SİVRİ SİNEK SAZ Av. Talat METE
Siyasetçi Çıkarları İçin Sürekli Çelişirse...
 
Siyasetçiye güvenin, toplum gelişiminde ne derece önemli bir duruş olduğunuhala anlayamamanın nedenlerini, sosyolojik olarak araştırmak sosyologların, araştırmacıların bilimsel çalışma olarak toplumumuza yapacakları çok büyük bir iyilik ve görev olacağını düşünüyorum.

Bundan yıllar önce, Sayın başbakanımızın İstanbul İl Başkanı olduğu dönemlerde mensubu olduğu o günki siyasi partisinin (Refah Partisi) yine o günkü Güneydoğu orjinli siyasi parti (HEP) ile seçim işbirliği yapma uğraşısı varken, bu gün 1991 seçimlerinde SHP’nin işbirliğini siyasi malzeme olarak kullanmasısiyasi etiğe aykırı değil mi? O gün kendileri için demokratik sayılan tavırları, 1991 yılında SHP tarafından yapılınca mı demokratik değil.Hiç şüphesiz ülkemizde, bugün çağdaş toplumlarda görülmeyen insan hakları sorunlarımevcuttur. Ama bu sorunlar sadece Kürt kökenli yurttaşlarımızın sorunları mıdır ? Acaba diğer bölge insanlarının yani yurttaşlarımızın insan hakları sorunu yok mudur?

İyi yönetici, ülke sorunlarını yurttaşlarının tümü ile tartışabilen ve objektif olarak ortak çözüm yollarında anlaşabilendir. Toplumun bir kısmını karşısına alıp diğer kısmı ile sorun çözme alışkanlığı artık çoktan yönetim arşivinin tozlu raflarına kaldırılmıştır. Ama bizde öyle mi?

Hala, toplumu siyasi çıkarlarına göre ikiye, hatta üçe bölmeye çalışan ve bundan gelecek için yarar bekleyen kafalar iktidarda olsun, muhalefette olsun Ankara’da parlamentodatoplanmış durumda.

Hem demokrasi diyeceksin ama bunu sadece kendi çıkarına göre anlayıp uygulamaya çalışacaksın, Hem laiklik diyeceksin ama bunu sadece kendi çıkar ve anlayışına uygun uygulamaya çalışacaksın, Hem hukuk devleti diyeceksin ama ters gelen bir karar olursa “ben anlamam türbanı ulemaya sorarım” diyeceksin. Bunlar çifte standart değil mi? İktidara gelmek için toplumun tümüne “dokunulmazlık kalkacak “ deyeceksin ama iktidara gelince, ben ne desem o olur duruşunu sergileyeceksin. Yolsuzlukları bitireceğim diyeceksiniz, ahbab çavuş, partili kardeş, “Ali Dibo” vs oyunları ile siyasi nüfuz kullanılmasına göz yumup, yapılanları iş yapıyoruz olarak topluma sunacaksın...

Gelecek ile ilgili hiçbir plan ve proje üretmeden sadece ve sadece eleştiriye dayalı bir muhalefet anlayışı sergileyerek toplumu germek için elinden ne gelirse yapacaksın ve buna muhalefet deyip toplumdan yakında oy istemeye çalışacaksın. İşte bizim siyasetçilerimizin hazin duruşu...

Toplumu siyasetten ve siyasetçilerden uzaklaştıran, siyasetçiyi güvenilmeyen sevimsiz insanlar topluluğu olarak teşhir eden olumsuz duruş... Artık toplum bu gidişi anlamalı ve buna dur diyerek gerçek temsilcilerini çıkarmalı içinden. Tekne okyanusta batınca, herkes yırtıcı deniz yaratıklarına yem olur bizden söylemesi....

İşte size yeni ve düzgün bir lider

Evet bu anlatımlarımdan sonra peki kim bu lider diye soracaksınız. İşte size ülkemizin siyaset sahnesinde, çalışkanlığı, ülke severliği, bilgi birikimi, dürüstlüğü, projeciliği, solda AB’ye onurlu evet diyen, üniter devlet ve birlik için hiç bir özveriden kaçınmayan tavrı, takım oyununa alışkanlığı, demokratlığı ile yükselen değeri Sayın Murat KARAYALÇIN. SHP Genel Başkanı.

17 Nisan 2006 tarihli Milliyet gazetesinde, “sohbet odası”ndaki Derya SAZAK ile Sayın KARAYALÇIN’ın söyleşisinden bir soruya yanıtını aktarmakla, ülke geleceğinin onurlu bir şekilde nasıl kurtulacağına ilişkin düşüncesinin küçük bir bölümünü aktarmakla yetineyim.

Sayın Derya SAZAK’ın sorusu şu “Solu birleştirecek karizmatik lider olmadan, ittifak işe yarar mı?”

Sayın KARAYALÇIN’ın cevabı ise ; “PRODI’ye bakın öyle devrimci bir lider değil, mazbut bir profesör, Avrupa’da artık karizmatik liderler dönemi kapandı, Türkiye’de beyaz atlı prens ya da prenses beklemekten vazgeçmeliyiz. Sol düşünceyi öne çıkartmalıyız. İktidar olabileceğinizi hissettirirseniz çok daha güçlü destek alabilirsiniz. Bizim seçmen, çok garantici, kazanmanızı istiyor. Eğer kazanacağınızı hissederse size çok büyük destek verir. İttifak bunu sağlar. Oy patlaması olur. Türkiye, tarihinin en ağır emek sömürüsünü yaşıyor ama emekçi güçler geriliyor. Cumhuriyetin temel değerleri tehdit edilmekte ama Cumhuriyetçi güçler de gerilemekte. Solun iktidarı için şartlar çok uygun. CHP, DSP ve SHP Türkiye projesi hazırlamalı ve seçime birlikte gitmeli. Üç parti bunu yaparsa bütün solu çağırır. İşte beyaz atlı prens, prenses odur.”

İşte size gelecek düşüncesi ve fedakarlık. Başka söze gerek var mı ?