|
|
DONATELLA PIATTI
Yazar Author
Yaşadığım Herşeyden Pozitif Ders Alıyorum
Size verilen kadarına razı olmayanlardan, vazgeçemeyenlerdenseniz bu röportajda Donatella PIATTI'yle ortak yönler bulacaksınız demektir.
"Yaşam bir serüvense bu serüvende ne gelirse gelsin yola devam demeyi, insanlarla istediğim yöne gitmeyi seviyorum. Kimbilir belki de zoru seçiyorum."
İtalya'dan Türkiye'ye uzanan ve birbirine paralel iki hayatı sürdüren Donatella şu günlerde doğum gününde organize ettiği Bekarlar Partisi'yle gündemde. Bu parti yüzünden Radikal'de işine son verildi. İşte onun yaşam serüveninde vazgeçemedikleri:
Donatella kocana aşık oldun, ölümüne dek birçok mücadele verdin. Uyuşturucu bağımlısıydı ama sen vazgeçmedin ve onun ölümüyle oğlunla Türkiye'de yaşamaya devam ettin. Burada yaşamaya nasıl karar verdin?
Bir sene İtalya'da kaldım, altı ay burada. Kendimi toparlamaya çalıştım. İtalya'daki düzenim devam ederken, burada İtalyanca öğretmenliği, tercüme yapma teklifleri geldi.
Türkçe bilmem avantajdı tabii. İki eşit düzen kurdum, hala sürüyor. Hiçbir zaman seçim yapmadım, karar vermedim, kendimi hayatın akışına bırakmadan vazgeçmedim.
Önce kocan ölümüyle seni bıraktı, sonra büyük aşkla birlikte yaşadığın erkek arkadaşın aniden seni terketti. Terkedilme sonrası mücadelende hayatla başa çıkmak kolay olmasa gerek.
Hiçbir zaman hayatımı bırakmam. Ben hayatıma hakimim. Hayata seni bağlayan tek o değil. Hayatta bir sürü şey, sorumluluk var. Kendime saygı duymayı bırakmamaya çalışıyorum. Hayat seni her gün sınav yapıyor. Devamlı bir karar vermek zorundasın. Yeni bir şey keşfettim. Birşeye boyun eğmek insanı öldürür. Başa çıkabilirsen sana heyecan veriyor. Üzüntüyü kendine yarara çevir. Siz dersiniz ya, her işte bir hayır var.
Murat'tan ayrıldıktan sonra çok üzüldüm, ağladım ağladım ama baktım ki hayatımda yeni bir sayfa açmaya fırsat verilmiş. Zenginleştim. İnsanlar hayatları boyunca bir kere bile sevmeyebilir, sevilmeyebilir... Hayatımızda ne oluyorsa yarara çevirmek mümkün. Ben yaptım. Katı olmadım, her zaman hayata ümitle bakışım var.
Mutluyum bazen, biraz da mutsuz. Bir erkek tarafından terkedilince yıkılan kadınlara bir süre tahammül ediyorum. Hiçbir şey olduğu gibi kalmıyor.
Evet, ben öğretmenim. Önde kalmayı seviyorum. Bir şey öğretebilmek, bir şey verebilmek beni tatmin ediyor. Fatih TERİM benim hayatımda İtalyanca öğrettiğim insanlardan biri. Japon Papazlar, kardinal, işadamları, sanatçılar oldu öğrencim.
Herbiri herhangi bir öğrenci benim için. Şimdi şu çok sık konuşulan Bekarlar Partisi'ne gelelim.
Kimi gazeteciler yerden yere vurdu bu organizasyonu kimileri de çok hoş buldu. Çıkış noktasını tüm bunlarla ne beklediğimi ya da beklemediğini senden dinleyelim.
Bütün kurumlar dünyada evlilik üzerine kurulu. Hayat değişti. Hala, özellikle Türkiye'de, yeni bir akımı kimse kabul etmiyor. Yalnızlığı insanın seçebileceğini anlamak istemiyorlar.
İnsanın "ben yalnızım" demesi, "kendine acıması" tuzağa düşmektir. Yine razı olmadım kendine acımaya, yalnızlığın acınacak durum olmadığı, seni genç tutan, renkli sayfalar açan bir durum olduğunu söylemek istiyorum.
Biz birçok mutsuz evlilikten daha mutluyuz. Aslında bütün evlileri çatlatmak için yapıyorum. Evliler diyecek ki bunlar ne kadar mutlu!
Evli olduğu halde bekarmış gibi partide olanlara ne diyorsun? Bunlar neye razı değil?
Onlar basit fırsatçılar. Bu partinin yapılmasında bir nokta var. Evli olup düzenini bozmak istemeyen erkekler, cesaretsiz mutsuz olanlara, fırsatçılara fırsat vermek istemiyoruz.
