|
|||||
|
|||||
Ekonomik olarak gelişmiş ülkelerin ortak özelliği sanayi atılımlarını diğer ülkelere göre daha önce tamamlamış olmalarıdır. Ekonominin kalkınmasında en önemli faktörler sanayi ve ihracat gücüdür. 1800'lerin başında İngiltere'de tekstil sektöründeki devrim yaratan teknolojik gelişmelerle başlayan birinci sanayi devrimi, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında petrol, elektrik ve çelik sektörlerindeki ilerlemelerle, halen etkisinde olduğumuz ikinci sanayi devrimi ile devam etmiştir. Gelişmiş ekonomilerin en önemli çarkları ağır sanayi ve yüksek teknoloji sanayiidir. Bunların yanında otomotiv sanayiinin de payı büyüktür. Otomotiv sektörü, küresel pazarlara açılabilmede ve ihracatın gelişiminde oldukça önemli bir role sahiptir. Günümüzde, Amerika, Almanya, Japonya, Güney Kore gibi kalkınmış ülkeler, tüm dünyadaki araç pazarının büyük bir çoğunluğunu oluşturmuştur. Dünyada yeni yeni kabul görmeye başlayan Çin ve gelişmekte olan Hindistan gibi ülkeler de, otomotiv sektörüne önem verip kendi küresel markalarını yaratmaktadırlar. Daha önceleri 'yedek parçacı' rolünde görülen Türkiye, çeşitli ortaklıklarla, üretimin de yapılabildiği, Avrupa pazarına yakın bir partner haline gelmiştir. 90'lı yılların sonlarında Koç ve Sabancı gruplarının ortaklıklarıyla Türkiye'de üretilip ihraç edilen araçlar artmıştır. Karsan, dünya çapında ihalelere girebilmiştir. Bu yatırımlarla, Türkiye ticari ve ağır ticari araç sınıflarında dünya çapında önemli bir üretici haline gelmiştir. Binek otomobil kategorilerinde ise aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Her ne kadar üretim ayağı olarak ülkemiz kullanılmaya başlansa da, endüstriyel ürünlerin en önemli aşaması sayılabilecek tasarım ve arge bölümlerinde halen yurtdışına bağımlılık sürmektedir. Global markalarda tasarım direktörlüğü yapıp kendini ispatlamış Türk tasarımcılar ve genç yetenekler ülkemizde yeterince değer görememektedirler. Üretimini yaptığımız pek çok üründe olduğu gibi, yabancı tasarımların satın alınması ya da kopyalanması, maalesef otomotiv sektörünün de sorunudur. Kendi imkanlarıyla butik üretim yapmaya çalışan yerli markalar da kopyalama ya da benzerini üretme sorunundan müzdariptirler. Yatırım maliyetleri bu yöntemlerle düşürülmeye çalışılsa da, tasarımından üretimine %100 yerli üretim olmadan global bir Türk markası yaratmak mümkün değildir. Dünya devi Volkswagen'in de Türkiye'de yatırımı ciddi olarak düşündüğü bu günlerde, hükümet yerli otomobil üretimi için çağrı yapmaktadır. Şimdilik bu çağrıya cevap Koç Grubu'ndan gelmiştir. Aynı zamanda bir Türk şirketi olan Brightwell de iflas durumunda olan Saab için önemli bir taliptir. Dileriz önümüzdeki yıllarda Türk otomotiv sektörü daha da canlanır ve %100 yerli, çevreci, tüm dünyada kabul görmüş binek araçları da üretebilir hale gelir. |
|||||