|
|
SEZEN CUMHUR ÖNAL
Devlet Sanatçısı - Şarkı Sözü Yazarı
İstanbul'da İspanyol Rüzgari: Azucar Moreno
Onların sesinde, onların nefesinde, belleğimde geçmişe ait çağrışımlar uyandı. Radyo günleri deyip geçmeyin. Latin rüzgarı adıyla hazırlayıp sunduğum programlarda Sarita Montiel'den, Los Paraguayos'a, Alberto Cortez'den Lucho Gatica'ya kadar herkes vardı. Onlarla başlayan, Latin Evrenindeki yıldızlarla olan dostluğum son halkasında, şimdi, Azucar Moreno var.
"Değerli konuklar, Yapı Kredi Kültür Sanat'ın konserine hoşgeldiniz.
Hepinize iyi eğlenceler. İstanbul'da, Açık Hava Tiyatrosu'nda, bu yaz akşamı İspanya'dan konuklarımız var. Endülüs'ten motifler var. Bilmem soluğunu duyuyor musunuz? Zil Şal ve Gül diyarından, şairin dediği gibi, İspanya'dan. Gitarların sesinde güzelleşen şarkılarla, yeryüzünü saran iki kardeş var. Evet, alkışlarınızla disco flamenco için yaratılmış Azucar Moreno geliyor karşınıza."
Mikrofonda bunları söylerken, seyircilerden alkışlar, çığlıklar yükseldi. Bongoların, tumbaların ve gitarların sesi duyulunca, sahnede dönen, rakseden iki kadın belirdi.
Uzun boylu, uzun saçlı ve esmer iki kadın. Yüzleri güzel, gözleri güzel ve sesleri güzel iki kadın. Toni ve Encarna Salazar kızkardeşler, kısaca Azucar Moreno.
Onların sesinde, onların nefesinde, belleğimde geçmişe ait çağrışımlar uyandı. Radyo günleri deyip geçmeyin. Latin rüzgarı adıyla hazırlayıp sunduğum programlarda Sarita Montiel'den, Los Paraguayos'a, Alberto Cortez'den Lucho Gatica'ya kadar herkes vardı. Onlarla başlayan, Latin Evreninde ki yıldızlarla olan dostluğum son halkasında, şimdi, Azucar Moreno var.
Azucar Moreno'nun, bir "Haydut'la Ses Evreninde, tüm kalpleri çalmayı başardığı yıl 1990'dı. Anımsayacaksınız, İspanya'yı temsilen katıldıkları Eurovision Şarkı Yarışmasında söyledikleri "Bandido" adlı şarkı ile, hem o geceye hem de o yıla damgalarını vurmuşlardı. Gerçi yarışmada birinci olamamışlardı ama, halkın kalbini kazanmışlardı.
O yarışma gecesinin tüm şarkıları unutulurken, Azucar Moreno isimlerini unutulmazların arasına, yazdırmışlardı.
Aslında geç bile kalmışlardı. Müzikle doğmuş, beslenmiş ve yetişmişlerdi.
Ana, baba, kardeş, ağabey, ailede kim varsa, hepsi müzisyendi. Müzikle soluklanmışlardı.
Yıllarca, dünya şöhreti şarkıcıların arasında vokal yapan Toni ve Encarna Salazar kardeşler sonunda Azucar Moreno adıyla şöhrete kavuşmuşlardı.
Latin müziğine gönül verenler için yeni bir sevinç ve yeni bir coşkunun adı Azucar Moreno olmuştu. Porque Te Quiero, Debajo Olivo, Ven Devorame Otra Vez, No Me Digas Adios, A Caballo ve Mambo adlı ezgilerle, radyo ve televizyon kanallarında yıldızlaştılar. Yeryüzünde, Küba Müziği olan salsaların yıldızı parlarken, Azucar Moreno'da, İspanyol Flamenkosu'nun, discolarda ki neşesi ve eğlencesi oldu.
Eskimiş dünyamızın bu yeni yıldızları, bir yandan Abracadabra, Mamma Mia ve Ay Amor gibi yeni şarkılarla müzikseverlere seslenirken, bana kalırsa, eski günlerin ezgilerini de ihmal etmediler.
Oye Coma Va, Guajiro, ve Moliendo Café gibi unutulmaz şarkılarla geçmişi yaşadılar ve yaşattılar. Nereden nereye, erkek kardeşlerinin kurmuş olduğu Los Chunguitos ile, ilk defa sahneye çıkan Toni ve Encarna Salazar kardeşlerin hayatında ünlü latin müzikçi Emilio Estefan'ın da önemli bir yeri var. Yıllarca, bildiğiniz gibi, radyolarda Los Chunguitos şarkılarını dinlemiştik, sonra da Gloria Estefan'ı Gloria Estefan yapan Emilio'nun şarkılarını... Şimdi Milenyum.. Şimdi de Azucar Moreno'yu dinliyoruz İstanbul'da, Açık Hava Tiyatrosu'nda. İspanyol rüzgarı bu. Endülüs ihtirası, Endülüs özlemi, Endülüs sevdası yankılandı kulaklarımızda. Ateşli mi ateşli, hareketli mi hareketli...
Bana sorarsanız, İstanbul'da bir yaz akşamında, Azucar Moreno bir masal meyvası gibiydi. Endülüs'ün soluğunu duyduk, o akşam Açık Hava Tiyatrosu'nda. O akşam, iki güzel ispanyol kadınının sevda ateşi vardı gitarlarda. Hele Consuelo Velasquez'in unutulmaz bestesi Besame Mucho, flamenco olarak çok güzeldi. Yalnız Besame Mucho mu?Tequila, Besame, Tu Eres Para Mi, Quiero Pecar en Ti gibi her şarkıyı keyifle zevkle dinledik, alkışladık.
Azucar Moreno ile İstanbul'da 3 gün beraberdik. Yapı Kredi Sanat Festivali'nden dostlarla gezdiler, dolaştılar. Yediler, içtiler, eğlendiler ve eğlendirdiler.Ben de, bu İspanyol dostlarımızla, müziğin güzelliğini yaşadım. Ülkemizden ayrılırken, onlara Türk ezgilerinden örnekler sundum. Türkiye coğrafyasından bir anı olsun diye, Kütahya'dan birer vazo ile Türk lokumu armağan ettim.
Anlayacağınız İspanyol dostlarımızla İstanbul'da tatlı yiyip, tatlı konuştuk.
Bu yaz Yapı Kredi Sanat Festivali'nde, bir dünya kenti olan İstanbul'da, bir dünya şöhreti olan Azucar Moreno'yu ağırladık, alkışladık gönülden.
|
|