Bu kuruma evliliğe saygım var. Biz evli bir erkekle olmaya razı değiliz ki. Bazen gerçekten evli erkekle olmak isteyenler, bile bile bunu isteyenler olabilir, onlar hasta bence.
Kimse sevgisini paylaşmak istemez. Bu parti, eğlenmek, ümit vermek demek. Halbuki kimse yalnız değil. Ben bir saat evde yalnız kalıyorum ancak. Bir flört her zaman bulunabilir.
Telefon var, arkadaşlar var, dostlar.
Her konuda belki İtalyan'ım diye gülebiliyorum. Bir arkadaşın evine gittiğinde blenderla parmağını kestin ve hastanede ilginç bir tecrübe oldu. O sinire kadar kesilen başparmağın, acısıyla karşısında doktor fahiş bir muayene, ameliyat parası söylediğinde durdun aklını kullandın, teslim olmaya razı gelmedin.
Evet öğrenmeyi öğreniyorsun. Orada da ders alıyorsun ki korku kalmıyor dayanıklı oluyorsun. Doktor bana anormal bir rakam söylediğinde bu kadar arkadaşım olduğu, söylenen parayı nasıl hemen ödeyebileceğimi düşündüm ve bu "durun bir dakika, ben bir arkadaşımı arayayım" dedim. Başka hastanede ameliyat oldu hem de çok daha az para ödeyerek.
Üzüntüleri atlatmak yine sana uygun görülenlere razı olmamaktan mı geçiyor?
Üzüntüyü kabul ediyorum. Doya doya yaşıyorum sonuna kadar ama bu üzüntünün yaşamımın bir parçası olmasına razı olmuyorum. Üzüntü de nasılsa hafifliyor, hayat acımasız değil.
On yıl önceki Donatella ile şimdiki arasında ne fark var?
On sene önceki daha saf, daha savunmasızdı. Şimdi çok şey öğrendim. Herkesi korkutan olgunlaşma beni korkutmuyor. Yaşadığım herşeyden pozitif ders alıyorum şimdi. Şu anda keyifliyim. On yıl önce olaylara ve kişilere çok takılıyordum.
Razı olmam dediğin de aklına gelen ilk üçte ne var?
1. İşte bana ünvan koymalarına razı değilim. Damgalanmaya cemiyetlere (derneklere) girmeye razı değilim.
2. Bağımsız kişiliğimden ödün vermeye razı değilim. Sosyal hayattaki akımları takip ederim ama bilinçli olarak.
3. Özel hayatımda taviz vermeye razı değilim. Yalnız kalmamak için hoşuma gitmeyen, güvenmediğim insanlarla olmaya razı değilim.
Vazgeçmem dediğin ilk üç?
1. İşte para almaktan vazgeçmem. İş iştir.
2. Hayatımdan vazgeçemem, anlattığım yaşam şeklim var ya. Yine de beni çok eğlendiren, farklı boyuta götüren olursa kısa bir süre için değişebilir, alt üst ederim ama yine toparlarım, hayatıma ben sahibim.
3. Aşkla da öyle. Aşktan vazgeçmem. Aşık olduğumda herşeyi reddedip bir süreliğine ta ki mantığım dengeleyene kadar en çılgın aşkı yaşayabilirim.
Şunu bilmeni istiyorum, ben nerede olduğumu hep bilmek istiyorum. Yeter ki ben sağlam olayım. Çok güvendiğim bir insanın beni aldatmasından üzülürüm. Aldatılmaya razı değilim. Bu beni çok üzer. Yaşamda sağlam, dayanıklı olmayı öğrendim, hayatı akışına bıraktım.
DONATELLA PIATTI: "I TAKE A POSITIVE LESSON FROM EVERYTHING I EXPERIENCE"
Donatella Piatti is on the agenda with the singles' party she organised on her birthday that got her fired from Radikal.
You loved your husband, did not give up on him although he was a drug addict. After his death, you stayed in Turkey with your son. How did you take that decision?
I spent a year in Italy, six months here. I never made a choice. I let life take its course.
Then the man that you loved and lived together with left you. How did you cope with it?
There are other things in life. I try not to lose my self respect. If you give in, it can kill you. If you can get on top of things, it's exhilarating. After Murat left, I cried. Then I saw it as a new stage in my life. I grew richer.
About the famous Singles' Party: Let's hear your version of what you expected from it.
Life has changed. Especially in Turkey, nobody accepts that. They do not want to understand that you can choose to be alone.
How about the married people pretending to be single at the party?
They were simply opportunists. I respect marriage. We do not want to be with married men. This party meant fun, hope. Nobody's alone. I accept sadness. But I refuse to make it a part of my life.
How has Donatella changed in the last ten years? What are the three things you won't stand for and three things you won't give up?
I used to be more naive. I've learned a lot. I take a positive lesson out of everything that I experience. I won't be labelled, compromise my independence or my private life. I won't give up being paid for my work, my way of life or love.
|
|