SİVRİ SİNEK SAZ
Av. TALAT METE


DALGANA BAK PARLAMENTER ARKADAŞ

Geçen gün İstiklal Caddesinde yürürken, vitrinine baktığım dükkanın tepesinden kafama küt diye düşen kiremitle, bu güne kadar salakça peşinden koştuğum hayallerimden uyanmam gerektiğinin farkına vardım. Allahtan ahmak ıslatan bir gündü ve seyrek kullandığım şemsiyem vardı da kiremit, şemsiyeyi delip geçtikten sonra, yumuşak inişle kalınkafama düştüğünde, hafif bir sarsıntının dışında pek fazla bir hasar görmedim.
Toparlanıp, kendimi cadde üstündeki Cafe'lerden (bizde aslı kahvehane ama bozula bozula bu hale gelmiş) birine atıp, pencere kenarındaki boş masalardan birine oturdum. Sade bir kahve siparişi verdikten sonra, caddeyi izlemeye başladım.
Cadde de binlerce genç el ele, yanak yanağa bir aşağı bir yukarı seyir halinde, aralarda, yanındaki sanal kişiye bir şeyler anlatıyormuş gibi kendi kendine konuşarak yürüyen orta yaşlılar, caddeye konulmuş çöp sepetini karıştıran, ihtiyarlar. Korkutucu bir görünüm içerisinde, maça gitmeye hazırlık yapan ve caddede tezahürata başlayan, 5-10 kişilikküçük gruplar, şans dağıttığını avaz avaz bağırarak anlatıp, hayal ticaretiyle uğraşan ve alıcılarının cebindeki son paralarını da almaya çalışan sabit ve gezici piyangocu, kazı kazancı ve lotocular. Köşe başlarında konuşlanmış, bizde de artık sık görünmeye başlayan ve çaldığı enstrümanla para kazanmaya uğraşan sanatçılar. Bir önceki gece çektiği tinerinyada içtiği köpek öldüren şarabının etkisiyle henüz ayılamadığı için görmekte olduğu rüyasının sonuna yaklaşan kaldırım müdavimleri. Simit satarak, bir gün zengin olacağını düşleyen, aydan küt diye ülkemize düşmüşler. Memur olduklarından ikinci iş yapma ihtiyacında olup, top atan mağaza yada fabrikaların elde kalmış mallarını sergilerinde satmaya çalışan seyyarlar. Kağıt mendil veya sigara satmak için ailelerince küçük yaşta yetiştirilip,sokağa salınan pratik, yapışkan pazarlamacılar.
Yanına oturttuğu, küçücük çocuğun acıklı halini, duygu sömürüsünde kullanmaya çalışan dilenciler.
Daha nice sahneler ve portreler izledim kahvemi yudumlarken. Salak olduğuma, hem de süzme bir salak olduğuma karar verdim.
Koca toplumumuzun minik bir parçasında o gün gördüklerimden büyük bir üzüntüyle ayrıldım. Kim bilir diğer parçalarda görünmeyen veya gösterilmeyen nice sefaletlerle birlikte yaşıyoruz. Kiremidin kafama düşmesi Allah'ın bir lütfuymuş meğer.
Café den çikıp, yürürken, biri varmış gibi kendi kendime konuştuğumu farkettim. Yanımdan geçenlerin, acayip bakışlarından, farkında olmadan kendi kendime küfrettiğimi anladım.
İçimde kabaran müthiş kini, son yirmi yıldır ülkeyi yönetenlere haykırmak istedim. Taksim meydanında tek kişi olacağımdan, deli diye götürülmekten korktum. Vazgeçtim. Seçim gele hoş gele nakaratını tutturarak metroya yürüdüm.


