Elegans Logo

Prof. Dr. Romano PRODI, AB Ortak Savunma Politikası Barış ve İstikrara Yönelik Olmalı



Prof. Dr. Romano PRODIProf. Dr. Romano PRODI, 1939 Scandiano-İtalya doğumlu, evli ve iki çocuk sahibi. Milan Katolik Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra, London School of Economics'te master'ını tamamlayıp, Bologna Üniversitesi'nde profesör olarak görev yaptı. 1978'de Sanayi Bakanı, 1996'da Bakanlar Konseyi Başkanı olarak İtalyan Hükümeti'nde yeralmıştır.
Avrupa Birliği Komisyon Başkanlığı'nı kabul ettiğim zaman, Komisyon'da yeni bir döneme geçiş için gerekli tüm değişiklikleri yapacağıma söz vermiştim. Esasen bu ihtiyaç, Avrupa Parlamentosu ve üye ülkeler tarafından da arzu edilen bir husustu. Avrupa kamuoyuda bizi bu çalışmalar için şevklendirdi. Ben de, Avrupa Parlamentosu tarafından (392 oy ile) Komisyon Başkanı olarak atandığım 9 Temmuz '99 tarihinden itibaren, bu talepleri yerine getirmek için gerekli çalışmaları yeni ekibimiz ile birlikte yapacağımıza içtenlikle inanıyorum.
Avrupa konseptinin önemi, insanların günlük hayatları açısından her geçen gün artarken, AB Komisyonu'nun yolsuzluk, adam kayırma, akraba, eş-dost atamaları, vs. sebeplerden dolayı güven kaybetmiş olması gerçekten üzücüdür. İhtiyacımız olan, Komisyon'un çalışma düzeninde yapılacak toplu değişim, yeni devrimden başka bir şey değildir.
Komisyon'un 16 Mart 1999'daki toplu olarak istifasından sonra, geçtiğimiz birkaç ay içinde, yeni bir komisyonun oluşturulması için, AB başkentlerinde aralıksız olarak çalışmalarda bulundum. Böylelikle birinci fazı tamamlayıp, üye ülkelerden yeni komisyonerler timini oluşturup, Avrupa Parlamentosu'nun onayına sundum. Bu yeni komisyon, benim politik liderliğimde çalışmaya başlayacak. Yeni tim'in özellikleri şöyle:
  • Yeni tim, öncelikle birinci sınıf bir tim. Timin politik tecrübeye ve uzmanlığa sahip olması açık, kararlı ve etkili yönde çalışmalar yapabilmemize ışık tutacaktır.
  • Yeni komisyon dengeli bir tim. Ulusal hükümetler ile yaptığım değerlendirmelerde, bayanların yeralacağı (5 kadın üye) bir temsil timinde ısrar ettim ve bunu başardım.
  • Avrupa Parlamentosu'na ve üye ülkelere politik açıdan dengeli bir komisyon timi oluşturacağımı taahhüt ettim ve bunu da başardım.
  • Yeni tim, hükümet ve devlet Başkanlarının onayı ile sunulmuştur. Mevcut programımızın da önünde giderek, çalışmalarımızda herhangi bir sorun ile karşılaşmaksızın iyi sonuçlara ulaştık.
  • Yeni Komisyon'un Avrupa Parlamentosu'ndan gerekli desteği alacağından eminim. ‹ki ana politik grubun desteğini almadan, çalışmalarımızı sürdürebileceğimizi tahmin etmiyorum.
  • Amsterdam Anlaşması'nın Başkan olarak bana tanımış olduğu yetkiler bünyesinde, sorumlu oldukları alanları Komisyon üyelerine tahsis etmiş bulunmaktayım. Bu tahsisatı, üyelerin yetenek, deneyim ve kalitelerini esas alarak, ilk toplantıda ifa ettim. Bu konuda münakaşa ve uzun tartışmalar yaşamadım. Komisyonerlerin çalışma alanlarını yeniden dizayn edip, dengeli ve uyumlu bir dağılımı sağlamaya özen gösterdim. Her komisyoner önemli bir alandan sorumlu olacaktır. Eski komisyonun istifasına sebep olan birbirine geçmiş ve belirsiz alanlar ortadan kaldırılmıştır.
  • Komisyon Başkan Yardımcıları, Avrupa Parlamentosu ile ilişkiler ve iç reformlara dair alanlar net olarak tespit edilmiştir. Bu da, bu iki alana verdiğim önemin göstergesidir.
    Yeni Komisyon, en yüksek hayat standardına uygun olmak durumundadır. Her komisyoner, Avrupa'nın menfaatlerini genel olarak temsil etmeye yönelik görev alanlarını kendileri belirleyeceklerdir. Aksi takdirde, sahip olduğum yetkilerimi kullanarak müdahale edebileceğim. Komisyonerlerin çalışma alanlarını değiştirme ve gerektiğinde şahsi istifalarını isteme hakkına sahip olacağım. AB Köln Zirvesi'nde belirttiğim gibi, her komisyoner şahsi sorumluluğa sahiptir ve kendilerinden istifalarını talep ettiğim zaman çekileceklerini garanti etmişlerdir.
    AB Komisyonu'nun uzun dönemdeki hedefi insanların günlük yaşam kalitelerini yükseltmeye çalışmaktır. Bu da etkili bir idari yönetim ile mümkün olabilecektir. Büro yönetimi açısından, Komisyon reformları öncelik verdiğim temel alanı teşkil etmektedir. şöyle ki;
    - Komisyon bürokrasisi ve müdürlük sayısı azaltılmalı
    - Komisyonerler, bölümlerine ait binalarda çalışmalı
    - Komisyonerlerin kabineleri az üyeli ve çok uluslu olmalı
    - Yüksek göreve atamalar, kesin kurallara bağlı ve açık olmalı
    - Yüksek memurların iç hizmetlerdeki hareketlilikleri eskiye nazaran daha esnek olmalı
    - Komisyon bölümleri numaralandırma yerine, kısa ve anlamlı şekilde adlandırılmalıdır.
    AB Komisyon politikalarının profesyonel olarak yayımı amacıyla, yeni ve güçlendirilmiş bir medya ve haberleşme hizmetinin sunulmasını sağlamayı arzu etmekteyim. Bu yeni servise, bir komisyon görevlisi Başkanlık edecektir.
    Komisyonun resmi sözcüsü olarak Ricardo Franco LEVI atanmıştır. LEVI Komisyon'un medya ve haberleşme politikalarından sorumlu olacak ve doğrudan Başkana karşı sorumlu olacaktır. Diğer reform paketi yeni Başkan yardımcısı tarafından detaylı olarak hazırlanıp 2000'den önce kamuoyuna sunulacaktır.
    AB Devlet ve Hükümet Başkanları ile yaptığım görüşmelerde, Komisyon'da yapılması gereken makul reformların yanında aşağıdaki ortak politikaların da geliştirilmesi önemlidir:
    - Ortak Dış ‹lişkiler ve Güvenlik politikası, AB'nin profilinin uluslararası platformdaki konumu,
    - AB içersinde temel özgürlükleri, güveni ve adaleti yaratacak politikalar,
    - Avrupa'daki ekonomik büyümeyi artıracak ve işsizilik ile mücadele edebilecek politikaların devreye konulması.
    Bu politakaların yanında, AB'nin uluslararası sahnede acil olarak yeralmasını gerektiren üç neden kanımca şunlardır:

