| ASLI SARGIN |
|
Değişik ve Farklı Bir Atmosfer Yaratmak Önemli |
Ben bu konuda herhangi bir eğitim almadım. Fakat çocukluğumdan beri kıyafet ve takıya acayip bir merakım vardı. Anneannem “Jour de France” dergisi alırdı ve orada da modeller çıkardı, biz o resimleri keserdik ve üstümüze iğnelerdik, böylece sanki o giysiyi giymiş gibi hissederdik. O zaman 7-8 yaşlarındaydım.
İş hayatıma Ahmet ERASLAN vasıtasıyla Nişantaşı Abdi İpekçi’de bir butikte başladım. 1-2- sene çok güzel bir tecrübem oldu. Daha sonra Emir YARGICI’nın teklifiyle Yargıcı mağazalarında 8 sene boyunca mağaza müdürlüğü yaptım. Bu sırada hep bir arayış içindeydim. Ben gezipdolaşmayı da çok severim, sokağa çıktığımda her türlü dükkana girerim. Alışveriş yapmam şart değil, ben gözlemlemeyi çokseviyorum. Amerika’ya gittiğimde Ralph Lauren mağazasını gördüm ve çok etkilendim. Bu markayı Türkiye’ye getirmek için kolları sıvadım ve bu işi benim maddi olarak tek başıma yapmam mümkün olmadığı için konuyu aile dostumuz olan Ali DİNÇKÖK’e açtım. O sırada Akmerkez yapılıyordu. Yazışma süreci sonunda anlaşma yapıldı ve Ralph Lauren açıldı. Ben satın alma işlemleriyle birlikte mağaza müdürlüğünü de yapıyordum. 11 sene sonra şirket kapanınca ne olduğumuzu şaşırdık, çünkü orası adeta kendi şirketim gibiydi. Amatörce takı yapıyordum, dükkan kapanınca bu işi hızlandırıp, bir dükkan kiralayıp yaptığım takıları satmaya karar verdim. Fazla ara vermek istemiyordum, çünkü 24 yıldır aralıksız çalışıyordum ve hızımı kesmek istemiyordum. Bu sırada yurtdışındaki fuarlara gitmeye başladım ve gittiğim fuarlarda kendimi kaybettim. Fuarlarda seçtiğim her çeşit ürünlerle bugünkü bu mağazanın konseptinioluşturdum. İlk başta yaptığım takıları ve diktireceğim kıyafetleri satarım dediğim için butiğimin adını Aslı Sargın koymuştum, normal şartlarda butiğin bu konseptlerde olacağını düşünmemiştim, fakat sonradan ismini de değiştirmedim. İnsanlar beni stilist zannediyorlar, halbuki ben stilist değilim, sadece ruhumdan ve içimden geçenleri yapmaya çalışıyorum, ben stilistlik eğitimi almadım. İkinci butiği Kanyon’da açtık ve böylece marka iyice oturdu. Kendimi tanıtma atılımına girmedim, aslında çok da fazla istemedim çünkü ben butikçiyim. Butiğin özelliği var, bana göre çok karakteri olan bir yer burası. Bence değişik ve farklı bir atmosfer yaratmak önemli. Türkiye’de artık her marka var, fakat ben her yerde bulunan değil, daha tarz şeyler sunarak değişik bir konsept yaratmak istedim.
İşimle ilgili olarak Milano’ya gidişlerimden birinde Four Seasons Hotel’in içinde bulunan ufak bir saat dükkanının içinde birkaç saat dikkatimi çekti. İçeriye girip saatleri inceledim, çok şık bir mekanda satılan çok şık saatlerdi, ayrıca fiyatlarının uygunluğu da dikkatimi çekti. Ben bu ürünü satmalıyım dedim. Kendimi tanıtıp bu ürünlerden satmak istediğimi söyledim, dükkanın sahibi talebin çok yoğun olduğunu, siparişi alsa bile yetiştirip yetiştiremeyeceğini bilemediğini söyledi. İlk başta aklımda distribütörlük yokken sonradan başvurdum, anlaşmalar yapıldı, 2007 yılının Temmuz ayından itibaren butiğimde Toywatch saatlerinin satışını başlattım. Yöntem Hanım’ı da Toywatch sayesinde tanıdım ve bu konuda birlikte yol almaya başladık. Aynı lisanı konuşuyor olmak çok önemli, bir de bu işe ikimiz de çok inanıyoruz. Birkaç sene içindeki yatırımlarımız yine Toywatch üstüne olacaktır. Toywatch için bir dükkan açmak istiyoruz. Maçka ve Kanyon’daki mağazalarımız dışında Kafkas’ta da satışımız var.
Saatlerin fiyatları çok cazip, 150-300 Avro arası... Bir de “limited edition” var; onun fiyatı 4000 Avro, ayrıca altın ve seramik serileri mevcut. Bu saatlerin bütün mekanizmaları Seiko fabrikalarında yapılıyor. Çok trendy ve prestijli bir ürün.
Belli bir miktarın üzerinde özel sipariş alınabiliyor. Mesela şirketler logolu hediye hazırlatmak istiyorlar. Minimum 100 adet olmak üzere siparişler 3 ayda teslim ediliyor.
Dünya trendi değişiyor, artık kaliteli, şık ama alınabilecek rakamlı ürünler tercih ediliyor. Biz böyle bir ürünü Türkiye’ye getirmenin mutluluğu içindeyiz. İnsanlar kendilerini farklı hissetmek istiyorlar, bunu gerçekleştirirken makul rakamlar içinde hareket edilebilir, illa servet harcamak gerekmiyor. Saat bugün çok önemli bir konumda. Hem ihtiyaç, hem de takı gibi oldu. Eskiden bir tane saatimiz vardı, ikinciyi almak aklımıza bile gelmezdi...
ToyWatch’ın ilk adresi: Via Montenapoleone 25/3Milano
2005 yılında Marco and Mara MAVILLA tarafından yaratılan Toywatch herkesin heyecanla beklediği trendy bir ürün oldu. Bu bağlamda, kendisini tek ve prestijli ortamı olan Toywatch mağazasını açtı. Milano’nun en şık, en önemli ve en prestijli caddesi olan Montenapoleone Eylül 2007 başında açılan ilk Toywatch mağazası bir çok ilke imza attı. Tamamı minimalist bir yaklaşımla sadece Toywatch’ın kurumsal rengi SİYAH ve metalin şıklığıiletasarlandı. Konsept, şıklık, yenilik, hatta yeni jenerasyon tasarım ve uygulaması ile Adalberto PIRONI’nin Milano’daki studiosundan çıktı. Butik içindeki siyah, ışık oyunları ve çelik aksesuarlar, sadelikle size yaklaşıryıor. Toywatch’ın yaratıcıları Mara and Marco MAVILLA, ilk açılan butikleri ile ilgili olarak şu sözleri söylediler: “Dünyanın en önemli ve prestijli moda şehrinin en değerli caddesinde butiğimizin yer alması bizi saat markasından daha çok modanın vazgeçilmez ve karşıkonulmaz büyüsünün bir parçası yapıyor. Butiğimizin konsepti ve aynı zamanda Toywatch’ın felsefesi; lüksü sadelik ve stille birleştirerek yaşamaktır.