düşünecek, bunların sistemini kuracaksın. Şirkette kriz anları olabileceğini düşünerek Kriz Yönetimini hazırlayacaksın. Herkes aksiliklerde beklenmeyen durumlarda birbirini suçlarken ve birbirini beğenmezken sen soğukkanlılığını koruyacak, onları anlayacak, sakinleştirecek ve çözüm bulunmasını sağlayacaksın. Hatta bazı kriz zamanlarında, İnsan Kaynakları’nasuç ve ceza faturaları kesilirken kişisel yorumlara girmeden bilgi verecek, konuya açıklık getirecek, çözüm bulacak ama yine de kimseyi suçlamayacaksın. Tabii olaylar karşısında alınan tavırlar ve verilen tepkilerde insanları görecek anlayacak değerlendireceksin. Şirketin en güleryüzlü, en pozitif, en dürüst ve en çalışkanı olacak; problem yaratan değil, çözüm üreten olacak, şirket profilinin de aynı paralele gelmesi için çalışacaksın. Şirketin pirim, sosyal yardım gibi destek paketlerinde önce kendini düşünmeyecek pastanın en büyük dilimini kendine ayırıp kalanı diğerlerine bölüştürmeyeceksin, adil olacaksın. Yanlış işler karşısında uyarı mekanizmasını çalıştırırken; iyi işlerde ödül sistemini devreye sokacaksın. Eğer bir kısmını özetlediğim önceliklerde iş yapan bir İnsan Kaynakları departmanınız varsa kimse sizi tutamaz. Siz bir büyük takım olmuşsunuz demektir. Aksi durumda İnsan Kaynakları departmanı dostumun söylediği satın alma departmanı gibi çalışıyordur. Ben bunları nereden mi biliyorum? Uzun yıllar perakende sektöründe Eğitim Müdürlüğü, Müşteri İlişkileri Müdürlüğü yaptım. İnsan Kaynakları sistemleri ile ilgili danışmanlık verdim. Eğitimci olarak çalıştım. Halen de önde gelen markalardan birinin İnsan Kaynakları Müdürlüğü’nü yapmaktayım. Kısaca bazı zamanlar kötü İ.K. tarafından yönetildim; bazı zamanlar şanslı oldum İ.K. uygulamaları yoluma ışık tuttu. Yola ışık tutan, yolda gördüğü kayayı kaldırıp yol açanlardan olalım. Sevgilerimle. |
|||||