|
|
Doç. Dr. YAVUZ GÖKALP YILDIZ
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü ve Devletler Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Department Head International Relations, IU.
Türkiye Ekonomik Olarak AB'deki En Büyük İkinci Güç Olur
Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD),
düzenlediği "Avrupa Birliği Türkiye İlişkileri"
konulu seminerde İstanbul Üniversitesi İktisat
Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü ve Devletler
Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı
Doç. Dr. Yavuz Gökalp YILDIZ'ı konuk etti.
Doç. Dr. Yavuz Gökalp YILDIZ, Türkiye'de bir sağırlar diyaloğu yaşandığını ve bu konuda loto oynar gibi yapılan değerlendirmelerin, söylemlerin kısır döngü yarattığını, bu yüzden de sorunların analizinde ve çözüm yollarının bulunmasında çok ciddi sorunlar ortayaçıktığını ifade etti.
Türkiye'nin stratejik bir vizyonu olmadığını belirten Doç. YILDIZ, Türkiye'de karar veren kişilerin "neden AB'ye girmek istiyoruz ya da istemiyoruz" sorusuna cevap veremediğine dikkat çekti.
AB'nin gerekli kriterler oluşuncaya kadar Türkiye ile oynayacağını ileri süren Doç.Dr. YILDIZ, "Türkiye bir an önce bir çok antlaşmada belirtilen kriterleri yerine getirmeli,AB'den dışlanan değil, üye olmayı isteyen bir ülke olmalıdır." dedi.
Bölünmüş bir Türkiye AB'nin standardı olmayacağını dile getiren Doç. Dr. Yıldız, sözlerine şöyle devam etti. "Avrupa Birliği, egemen güçler birliğidir. Eski Fransız Cumhurbaşkanı Charles De GAULLE'e göre ise Anavatanlar Avrupa'sıdır. Genel olarak konuya baktığımızda artık tek bir ülkenin ulusal sınırlarını tek başına koruması mümkün değildir. İttifakların, paktların güçlü olduğu 21. yüzyıldaki gelişmelere baktığımızda askeri yapıların yerini iktisadi alandaki güvenliğin aldığını görürüz. Çağdaş güvenlik anlayışında yeni seçenekler üretmediğiniz takdirde bir süre sonra hedef ülke konumuna düşersiniz. Uluslararasıalanda ciddiye alınmazsınız".
Doç. Dr. YILDIZ, günümüzde güvenliğin belli başlı boyutları olduğunu, bunlardan birinin ulusal ekonomi ve uluslaraşırı sermayenin denetimi olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Bu iki kavram birbirine zıt gibi görünür. Ancak ulusal ekonominin gücü uluslaraşırı sermayenin denetimine bağlıdır. Örneğin, özel ekonomi olarak adlandırılan ABD'de de ekonominin yüzde 65'ini kamu oluşturur. Şirketler üretimin ana motorudur. Ulusal yatırımları çizen ise devlettir. Boeing firması ABD hükümetinin izni olmadan hiçbir ülkeyesatış yapamaz."
Sermaye birikiminin az olduğu, ulusal ekonominin güçlenmediği ülkelerde
sermayenin ulusal kimliğini yitirdiğini, ulusal politikadan uzaklaşıp ulusal ekonominin kimliğinin çöktüğünü söyleyen Doç Dr. YILDIZ, iktisadi alanda etkin bir denetimin, yönetsel gücün ve üreten bir ekonominin olmaması halinde ulusal ekonomiden söz etmenin mümkün olmayacağını, ulusal bir ekonomiye sahip olmadığınız noktada ise ulusal egemenliğin yok olacağını vurguladı.
Güvenliğin ikinci parametresinin ise psikolojik harp boyutu olduğunu ifade eden Doç. Dr. YILDIZ, Türkiye'de çok ciddi bir psikolojik harp uygulandığını ve kurumsal alanda bütün kurumların birbirini ittiğini anlattı. "İletişim araçlarının ekonomik, siyasal ve askeri gücü aştığı bir devirde kamuoyunun yanlış yönlendirilmesi çok ciddi rahatsızlıklar doğurur. Hakim güçlerin bu yanlış yönlendirme ve bilgilendirmeleri yüzünden, kişiler bilmeden kendi çıkarlarına ters düşen ve tehdit eden adımlar atmaktadır. Türkiye'de bu yanlış yönlendirmeler sayesinde nedenler değil sonuçlar tartışılır olmuştur."
