|
|||||
|
|||||
Özerk Federasyon Başkanlığı’na iktidarın tercihiyle getirilen sayın Levent BIÇAKCI, son günlerde bir hayli sıkıntıdadır.
Bahis skandalı, Tahkim Kurulu krizi derken İsviçre maçı sonrası yaşananlar, yönetim kurulundaki bazı istifalar başkanın yıpranmasının başlıca sebepleridir. 2002 şampiyonasında dünya üçüncüsü olan ve Ulusoy federasyonu tarafından yükseltilen futbol çıtamız, 2006 Dünya Şampiyonası’na katılma hedefini zorlamıştır. Alınan neticeler sonucunda istenilen elde edilemeyince BIÇAKCI ve ekibi toplumumuzdaki oluşan talebi maalesef karşılayamamışlardır. Değiştirilen federasyon ve teknik kadro başarı için ayrı ayrı çırpınsalar da “Amaç uğruna her şey mübahtır” felsefesindeki eski federasyon yönetimi kadar bazı konularda!.. becerikli olamamışlardır. Bunların doğru işler olmadığını bizim gibi savunanlar zaman zaman çıksa da acı ama haksız rekabet toplumumuzda genellikle kabul görebilmektedir. BIÇAKCI ve bazı arkadaşları bugün eski felsefede olaylara yaklaşmadıkları için pişman olsalar da tren çoktan kaçmıştır. Onların yalnız bu davranışları Türkiye’nin “prestiji açısından” alkışlanmalıdır. Ama bilinmelidir ki, takdir görmeyeceklerdir. Sadece sportif sonuçlarla ilgilenen toplumlar, başka bir şeyi görmek istemezler. Kritik olay ve adam FIFA’nın Türkiye’ye vereceği ceza ne olursa olsun üst mahkemeye itiraz etsek de etmesek de savunmamız kimileri tarafından başarılı, bazıları tarafından da başarısız olarak değerlendirilecektir. Sayın Hasan DOĞAN’ın kişisel ve siyasi ilişkileriyle bugüne kadar ayakta durabilen BIÇAKCI federasyonu, FIFA’nın vereceği kararlardan sonra artık gerçek tercihlerini de yönetim anlayışı olarak ortaya koyacaklardır. Birkaç üye değişikliğiyle sayın DOĞAN, BIÇAKCI’ya destek vermeye devam edecek, ya da... Levent beysiz bu yolda en önde yürüyecektir. Çünkü sayın DOĞAN’ın bu kervanı artık terk etme lüksü yoktur. Aksi durumda ise 1,5 yıl evvel futbol genel kurulunda “Ben şimdilik aranızdan ayrılıyorum” diyen sayın ULUSOY, olayları yakinen izlemekte ve aportta beklemektedir. Federasyon Genel Kurul Delegeleri ile iyi ilişkilerini Haluk ULUSOY sürdürmekte ve kulüplerin yaptığı genel kurullarda yönetimlere yakın dostlarını seçtirmektedir. Bazılarının artık onun işi bitti diye düşünmeleri, yasalara göre de seçilemez, çünkü üniversite diploması yok demeleri komiktir. Çünkü; 1-Tahsil mecburiyetiyle ilgili kanun Anayasa Mahkemesi tarafından yakında reddedilebilir. 2- Üniversite mezunu olmak, şimdilik yalnız başkan seçilmek için gereklidir. Başkan vekilliği için ise böyle bir zorunluluk yoktur... Sayın ULUSOY bugünkü gibi sayın Hasan DOĞAN tevazusunu gösterebilirse ve de bunu içine sindirirse yine tekrar ediyorum “resmini koysa” yapılacak ilk genel kurulda yeniden seçilir ve sayın DOĞAN gibi başkan vekili olarak da görevde kalsa bile federasyonu tek başına yönetir. Sonra da Anayasa’da tahsil durumu ortadan kalkarsa vekillikten asilliğe de kolayca dönebilir. Bu duruma göre, bundan sonra iktidar ve sayın DOĞAN yola Levent BIÇAKCI’yla kerhen devam edecekler, ya da DOĞAN - ULUSOY’a hodri meydan demek durumunda kalacaktır. Korkarım iktidar spordan kaçayım derken, daha çok içine girmektedir. Belki de özerkliği ve kendilerini korumayı sayın merhum ÖZAL’ın yaptığı gibi konsensüste bulabilirler. Atamayla sayın ERZİK ve sayın BERMEK bu ortamı sağlama konusunda düşünülen isimlerdendir. Aksi halde ismi geçen diğer başkan adayları, iktidarı siyaseten rahatsız edebilirler. İşte şimdi girdin mi çıkılamayacak bir nokta başlamıştır. Türk futbolu için hayırlı olmasını dilemek ve beklemekten başka yapacak bir şeyimiz yok. |
|||||