|
Demokrasilerde halkın direk oyuna başvurulması olaraktanımlanan Referandum acaba çoğulcu demokrasilerde her zaman sağlıklı işleyen bir mekanizmamıdır?
Siyasi iktidarların seçimlerde aldıkları oy oranlarına bakarak aklı estikleri her konuda halka başvurmaları doğru bir yöntem midir? Cevap evet ise temsili demokrasinin gereği olarak MilletinVekillerinden oluşturulan Meclisinin işlevi nedir? Yoksa Kurucu Meclis gibi özel amaçla oluşturulmuş kurumların hazırladığı anayasanın onaylanmasıgibi çok önemli ve çok nadir konular için halkın direk onayının istendiği, siyasi taraftarlıkların bulunmadığı bir onay şekli midir Referandum?
Ülkemiz son yıllarda demokrasi adına demokratik usul ve yöntemlerin dejenere edildiği,kendi amaç ve doğrultularında çarpıtıldığı, halk dalkavukluluğu ile hukukun by pass edildiği bir kaos ortamına sürüklenmektedir.
Oy çoğunluğuna dayandırılarak Yürütme ve Denetleme tek elde toplanmakta, üçüncü erk olan Yargı ise “halkın takdiri hukukun üstünlüğünün üstündedir” şark kurnazlığı ile işlevsiz hale getirilmektedir.
Demokrasiler, yasalarla sınırları çizilmiş çoğunluk tercihlerinin, azınlığın haklarını korunarak şekillendirildiği rejimlerdir.
Referandumlardakonular çok iyiçalışmave yeterlitartışma ortamı yaratılarakbilinçlenmiş halkınonayına sunulur.
Son referandumda ise esas olarak cumhurbaşkanının halk oyu ile seçilmesi onaylanmış ancak oldu bittiye getirilen konunun gerekliliği yeterince tartışılıp halkın aydınlanmasına fırsat verilmemiştir.
Mevcut parlamenter sistemimizde yürütme erki bakanlar kurulu vasıtası ile başbakanda iken ve bu sistem değiştirilmeden bu kez gücünü halktan alacak bir cumhurbaşkanının yürütme üzerinde yetki sahibi olması yetki karmaşası yaratmaya adaydır.
Demokrasilerin tam olarak hazmedilmediği bazı Latin Amerika ve Uzakdoğu ülkelerinde denenen ve başarılı olamayan başkanlık veya yarı başkanlık sistemleri bizde çalışması düşünülebilir mi?
Yoksa “halkımız neylerse güzel eyler” sloganına kapılıp halk dalkavukluğuna soyunmuş bir siyaset simsarını veya halkın saf ve temiz dini duygularını suistimal eden bir din baronunu yakında başımızda görmeye şimdiden alışmalı mıyız?
|