Askeri olarak ise şiddet gücünü elinde bulunduranın kazanacağını dile getiren Doç. Dr. YILDIZ, ittifakların ulusal politikaların ötesine geçtiğini söyledi. AB'nin bütün ulusal çıkarların maksimumlaştırıldığı bir birlik olduğunu belirten Doç. Dr. YILDIZ, "AB'nin tasarılarında, organizasyonlarında hakim olan düşünce Avrupalılık'tır.
AB dünyayı Avrupa'dan bakarak kavrar. Avrupalı kimliği herkesi içine almaz." dedi.
Doç. Dr. YILDIZ, pazarlık gücü olmaması halinde AB üyeleri karşısında varlık göstermenin mümkün olmadığına dikkat çekti.
Sözde Ermeni Soykırımı yasası hakkında Fransa'ya karşı hiçbir pazarlık gücümüzün olmadığını vurgulayan Doç. Dr. YILDIZ, ihaleleri iptal etmenin söz konusu olmadığını, çünkü Gümrük Birliği çerçevesinde tazminat ödenmek zorunda kalınacağını sözlerine ekledi.
Fransa'nın kabul ettiği Sözde Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı'nın, Ermenistan'ın Azerbaycan'dan daha önemli olduğunu gösterdiğini, Ermenistan'a yapılacak ekonomik yatırımların ülkeyi ekonomik olarak Türkiye'ye bağımlı hale getireceğini, bir ülkenin ekonomik açıdan bağımlı olmasının siyaset açısından da bağımlı hale getireceğini dile getiren Doç. Dr. YILDIZ, bu durumda sözde Ermeni Soykırımı gibi iddiaların son bulacağını anlattı.
Türkiye AB'ye üye olduğu zaman ekonomik olarak Almanya'nın ardından ikinci büyük güç olacağını ve AB'nin mekanizmalarındaki etkisinin de o denli artacağını vurgulayan Doç. Dr. YILDIZ "Ancak bu duruma İngiltere ve Fransa sıcak bakmamaktadır. Küçük İskandinav Ülkeleri ise böyle bir durumda karar verme aşamasında etkileri oldukça azalacağı için Türkiye'yi AB'de görmek istemektedirler. AB üyeleri, Türkiye'nin ekonomik standartlara ulaşması için kaynak aktarmak zorunda kalacaklardır. Bunun yerine sorunsuz ve katkı getirebilecek küçük, zengin ve AB'de etkin olmayacak devletleri tercih etmektedirler." dedi.
Avrupalılar'ın alacakları yoğun göç ile Türkler'in sosyal yapılarının kendilerini etkilemesinden korktuğunu, azınlıklarla ilgili tartışmaların da AB'ye girmemizde bir sıkıntı kaynağı olduğunu belirten Doç. Dr. YILDIZ, yönetsel zaafların olduğu, kurumsallaşmanın olmadığı, sosyo ekonomik çarpıklıkların olduğu bir ülkede azınlıklarla ilgili sıkıntılara rastlanacağını söyledi. Doç. Dr. YILDIZ, Türkiye'nin bütün bu sıkıntıların üstesinden, belli bir stratejikmisyon ve vizyonla gelebileceğini, bu vizyondan yola çıkarak bölgesinde etkin bir güç olabileceğini sözlerine ekledi.
DOÇ. DR. YAVUZ GÖKALP YILDIZ: "TURKEY WILL BECOME SECOND LARGEST ECONOMIC POWER IN THE EU"
At the seminar on "Turkey-EU Relations" organised by TUGIAD (The Turkish Association of Young Businessmen), Dr. YILDIZ declared that Turkey had no strategic vision."It is no longer possible for a single country to defend its national borders by itself," he said.
"Economic safety shall replace military structure in the 21st century. Any country that does not produce new alternatives of safety, will eventually become a target country. There is no controversy in stating that the power of national economy depends on auditinginternational capital. Psychological warfare is the second parameter of safety."
Dr. YILDIZ pointed out that a bargaining power against EU countries was essential. Hequoted the alleged massacre of Armenians as an example, saying that the lack of bargaining power against France had prevented effective measures.
He went on to say that this incident had demonstrated that investing in Armenia was more important than investing in Azerbaijan and that economic dependence on Turkey would lead to political dependence, putting an end to all claims of massacre.
Dr. YILDIZ stated that once a member, Turkey would soon become the second economic power in the EU, which possibility would not please France or England; nor would small Scandinavian countries prefer Turkey to small, rich countries that could never become too effective within the EU.
Dr. YILDIZ concluded, that Turkey could overcome all its handicaps, that give the EU cause for concern, through a strategic vision, and become an effective power within its region.
|
|