|
|||
|
|||
Tanınmış marka kavramı; dünyada ilk kez sınai mülkiyet haklarının korunması konusundaki ilk uluslararası sözleşme olan Paris Sözleşmesi ile gündeme gelmiş, ülkemizde ise 1995 yılında konuşulmaya başlanmıştır. | |||
Tanınmış markalar, toplumda ulaştıkları tanınmışlık nedeniyle, marka korsanlarına karşı daha kapsamlı bir koruma elde ederler. Biraz daha açacak olursak; tescilli bir markanın aynısı ya da benzeri farklı bir mal ve hizmet grubunda tescil edilebilirken, tanınmış bir markanın aynısı ya da benzeri bir marka, farklı bir sektörde faaliyet gösterse dahi tescil edilemez. Örneğin Vakko markasını ya da onu çağrıştıracak bir markayı, bir başkası sadece tekstil ürünleri için değil gıda, kozmetik, oyuncak... vb. farklı ürünler için de tescil ettiremez. Altınbaş, Nuh’un Ankara Makarnası, Eti, Yataş, Slazenger, BMW, Lacoste, Ray-Ban gibi bazı yerli ve yabancı markalar, Türk Patent Enstitüsü’nün tanınmış kabul ettiği markalar arasındadır.
556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki KHK’nın 8/4. maddesinde bu durum şöyle düzenlenmiştir: ”Toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerde aynı veya benzer işaret farklı mal ve hizmet alanında da olsa kullanılamaz.” Peki hangi markalar tanınmıştır? Bir markanın tanınmış kabul edilmesi ve taklitlerine karşı daha sıkı korunabilmesi için hangi şartları taşıyor olması gerekir. İşte bu konu, ülkemizde 2004 yılında Türk Patent Enstitüsü tarafından belirlenen ‘Tanınmış Marka Kriterleri’ ile netlik kazanmış ve bu kriterlere göre başvuruda bulunan Türkiye’nin en bilinen markaları tanınmış marka olarak tescillenmiştir. Bu kriterler bizce markasını tescil ettirdikten sonra reklam ve pazarlamaya istikrarlı bir şekilde yatırım yaparak belirli bir tanınmışlığa ulaşan ve bir dünya markası olmayı hedefleyen firmalar için de önemli ipuçları taşımaktadır. Buna göre bir markanın tanınmış marka statüsüne ulaşması için; şu kriterlere göre bir dosya hazırlanarak Türk Patent Enstitüsü’ne (TPE) müracaatta bulunulması gerekmektedir. • Markanın tarihçesi • Markanın yurt içi ve yurt dışı tescilleri • Markanın üzerinde kullanıldığı mal / hizmetin piyasadaki yaygınlığı, pazar payı, yıllık satış miktarı, • Markaya ilişkin promosyon çalışmaları (promosyonun süresi, harcanan para, yayıldığı coğrafi alan (özellikle Türkiye`deki) • Markanın tanıtım faaliyetleri (gazete, dergi, fuarlarda teşhiri vs.) • Markanın tanınmışlığını gösteren bir mahkeme kararı ile marka taklidi nedeniyle açılan haksız rekabet davaları • Markanın tanınmışlığına ilişkin kamuoyu araştırması • Marka sahibi firmaya ilişkin özellikler (firmanın büyüklüğü, kârı, şubeleri, ödediği vergi vs.) • Markayı taşıyan ürüne ve marka sahibi firmaya ilişkin olarak alınmış belge ve ödüller (Dünya çapında ve varsa özellikle Türkiye`de) • Marka bir satışa konu olmuşsa markanın parasal değeri • Marka tescilinin kapsadığı mal veya hizmet portföyünün genişliği • Markanın üçüncü kişilerce taklit edilip edilmediği • Markaya benzer başvuruların yoğunluğu, bu durumun tanınmış marka sahibine zarar verip vermediği. Görüldüğü gibi tüm bu kriterleri taşıyan bir marka çoktan, üretildiği işletmeden bağımsız olarak tek başına bir kalite sembolü haline gelmiş, sadece kendi sektöründe ve kendi ülkesinde değil, tüm dünyada ve binlerce ürün kategorisi içinde en çok bilinen ve en çok tercih edilen markalardan biri haline gelmiş demektir. |
|||