|
|
EKONOMİ-POLİTİKA: FİKRET ÖNDER
Akbank Genel Müdür Yardımcısı
Amerikan Sermaye Piyasalarında
Neler Oluyor?
1995 yılı başından 2000 yılının Mart ayına kadar hemen bütün yatırımcılara para kazandıran Amerikan hisse senetleri bakın şimdi ne halde. Teknoloji hisselerinin genellikle işlem gördüğü NASDAQ endeksi, 2000 yılının Mart ayında eriştiği 5048 seviyesinin Ağustos 2002 itibarı ile tam %75 altında. Onu bırakın ülkenin en büyük en eski şirketlerinden oluşan Standard & Poors 500 endeksi bile aynı sürede % 40 değer kaybetti. 1995 - 2000 yılları arasında bu endeksler her yıl % 20-30' lara varan inanılmaz çıkışlar ile şirketlerin gerçek değerlerini yansıtmaktan çok uzak seviyelere yükselmişlerdir. Yeni teknolojiler ve bunlara sahip olduklarını iddia eden şirketler her derde deva olarak gösteriliyor, yaşanan sürecin yepyeni ve olanüstü bir dönem olduğuna belirtmek için "New Era" "New Paradigam" gibi tabirler kullanılıyordu.
Fakat şimdi biliyoruz ki bir düşünürün dediği gibi "borsada yeni dönemler yoktur sadece eski dönemlerin abartılması vardır". Her güzel şey gibi bu dönem de sona erdi. Faizler 2000-2001 yılları arasında yükselirken, borsalar hızla düştü. 2001 yılında Amerikan ekonomisinin resesyona girmesi beklentileri doğdu (Amerikalı ekonomistler resesyonu iki veya daha fazla arka arkaya üç aylık dönemlerde GSMH küçülmesi olarak tabir etmektedirler).
Yeni Başkan BUSH, bu gelişmelere müdahale etmekte gecikmedi. Hazine başkanı Alan Greenspan'de yardımcı olunca faizler 2001 yılından itibaren yeniden düştü. Başkan BUSH ekonomiye destek vermek ve büyümeyi sağlamak amacı ile başta savunma olmak üzere devlet harcamalarını büyük çapta arttıran programları hayata geçirdi. Bununla da yetinmeyerek vergilerde indirime gidilmesine karar verdi. Bu girişimler sonucunda korkulan olmadı ve Amerikan ekonomisinin resesyona girmesi önlendi. Faizlerin de son 40 yılın en düşük seviyesinde olduğu gözönüne alınınca borsanın tekrar yükselme sürecine girmesi beklenirdi fakat bu olmadı. Amerika'yı vuran ve hiç kimsenin beklemediği birbirinden farklı iki olay, borsaların önünü kesti. Bunlardan biri şüphesiz Amerikan halkını şoka sokan 11 Eylül 2001 saldırıları idi. Bu olay ufak tefek toparlanma sinyalleri vermeye başlayan borsaların büsbütün düşmesine sebep oldu. Amerikan ekonomisi ise yine de yukarıda saydığımız tedbirlerin yardımı ile bu yılın ilk üç aylık döneminde % 6 gibi büyük bir büyüme gösterdi. Ekonomistler yılın geri kalan döneminde de resesyon beklememekteler.
Gel gelelim borsalar yine iyi gitmiyor. Bunun sebebi ise Amerika'yı vuran yeni ve değişik bir şok dalgası "bilanço yolsuzlukları". Daha birkaç yıl öncesine kadar Amerika'nın saygın şirketleri arasında yer alan Enron, Tyco, Worldcom, Global Crossing ve daha birçok şirkette muhasebe yolsuzlukları birbiri ardına su yüzüne çıktı. Geçtiğimiz yılın sonunda Enron ile başlayan bu zincirin nerede noktalanacağı belli değil.
Üzerinde anlaşılan nokta, bu yolsuzlukların kökünde şirketlerin yöneticilerine verdikleri primleri ödeme biçiminin yattığıdır. Üst düzey yöneticiler son yıllarda "stock option" denilen hisse hakkı ile çalışmaya başladılar. Şirket yöneticilerine her yıl belirli bir oranda şirket hisselerinin opsiyonları veriliyordu. Bu opsiyonların hisseye dönüşebilmesi için çoğu zaman hisse değerinin belirli bir seviyenin üzerine çıkması şartı konuluyordu. Bu gerçekleştiği takdirde üst düzey yöneticiler bir günde milyonlarca dolar kazanıyorlardı. Bu durumda karlı olmaktan daha çok, şirketin hisse senedi değerlerindeki artış önem kazandı. Bu nedenle de yöneticiler şirketin hisse fiyatını yükseltecek işlemlere, manipülasyonlara yönlendiler. Hisse fiyatlarını arttırmak için muhasebe oyunları yapmaya başladılar.
Sonuçta Amerikalılar'ın çok inandıkları ve sistemin önemli bir parçası olan borsada eşine rastlanmamış bir güven kaybı ortaya çıktı.
Yetkililer şimdi sermaye piyasaları üzerinde çok sıkı bir denetim makanizması kurmaya hazırlanıyor. Hazırlanan yasal düzenlemeler arasında "14 Ağustos" tarihi önemli bir yer tutuyor. Şimdiye kadar 1945 yılında Japonlar'ın ABD'ye kayıtsız şartsız teslim olmalarının yıldönümü olarak bilinen bu gün yeni bir mihenk taşı olabilecek. SEC (Amerika'nın Sermaye Piyasası Kurulu), 2001 yılı hasılatı 1.2 milyar doları geçen 947 şirketin yöneticilerinden 14 Ağustos 2002 tarihine kadar yıl sonu bilançolarının doğruluğu hakkında yeminli tasdik vermelerini istedi.
Böylece CEO ve diğer üst düzey yöneticilerin bizzat sorumluluk alarak sisteme güvenin tekrar tesis edilmesi amaçlanıyor. 14 Ağustos'a iki hafta kala sadece 16 CEO kendilerinden talep edilen belgeyi imzalamış durumda idi.
Bakalım ABD için büyük bir zaferin yıldönümü olan 14 Ağustos, aynı zamanda sermaye piyasaları düzeninin korunması yolunda kazanılan bir zaferin de yıldönümü olarak anılabilecek mi ?
|
|