|
|||||
|
|||||
3 Ekim 2005 tarihinde saatler durduruldu ve geleceğimiz için kritik bir kavşak daha sorunsuz biçimde aşıldı. Artık Türkiye, AB nezdindeki statüsü değişmiş ve "tam üyelik müzakerelerine başlaması" için yol haritası belirlenmiş bir ülkedir.
Bu vesileyle, geçmişten bugüne katkıda bulunanlara, TÜGİAD adına teşekkürlerimi sunuyorum.Ancak, asıl süreç bundan sonra başlayacaktır. Türkiye’nin AB yolculuğuna dair ortaya konulan her türlü görüş ve yaklaşım; bugünden sonra çok daha serinkanlı ve bilgi merkezli olmak durumundadır. Zira, Avrupa Komisyonu’nun 6 Ekim 2004 Raporu, ardından 17 Aralık Brüksel Zirvesi ve nihayet 3 Ekim Müzakere Çerçeve Belgesi’nin içeriği, ülkemizin dolayısıyla bizlerin işinin oldukça zor ve uzun soluklu olduğunu ortaya koymaktadır.Bu nedenle enerjimizi ve zamanımızı daha verimli kullanmak zorundayız. Artık hepimiz, AB konusunda,"duygu" değil "bilgi" merkezli bir algılama ve anlamlandırma boyutuna girmek durumundayız. Yeni dönemde, bilginin yanı sıra; cesarete, soğukkanlıolmaya ve milletimize olan güven duygusunu geliştirmeye de ihtiyacımız var. Bu niteliklerimiz, müzakere sürecinde, zaman zaman ortaya çıkacak gerginlikleri aşma ve çözüme ulaşmamız için temel dayanaklarımız olacaktır. Nihai hedef, Cumhuriyetimizin kurucusu M.Kemal Atatürk’ün ortaya koyduğu "çağdaş medeniyetler" düzeyine ulaşmaktır. Önümüzdeki dönemi, bu hedef doğrultusunda algılıyor vedüşlerimizdeki Türkiye için daha duyarlı ve sağduyulu olunması gerektiğine inanıyoruz. Ülkemizin AB tam üyeliği sürecinde, sivil toplum kuruluşlarının verecekleri katkı son derece önemli olacaktır. Bu vesileyle TÜGİAD olarak, bugüne kadar üstlendiğimiz sorumlulukların gereğini yapma noktasındaki çabalarımızı, bundan sonra da kesintisiz sürdüreceğimizi ifade etmek isterim. Zira, bu süreci güçlü kılacak olan asıl irade beyanı, temelde AB ve Türkiye’nin toplum katmanlarınca yapılacaktır. Bu iradenin sağlanması ve doğru kanalize edilmesi, sürecin başarıyla ve hedefine uygun biçimde sonuçlandırılması bakımından son derece önemlidir. Sonuç olarak, 3 Ekim 2005 tarihinden sonra başlayan yeni süreci doğru yönetmek ve dayanaklarımızı güçlendirmek durumundayız. Biz, ülkemize, milletimize ve kendimize inanıyor ve güveniyoruz. |
|||||