|
|
HAYATİ KAYA
TÜGİAD Yönetim Kurulu Başkanı
Chairman of the Board of TUGIAD
Olası Irak Operasyonu'nun Türkiye ekonomisinde ağır tahribatlara neden olacağı açıktır. Güneydoğu bölgemizdeki bu operasyonun süresi uzadıkça, ekonomiye vereceği zarar da artacaktır. Öncelikle turizm gelirinin azalacağını düşünüyoruz. Resmi makamların verdiği bilgiye göre, Şubat ayı içinde yüzde yirmi oranında rezervasyon iptalleri olmuştur ve bu oranın yükseleceği kesindir. Turizm gelirimizin yarısını kaybedeceğimizi düşünüyorum.Bir diğer olumsuzluk ise, sermaye sahiplerinin çekingenliği olacaktır. Yeni yatırım kararı almak bu dönemde hayli zordur. Yatırımcı ileriyi görememekte ve tereddüt etmektedir. Bu konu sadece yerli sermaye sahibini değil, yabancı sermayeyi de etkileyecektir. Bu dönemde sadece çok zorunlu ve çok önceden planlanmış yatırımların yapılacağını tahmin ediyorum. Hammadde fiyatlarındaki göreceli artış ise girdi maliyetlerini hayli artıracaktır. Operasyonun süresinin uzamasıyla, bu ağır tablo giderek daha da kötüleşecektir.
Tüm bu olumsuz koşullara karşın, işadamlarımız çalışmalarına devam etmek zorunda ve bu günlerde devam eden bir proje hepimizi yakından ilgilendiriyor: Türkiye Gelişim Turu. E-kolay, Microsoft ve HP güçbirliğinde düzenlenen Türkiye Gelişim Turu, 23 Ocak 2003 günü Bursa'da başlamıştı. Yaklaşık 500 kişinin katıldığı ilk toplantıda, girişimcilerimiz teknolojik gelişmelerle yakından ilgilenmişti. Türkiye Gelişim Turu'nda da hedeflenen, şirketlerde, teknolojiyi dünya standartlarında kullanım seviyesine ulaştırmak ve bu yolla şirketlerin gelirlerini yükseltmekti. Bu nedenle hepimiz bu projeyi yakından takip ediyoruz ve fikir önderlerini kutluyoruz...
Sizlerin de bildiği gibi küreselleşmenin hızlanmasıyla birlikte, Türkiye, dünya pazarlarına daha fazla girmekte ve daha fazla pay almaktadır. Dünya Ticaret Örgütü ile entegrasyonu hızlandıran Çin, geleneksel Sanayi Ürünleriyle dünya pazarlarına büyük rekabet getirmektedir. Emek yoğun sanayi ürünlerinde Hindistan ve benzeri ülkelerin rekabetinin de giderek artacağı göz ardı edilemez.
Ayrıca sanayimizin küresel rekabet karşısında sürdürülebilir rekabet kazanması için bugüne kadar inandığımız "daha ucuz olma" avantajından artık vazgeçmemiz gerekecek. Çünkü bugün Uzakdoğulu üreticiler çok daha ucuz. Bu nedenle verimliliğimizi artırmamız ve rekabet gücümüzü bu yolla kazanmamız, kaliteli ürünlerimiz için daha yüksek bedel talep etmenin yollarını tespit etmemiz gerekiyor.
Biz işadamları bu nedenle, şirketlerimizi, farklı bir gözle değerlendirip, yeni dünya düzenine uygun hale getirmeliyiz. En önemli işletme varlığının artık bilgi olduğu görülmektedir. Bu çerçevede işletmelerin entelektüel sermayelerinin yönetimine birinci derecede ağırlık vermeleri gerekmektedir. Toplam Bilgi Yönetimi, Şirket Bilgi Yönetimi Sorumlusu, Entelektüel Sermaye, Bilgi Yönetim Ödülleri ve diğer bir dizi yeni kavramlarla karşımıza çıkan bu yeni konunun her işletmede ciddi bir şekilde ele alınması, global rekabette başarı için kaçınılmazdır. Yalnızca işletmelerde değil, toplumun bütün kurum ve kesimlerinde bilgi yönetimine ağırlık verilmesi Avrupa Topluluğu yolunda ilerleyen ülkemiz için arzu edilen atılımın başlangıcı olacaktır.
