AB BAŞKENTİNDEN Suat Lemi ŞİŞİK
TÜGİAD Brüksel Temsilcisi
Akdeniz için birlik… Bir başka SARKOZY balonu
 
14 Temmuz 2008, Fransızların ulusal bayram gününe denk getirilen toplantı ile Avrupa Birliği’nin BÜYÜK kurtarıcısı SARKOZY, Akdeniz ‹çin Birlik (AIB) temellerinin atıldığını dünyaya duyurdu.
Haber ajanslarının geçtiği uluslararası bültenlere bakınca Akdeniz için birlik, AB üyesi ülkeleri, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleri ile biraraya getiriyor. Bu tabloda Türkiye hangi gruba dahil olarak düşünülüyor, hepimiz biliyoruz: Ortadoğu.
Başbakan’ın ve Dışişlerimizin büyük bir hata yaparak katılmayı kabul ettikleri toplantıyla Türkiye diğer Arap ülkeleri ile bir seviyeye inmeyi kabul etmiş oldu.
Bu toplantıya katılıp Türkiye Cumhuriyeti’nin alenen düşmanlığını yürüten SARKOZY’nin ekmeğine bal sürmek de sayın başbakana kısmet oldu. Kendisini tebrik ediyorum! Akdeniz’in kuzeydoğusuna egemen olan ülkemiz bu toplantıya katılmasaydı, acaba SARKOZY Akdeniz için birlik projesini övünerek anlatabilecek miydi?
Bu SARKOZY, Türkiye Avrupa ülkesi değildir, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde işi yoktur, Türkiye’yi AB dışında tutalım, ama saglam bağlarımızı (ticari) koparmayalım diyen aynı SARKOZY değil mi? Türkiye’yi AB dışında tutabilmek için Akdeniz Birligi’ni önermemiş miydi aynı SARKOZY? Fransa anayasasını yapboz tahtasına çevirerek Türkiye’nin AB üyeliğini referanduma tabi tutan, sonra vazgeçen (NABUCCO enerji projesine dahil olmak amacıyla), sonra yeniden anayasaya sokmaya çalışan yine bu SARKOZY değil mi?
Akdeniz için birlik toplantısının sonuç bildirgesinde Akdeniz için birliğin Türkiye’nin AB üyeliğine alternatif olmadığını söylemek veya bunun taahhüdünü SARKOZY’den almak ne derece güven verici ve inandırıcıdır?
‹ki gün sonra aynı popülist söylemlerle, SARKOZY yine Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkmayacak mı? Nitekim bu konuda herhangi bir fikir değişikliği olduğuna ilişkin SARKOZY’den herhangi bir resmi veya gayri resmi açıklama geldi mi? Hayır.
SARKOZY kendi planlarını sırasıyla gerçekleştiriyor ve hükümetimiz de elinden geldiğince desteklerini esirgemiyor.
Akdeniz Birliği adıyla ilk olarak gündeme gelen Akdeniz için birlik ile SARKOZY tüm dünyanın sorunlarını çözecek, ortada ne Suriye-Lübnan sorunu, ne Arap-‹srail sorunu kalacak! Peki ya Kıbrıs sorunu, AB üyesi Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile KKTC sorunu? Türkiye’nin AB tam üyeliğini ipotek altına alan Kıbrıs sorunu AB’nin sorunu değil mi? GKRY, tüm ada adına AB’ne tam üye olurken sorun Kıbrıs’ın kendisine ait değildi, sorunun çozümü önkoşul olarak Türkiye’nin tam üyeliğine konuldu, sorunun aslı olan Kıbrıs’ın kendisine değil!
Ama SARKOZY AB’ni kurtarmakla kalmayacak aynı zamanda Ortadoğu’nun da kurtarıcısı olacak ! Henüz kendi evini düzeltmemiş olan SARKOZY, AB’nin sorunlarını, özellikle de birçok kez uyardığı (sanki AB Anayasasını referandumda reddeden Fransa değilmiş gibi) fakat lafını dinletemediği ‹rlanda’nın referandumda Lizbon Antlaşmasını reddetmesiyle daha da derinleşen idari sorunları çözecek de bir de üstüne Ortadoğu’nun yıllardır süregelen kemikleşmiş sorunlarına fikir üretecek. Belki 43 ülkenin devlet veya hükumet başkanları aynı şehirde, fiehr-i Kabus Paris’te, aynı anda bulundular, ama bu herhangi bir konuda herhangi bir gelişme olacağına bir işaret mi?
Neye yarayacağını henüz kimsenin tam olarak bilemediği AIB, aslında 2010 yılına kadar Akdeniz havzasında bulunan ülkeler arasında bir serbest ticaret bölgesi oluşturulmasını öngören Barselona sürecini çalıyor ve isim değişikliği ile yeni bir projeymiş gibi gündeme sunuyor. Sarozy ilk olarak AIB’e sadece Akdenizli AB üyesi ülkelerle diğer Akdenizli ülkeleri biraraya getirmeyi planlamış ancak diğer AB üyesi ülkelerden gelen tepkiler nedeniyle tüm 27 AB üyesi ülkeyi de toplantıya davet etmek zorunda kalmıştı.
AIB toplantısı sonrasında ‹sveç Dişişleri Bakanı, Sayın BILDT’in de belirttiği gibi “Dünya bugünkü AIB toplantısı ile değişmeyecek!” Başbakanımıza duyurulur…