|
|||||
|
|||||
2008 paniğinden sonra, suçlu göstermek moda oldu. Zevzek sınıflara mensup bazı sol kanat unsurlara göre, ekonomik krizin nedeni serbest piyasa ve girişimci kapitalist sistemdi. ABD’de politikacılar bu koroya katıldı. Konut Finans Hizmetleri Komitesinin renkli başkanı, temsilci Barney Frank bunu şöyle ifade ediyor: “Bu ‘bırakınız yapsınlar’, ‘vergilendirmeyin, düzenlemeyin’ döneminin sonudur. Bunlar artık tamamen yok oldu”. Bilgiçler bununla yetinmeyip eyleme de geçtiler. Örneğin, New York Times köşe yazarı Paul Krugman şöyle yazdı: “İnsan mevcut krizin kökenlerini araştırdıkça, ana yanlış virajın –krizi kaçınılmaz hale getiren yanlış virajın- 1980’lerin başında, Reagan yıllarında dönüldüğü daha da açık hale geliyor.” Bu iddiaları değerlendirmek için, ilişikteki sefalet indeksi çizelgesinde II. Dünya Savaşından bu yana her ABD yönetimi için bir ekonomik “sefalet” indeksi sunulmaktadır. İlk sefalet indeksi, Johnson yönetiminde Başkanın Ekonomik Danışmanlar Kuruluna başkanlık eden seçkin bir ekonomist olan, merhum Arthur Okun tarafından geliştirilmişti. Okun’un indeksi enflasyon ve işsizlik oranının toplamına eşitti. Okun’un indeksi ekonomideki sefaletin mutlak seviyesini ölçmekte, fakat işlerin iyiye mi kötüye mi gittiği konusunda pek bilgi vermemektedir. Harvard’lı profesör Robert Barro, Getting It Right (Doğrusunu Yapmak /1996) adlı kitabında Okun indeksini değiştirir. Bir başkanın görev süresi boyunca sefaletin değişimini ölçen Barro indeksi şu dört ölçümün toplamıdır; bir başkanın görev süresi boyunca ortalama enflasyon oranı ile bir önceki başkanın son görev yılındaki ortalama enflasyon arasındaki fark; bir başkanın görev süresi boyunca ortalama işsizlik oranı ile bir önceki başkanın son görev ayındaki ortalama işsizlik oranı arasındaki fark; bir başkanın görev döneminde 30 yıllık hazine bonosunun getirisindeki değişiklik; ve bir başkanın görev döneminde uzun dönem, gerçek GSMH büyüme oranı trendi (% 3.1) ile gerçek büyüme oranı arasındaki fark. Bu değişikliklerin çok sayıda etkisi vardır; veriler daha açık ve kapsamlıdır ve Amerikalıların çoğunluğunun yaşadığı ekonomik şartların daha doğru bir resmini verir. Bu değişiklikler Barro’ya, bir Başkanın dört yıllık görev süresi boyunca ekonomideki göreli değişikliği daha doğru ölçme olanağı da vermiştir. Sefalet indeksindeki veriler çok açıktır. Solcu dogmanın tersine, Reagan’ın “serbest piyasa yılları” çok iyi yıllardır. Viktorya döneminin mali erdemlerinin hüküm sürdüğü Clinton yılları da – Başkan Clinton Ocak 1996’daki Ulusa Sesleniş konuşmasında “büyük hükümet dönemi sona erdi” dediğinde- iyi yıllardı. Sefalet indeksi, sorgulanmadan kabul edilen bir dinin özelliklerini gösteren mevcut serbest piyasa eleştirisini zayıflatmaktadır. Gerçekten de, insan bu eleştirileri yapanların fikirlerini gerçekte olan herhangi bir şeyle karşılaştırıp karşılaştırmaklarını merak etmeden duramıyor. Sefalet indeksi, ekonomik gerçeği test etmek için, uygun verilerin bulunduğu her ülkeye uygulanabilir. Türkiye’ye bir göz atalım. İlişikteki çizelgede –Barro’nun dört ölçümümüm Türkiye’nin son yirmi yılına uygulandığı- değiştirilmiş bir sefalet indeksi bulunmaktadır. Bu indeks enflasyon, faiz ve işsizlik oranlarının toplamından yıllık GSMH artışı çıkartılarak elde edilmiştir. Çizelgenin birden fazla dikkat çekici özelliği var. Hala çok yüksek olan sefalet seviyesi, 1990’ların ortasından bu yana dramatik bir şekilde düştü. İkincisi, 1994 ve 2001’deki Türk Lirası devalüasyonlarına sefalet indeksindeki keskin yukarı fırlamalar eşlik etmişti. Üçüncüsü de, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 2002’den bu yana sefalet indeksini düşürmekte başarılı olmuştur, ancak yine de gidecek hala çok yol vardır. Durumun bir göstergesi olarak, Türkiye’nin Dünya Bankası’nın –serbest piyasanın canlılığı ve iş yapma kolaylığını ölçen bir rapor olan - Doing Business 2009 -verilerine göre 181 ülke arasında 59. sırada olduğunu göz önüne alın. |
|||||