İşte tam bu noktada, kişi ve kurumların hayatını kolaylaştıran e-iş ile tanışıyoruz. E-iş, aslında mevcut işlerin yeni bir kanal üzerinden işletme içi ve dışı müşterilere ulaşmasıdır. Müşteriye her yeni ulaşım aracı, hem müşteri hem de işletme için aslında bir kültür ve alışkanlık değişikliğidir. Satınalma maliyetini düşüren, hedef kitleyi büyüten ve operasyon süreçlerini kısaltan e-iş modeli, bir anlamda şirketin yeniden yapılanması anlamına geliyor. Yeniden yapılanma sürecinde sadece organizasyon yapısı değil, teknolojik alt yapının da yenilenmesi gerekiyor. Tedarikçilerden çalışanlara, bayilerden yöneticilere kadar herkesi bu sistemin içine dahil etmeliyiz. Bu değişimin en olumlu yanının, verimlilik artışı ve entegrasyon olduğunu da artık ölçülebilir şekilde görüyoruz.
It is obvious that a possible operation in Iraq will cause heavy damage to the Turkish economy. The longer such an operation in the south-east of our country lasts, the more damage it will give to our economy. We believe that tourism revenues in particular will decrease. As a matter of fact, according to the figures provided by official authorities, twenty percent of reservations have already been cancelled in February while it is certain that this rate will tend to go up. I believe that we will be losing half our tourism revenues. Another drawback will be the reluctance of capital owners for it is highly difficult to take new investment decisions in a period like this. The investment environment is rather uncertain which leads investors into hesitation. This situation will have an influence not only on domestic capital owners, but on foreign capital as well. My prediction is that only the most necessary and pre-planned investments will be brought to life in this period. Meanwhile, a relative increase in raw material prices will cause input costs to increase considerably. This picture will gradually become worse, should the operation last longer. However, in spite of all these adverse conditions, our businessmen have to continue with their operations, and a current ongoing project is of great interest for all of us in this context: The Development Tour of Turkey. The Tour began in Bursa on January 23, 2003 with the joint participation of E-kolay, Microsoft and HP. The first meeting of the project hosted about 500 people where our entrepreneurs were highly interested in the technological developments taking place. What the Development Tour of Turkey aims to fulfill is to elevate the technology level in companies to the level of international standards of use, thus increasing their revenues. Therefore, we all monitor this project closely and would like to take this opportunity to congratulate its leaders...
As you all are aware, with globalization gaining momentum, Turkey has more access to global markets, thus increasing her share. Meanwhile, China -who has accelerated integration with the World Trade Organization- introduces considerable competition into global markets with traditional industrial products. Yet, it cannot be neglected that competition brought about by India and similar countries in labor-intensive industrial products will also be gradually increasing.
Furthermore, it is now time for us to give up on the advantage of "being more affordable" which we have adhered to believing it would provide our industry with a sustainable competitive edge vis-ˆ-vis global competition. The reason is that today, manufacturers in the Far East happen to be far more affordable. Therefore, we should increase our productivity enabling us to obtain competitive power and should identify ways to ask for higher prices for our quality products.
It is for this reason that we, businessmen should re-evaluate our companies with a fresh view and bring them in harmony with the new world order. It is now obvious that the most important operational asset is knowledge. In this framework, enterprises need to place primary emphasis on the management of their intellectual capital. This new topic that presents itself with Total Knowledge Management, Enterprise Knowledge Management Officers, Intellectual Capital, Knowledge Management Awards and a series of other new concepts and it should be tackled seriously within all businesses which stands as an imperative for global competition. Due emphasis should be placed on knowledge management not only in businesses, but also in all institutions and sections of the society. This would constitute the beginning of a step forward for our country on its way to the European Union. It is at this juncture that we encounter e-commerce which serves to facilitate the lives of individuals and organizations. E-commerce is, in fact, conveying existing business to customers in and outside of the enterprise through a new channel. Every new means of reaching the customer means a change of culture and habits both for the customer and the enterprise. The e-business model brings down purchasing costs, enlarges the target audience and streamlines operational processes, thus in a way re-structuring the company. During the re-structuring process, not only the organization, but also the technological infrastructure should be renewed. Everyone from suppliers to employees and dealers to managers should be included in this system. Yet, we can now see in a measurable manner that the most valuable advantage of this change is seen in the areas of productivity and integration.
|
|