SİYASETTE EKSİĞİMİZ; "İNSAN KALİTESİ"

Demokrasimizin vazgeçilmez unsuru siyasi partilerimizde, siyaset, bilim olarak elealınıp, topluma sunulduğunda ve bu biçimi ile toplumsal desteği de arkasına alabildiğinde, çağdaşlaşma yolunda ilerlememiz kaçınılmaz olur.
Bu yolda elde edilecek başarı "siyasette insan kalitesinin" artmasıyla doğru orantılıdır. Bu amaç doğrultusunda siyasi partiler, toplumsal örgütlenmeyi ve örgütlenmiş kesimlerle (sendikalar, meslek odaları, diğer sivil örgütler vb.) birlikteliği sağlamalıdırlar.
Ülkemiz politik arenasında, siyasi partiler, sade üyesinden genel başkanına kadar, her kademede düşünüp üretebilen, alanındaki başarılı insanların, bünyelerinde çalışabilmesine olanak tanıyabildiği ölçüde, çağın gelişen değerlerine uyum sağlayabilir ve gelişme misyonunu yakalayabilir. Bunu gerçekleştirebilen siyasi parti, toplumsal güven ve desteği çoğunlukla alabilir.
Ülkemiz, düşünen, düşündüğü için üretebilen, üretebildiği için çağını yakalayabilen insan kaynağına yani "kaliteli insana" her zaman sahip olmuştur.
Tüm siyasi partilerin amacı, bu değerli kaynağı, aktif olarak ve toplumsal gelişmemize katkıda bulunmak, üzere her kademede göreve çağırmayı ilke edinme olmalıdır. Böylece toplumumuzda, din, mezhep, etnik köken gibi her türlü bağnaz milliyetçiliği rededen ve bölge farklılığı gözetmeksizin, çağdaş standart ve kaliteyi yakalamış tüm bireylerin birikimlerini toplumsal gelişmeye katabilme olanağını yakalamış oluruz.
Bu tutum ve davranışla demokratik yaşamımızın önündeki her türlü çağdışı engeli aşabilir ve çağdaş demokrasiyi toplum olarak yakalayabiliriz.
Bunun için atılabilecek en önemli adım, yürürlükteki siyasi partiler yasası ve seçim yasasını bir an önce değiştirip çağdaş ülkelerdeki düzeye ulaştırmaktır. Böylece kaliteli insan kaynağını siyasette aktif olarak göreve çağırabilmenin yolunu açmış oluruz.


GELİŞEN YENİ TRAFİK TERÖRÜ

Yanlış okumadınız, trafik canavarını tümden yok etmeye çalışırken, bu canavarın kendi içinde yarattığı, yeni gelişen bir başka trafik canavarını görmezlikten geliyoruz galiba. Yeni gelişen bu canavar, aynı zamanda her biri, birer trafik teröristi olan motorize motorsiklet birliklerinden oluşmaktadır.
İhtiyaçların yarattığı ancak, kural tanımaz, denetimsiz bir biçimde trafik içinde dolaşan kuryeler, pizzacılar, fast- foodcular vs. den oluşan bu çekirge sürüsü trafikte gelişen yeni bir tehlikeyi beraberinde dolaştırmaktadır.
Trafik kurallarına aldırmayan, kaldırımları yol gibi kullanan, zırt pırt araçların sağından solundan çekirge gibi atlayan, çoğu trafiğe yeni çıkan bu motorsikletliler hem kendileri,hem de diğer araçlar için sürekli tehlike oluşturuyor. Hatta bu tehlikeli eylemlerini çoğu zaman trafik polislerinin gözü önünde yapıyorlar ama engel olan yok.
Valilikleri toplum adına göreve davet ediyoruz.
Engelleyin lütfen yeni gelişen bu gizli trafik terörünü ve trafik teröristlerini. Tek tek uğraşmak belki zaman alır. Çağırın kuryeci, pizzacı ve fast-foodcuların yetkililerini, hatırlatın kuralları ve uymayanlara uygulayın müeyyideleri.
Hem bu gençleri kazalardan kurtarın, hem neden oldukları trafik kaosunu çözün.

ÖRNEK...

Devlet Bakanı Kemal Derviş'in Şeffaf Devlet'e geçiş başlangıcı

OLSUN

# # # # # # # #