|
|
BEDİİ OKYAY
BUZ ÜSTÜNE YAZI YAZMAK
Geçenlerde katılmış olduğum bir toplantıda Sevgili Hadi TÜRKMEN yazmış olduğubir kitabını imzalayarak bana hediye etti. Kitabın adı YAZDIK DA NE OLDU! Sayın TÜRKMEN 1996 yılından başlayarak Ekonomik Durum Gazetesindeki köşe yazılarının ilk 51sayısında yazdığı makaleleri kitap haline getirmiş.
Kitabında ilginç olan o günün gündemini tayin eden konular üzerinde geliştirdiği fikirlerin önerdiği çözümlerin bugün aynen tarihlerini değiştirerek yazılabileceğinin kanıtlanmasıdır. Bu nedenle Sevgili Hadi Yazdık da Ne Oldu? esprisi içersinde ülkeyi daha doğrusu ülkeyi yönetenleri sorguluyor.
Çoğu kez ben de aynı karamsarlığa kapılarak konular üzerinde kafa yorup bunları birileri okur diye yazmanın bir anlamı var mı diye kendime soruyorum.
Bundan bir önceki ELEGANS dergisindeki "FAKİRLİK" başlıklı yazımda denizin bittiğini ekonomik kriz ve sosyal patlamaların kapımızın eşiğinde olduğunu yazmışım. Yazmışım da ne olmuş?
Acaba sorun Türkiye'nin siyasete fazlasıyla endekslenmesinden mi kaynaklanıyor?
Anadolu'nun en ücra köşesinde bir kahveye girseniz orada oturanların tamamı ülkenin nasıl yönetilmesi gerektiği hakkında fikir beyan edebilir de tarlasından elde ettiği ürünün kalite ve miktarını nasıl arttırabileceği konusunda en ufak bir fikri yoktur. Kimse yaptığı işi daha iyi nasıl yaparım diye uğraşmıyor, başkalarının işinin nasıl yapılması gereği konusunda fikir yürütüyor.
Hastaları ölen doktorlar, inşaatları çöken mühendisler, işletmeleri batan işadamları, bankaları iflas eden ekonomistler, örneğinde olduğu gibi gerçek hayatta kendi işinde başarı gösterememiş ne kadar insan varsa ülke yönetiminde en çok onlar fikir yürütüyorlar.
Bunun doğal uzantısı olarak da gerçek yaşamda hiçbir başarısı olmayan insanlar siyasete girip ülke yönetiminde söz sahibi oluyorlar. Halbuki herkes yaptığı işin en iyisini yapmak için uğraş verse bu güzel ülkeye en büyük katkıyı sağlamaz mı?
Niçin bizim dünya çapında meslek sahibi insanlarımız, doktorlarımız, mühendislerimiz, sanatçılarımız vs. yok hiç düşündünüz mü?
Zira kimse mesleğini önemsemiyor, kimse işine yoğunlaşıp daha ileriye götürmek için uğraşmıyor.
Eminim ki bu ülkede devlet yönetiminde bulunsun, bulunmasın Türkiye için düşünen nitelikli bir çok insan ülkenin karşılaştığı çeşitli sorunların çözümü için somut fikirler üretiyorlar.
Ancak herşey buz üstüne yazılan yazı kalıcılığı ile bir türlü eyleme geçemiyor. Çünkü dünyada iki tip insan vardır.
1- Ne Yapılmasının Gerekliliğini Bilenler.
2- Gereğini Yapanlar.
Biz galiba toplum olarak 1.tipdeki insanlardan oluşuyoruz.
|
|