|
|
MAVİ YOL: Dr. CAN FUAT GÜRLESEL
SİYASET VE EKONOMİ'DE
DÖRT KRİTİK ALAN
2002 yılının Mayıs ayı başından beri yaşanan siyasi istikrarsızlık ve ardından bir seçim sürecine girilmiş olması ekonomi üzerinde etkili olmaktadır. Siyaset-ekonomi ilişkisi sürmektedir. Ancak ilişkinin azaldığı ve içerik değiştirdiği görülmektedir. Hükümeti oluşturan partiler uygulanmakta olan programın politika ve hedeflerine bağlı kalmaktadır. Bir seçim ekonomisi uygulama niyeti de oluşmamıştır. Bunda üç yıldır uygulanan reformlar neticesinde siyasilerin elinden seçim ekonomisi araçlarının alınmış olması da etkili olmuştur.
Bununla birlikte yapısal reformlar başta olmak üzere programın uygulanması için gerekli kanunların çıkarılması durmuştur.
Meclis'in kapanması ve meclisteki partilerin önceliklerini seçime vermeleri ile birlikte 2003 yılı Bütçe'si başta olmak üzere çok sayıda ekonomi içerikli kanun çıkarılamamaktadır. Bu nedenle program aksamıştır. Siyaset- ekonomi arasındaki en önemli ilişki ve buna bağlı olarak ekonomi üzerindeki en ağır hasar ise siyasi belirsizlikler nedeni ile artan reel faiz oranları ve bunun kamu maliyesine getirdiği ilave yüktür. Programın ana kurgusu olarak döviz kurları ve faiz oranları için piyasada oluşan fiyatlar kabul edilmektedir. Merkez Bankası ve Hazine kurlara ve faiz oranlarına müdahale etmemektedir.
Yaşanacak seçimlerin ardından oluşacak yeni hükümetin veya seçimlerin ertelenmesi halinde kurulacak yeni hükümetin uygulanmakta olan programın ana çatısında bir değişiklik yapması uzak bir ihtimal olarak gözükmektedir. Ancak program içinde öncelikli alanlarda değişiklikler yapılmalıdır. Gerek siyasi belirsizliğin kamu maliyesi üzerinde yarattığı olumsuzlukların ortadan kaldırılması, gerekse ekonomik büyüme ihtiyacı bu değişiklikleri zorunlu kılmaktadır.
Öncelikleri dört alanda toplamak mümkündür;
Kamu kesiminde yeniden yapılanma hızlı ve radikal kararları gerekli kılmaktadır. Kamu kesimi iki büyük krize rağmen aynı büyüklüğünü ve harcama yapısını sürdürmektedir. Kamu kesiminde küçülme iki alanda çok hızlı sağlanmalıdır. Bunlardan ilki devlet teşkilatının yeniden yapılandırılması ile idari alanda küçülme, özelleştirme ve diğer uygulamalar ile de kamunun ekonomik üretimde küçülmesi.
Bir yıllık radikal bir program ile kamu kesiminde yeniden yapılanma tamamlanmalıdır.
Siyasi istikrarın sağlanması ve yeni hükümetin kurulması ile birlikte reel faiz oranlarının düşmesi ve kamu maliyesi üzerinde oluşan mali yükün azalması beklenmektedir. Seçimin ertelenmesi, yeni hükümetin kurulamaması gibi sonuçlar kamu maliyesini bozmaya devam edecektir.
Kamu kesimi iç borç stokunun çevrilebilirliği de seçim sonrası oluşan şartlar içinde yeniden değerlendirilmelidir. Türkiye ekonomik büyümeyi önceliğe çıkaran yeni bir programa geçişte iç borçların yeniden yapılandırılması olasılığı ve ihtiyacı ile karşı karşıyadır.
Siyasi belirsizlik nedeni ile ekonomik aktivitelerdeki beklenen canlanmanın gecikmesi ve zayıflaması karşısında bankacılık sektöründeki kırılganlık sürmektedir. Bankacılık sektöründeki en önemli sorun karlılığın sağlanamaması ile reel kesim ile arasındaki geri dönmeyen kredilerdir.
Bankacılık sektöründe yeni sermaye artırımı, kamulaştırma, birleşme ve benzeri gibi hukuki zorunluluklar ve uygulamalar gündeme gelecektir.
Ekonomide uygulanan program içinde en önemli değişiklik, ekonomik büyümenin öncelikli hedef haline getirilmesi ile yapılmalıdır. Ekonomik büyüme önceliği olmayan veya yüzde 3 gibi büyüme hedefine sahip bir program ile Türkiye'nin iç borçlarını çevirebilmesi ve dış borçlarını geri ödemesi çok zor olacaktır. Bu nedenle makro ekonomik dengeler ve ekonomideki diğer büyüklükler en az yüzde 5'lik bir ekonomik büyüme üzerine tasarlanmalıdır. Program içinde makro ekonomik hedefler ve politikaları ile uyumlu üretime doğrudan destek veren mikro ekonomi politikaları yer almalıdır.
Yeni dönemde dördüncü kritik unsur ise sabit sermaye yatırımlarının özendirilmesidir. Ancak burada yabancı sermayenin teşvikinden önce, yerli sermayenin özendirilmesi gereklidir.
Son üç yıldır yaşanan krizler ile birlikte Türkiye'deki yatırımcıların yatırım arzusu kırılmış, güven kalmamış ve yerli sermaye yurt dışına çıkmıştır. Türkiye 2003 yılında siyasi ve ekonomik güveni sağladıktan sonra, yerli yatırımcıların yurtdışındaki sermayesini yurtiçine çekecek vergi ve benzeri düzenlemeleri mutlaka yapmalıdır.Yabancı sermaye ardından gelecektir. Bu düzenlemelerin yapılmaması halinde yerli ve yabancı yatırımcıların yatırım yapması olasılığı azalacak ve ekonomik büyüme hedefini tutturmak mümkün olamayacaktır.
Ekonomide ümit; seçimin yapılması, seçim sonrasında siyasi istikrarın kısa sürede sağlanması, yeni ekonomik programın tasarlanması ve yukarıdaki dört kritik alana ve uygulamalarına öncelik vermesidir.
DR. CAN FUAT GÜRLESEL: "FOUR CRITICAL AREAS IN POLITICS AND ECONOMY"
The Turkish economy has been affected by the political instability Turkey has been experiencing since May 2002 and by the election process. Many economic laws, including the budget for 2003, cannot be passed since the Parliament has been closed and the political parties in the Parliament are focused on the elections. This situation causes problems for the economic program; its priorities need to be changed in order to overcome the obstacles political uncertainty causes and to grow economically.
The priorities include taking speedy and radical decisions to restructure the public sector. The state should be restructured in order to downsize; it should also play a smaller role in economic production through privatization and similar changes. A decrease in the real interest rates due to political stability and a new government will in turn lighten the burden of public finance. Turkey is faced with the probability and need to restructure its domestic debt with the new program which emphasizes economic growth. Turkey cannot roll over its domestic debt with a program that envisages a growth rate of only 3%; therefore, the estimated economic growth rate should be at least 5%.
The greatest problems of the banking sector are the failure to become profitable and the loans the real sector cannot repay. The banking sector will again be faced with practices and obligations such as increasing capital, expropriation and mergers. Another critical criterion is to encourage fixed capital investments; local capital should be a encouraged before foreign capital.
|
|