|
|||||
|
|||||
Halkımızın milli iradesi 12 Haziran 2011 seçimleri ile sandıkta tescil edildi. Seçim sonuçları ile ilgili yapılan bir çok yorumda beklentilere en uygun çözümleri üretenlerin seçimlerin galibi olarak ortaya çıktığı, çözüm üretemeyenlerin ise muhalefette kaldıkları vurgulandı.Ben ise ileriye dönük beklentilerin halkımızda pek fazla prim yapmadığını , yaşanan günlerin artıları veya eksilerinin oy günü sandığa yansıdığını tahmin ediyorum. Kesin bildiğim ise Türk seçmeninin geleceği yönetmeye değil, geçmişi cezalandırmaya yönelik oy kullandığıdır. Nitekim 2001 krizi o dönemin koalisyon hükümetinin nasıl sonunu getirdi ise 2008 krizinin iyi yönetilmesi de bu hükümeti kuran siyasi partinin 3. kez tek başına hükümet kurabilecek güçte seçimin galibi olmasını sağladı. Bir başka izlenimim ise halkımızın büyük bölümünün şahsi beklentilerinin her türlü tercihin önünde yer aldığı, başkalarının uğradıkları haksızlıklar, adaletsizlikler, felaketler kendi başlarına gelmedikçe kimsenin umurunda olmadığıdır. Hak, hukuk, adalet, bireysel özgürlük gibi kavramlar karnı aç insan için belki fazla bir şey ifade etmeyebilir ama kişi başı 10.000 dolar yıllık gelir düzeyine ulaştığı ifade edilen ülkemizde birey olmanın en önemli değerleri olması gereken bu özelliklerin göz ardı edilmesini, ancak milli gelirin adil paylaşılamadığı sonucu ile izah edebiliyorum. Bir diğer izlenimim ise siyasi partilerimizin liderlerlerinin başarıları kriterlerini hep muhaliflerinin ne kadar başarısız oldukları ispatı üzerine kurmalarıdır. Sanki biz bu ülkede yaşamıyoruz, sanki bizler yaşadıklarımızın değerlendirmesinde bu kadar bilgisiz, beceriksiz ve akıldan yoksunuz da birilerinin bize yaşadığımız ve o günün koşullarına göre tavır aldığımız politik duruşumuz ile ilgili doğruları anlatmasına ihtiyacımız varmış gibi siyasi geçmişimiz üzerinde temcit pilavı misali ahkam kesiliyor. Sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma ve istikrar hepimizin özlemidir. Bozulan ekonomi bir gün gelir bazı tedbir alınıp düzelebilir ama dünyamızın eriştiği bu düzeyde kazanılmış insan hakları kaybedilirse bir daha elde edilmesi yıllar sürebilir, belki de hiç elde edilemez. Beklentimiz ve özlemlerimiz, insanın insana saygısı olan, insan haklarına saygılı, hak, hukuk ve adaletin tam sağlandığı, ekonomisi güçlü, insanları mutlu bir ülkede yaşamak. Çok mu şey istiyoruz? |
|||||