    1) Ekonomik neden: AB'nin Ekonomik ve Parasal entegrasyon konusunda gösterdiği büyük ilerleme, kendisini uluslararası sahnede önemli bir aktör (EURO) haline getirmiştir. Transatlantik aksında yeralan Avrupa, politik olarak önemli bir pozisyona sahiptir (iki motorlu model). Güçlü bir Avrupa, bu akstaki görev dağılımının dengeli ve uzun ömürlü olmasını kolaylaştıracaktır.
    Uluslararası parasal denge, sağlıklı bir ekonomi için temel ihtiyaç iken, asıl önemli faktör Dünya Ticaret Örgütü (WHO)'nün denetimindeki uluslararası ticaretin liberalleşmesidir, bu noktada AB önemli bir güce sahiptir.

    2) Politik neden: Avrupa ekonomik yapısının Avrupa politikası ile dengelenmesi ve desteklenmesi gerekmektedir. Aralık 1998 AB Viyana Zirvesi'nde onaylanan Viyana Avrupa Stratejisi'nde de bu durum ifade edilmiştir. Gelecekte, AB yapısına yeni bir düzenleme için bir konferansın temel hatlarının şimdiden belirlenmesi gerekmektedir. AB ortak savunma politikasının, Washington NATO Zirvesi'nde hatırlatıldığı gibi, barış ve istikrar ortamını hazırlamaya yönelik olması gerekiyor.
    AB'nin genişlemesi süreci bünyesinde başlatılan müzakerelere devam edilmesi ve Avrupa tarihinde üzücü bir şekilde yeralan demir perde ülkeleri ile politik sorunların değerlendirilmesi gerekmektedir. Avrupa bu bölgedeki çekim merkezi olmayı arzu ediyor ise, Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri, Rusya ve bölgedeki diğer ülkeler ile ilişkilerine gereken önemi vermelidir.

    3) Savunma ve güvenlik nedeni: Eski Yugoslavya'da yaşanan etnik nefret ve baskı; büyüme ve ekonomik entegrasyon argümanlarından daha etkili olmuştur. Uluslararası kamuoyunun müdahalesi, her ne kadar üzücü de olsa, Avrupa tarafından Helsinki Nihai Senedi'nde ve Paris şartı'nda belirtildiği gibi;"...sivil halka karşı kullanılan sistematik askeri güç tolere edilemeyeceği gibi, şiddetli şekilde cezalandırılması gereklidir..."
    AB bu tür krizler karşısında, çatışmada olan taraflara bir perspektif sunabilmeli ve farklı karakterlerin birarada yaşayabilmesine imkan verecek ortamı yaratabilmelidir. Bu amaçla, Balkanlar konusunda bir uluslararası konferansın düzenlenmesi gerekliliğini düşünmüyor değilim. Elbetteki bu düşüncem, Londra Konferansı'nda tespit edilen vazgeçilmez ilklere dayanan; Dayton veya Rambouillet Anlaşmaları'nın inkarından ziyade, bölgede daha açık bir çerçeveye oturtulacak kalıcı bir çözüme ulaşılmasını sağlamaya yöneliktir.
    Komisyon üyeleri Eylülün ilk haftasında Avrupa Parlamentosu tarafından dinlenecek ve 15 Eylül 1999 tarihinde oylanacaktır. Bu dönemin hızlı bir şekilde tamamlanacağını ümit ediyorum. Avrupa vatandaşlarının bizlerden beklentileri çok yüksek, bizler de bu önemli görevlere başlamak ve Avrupa'yı çalışır hale getirmek için sabırsızlanıyoruz.

    PROF. DR. ROMANO PRODI: "EU'S COMMON DEFENSE POLICY SHOULD FOCUS ON PEACE AND STABILITY" Prof. Dr. Romano PRODI followed an academic line of career followed by a ministerial position in the Italian cabinet in 1978 and 1996.
    As the new president of the European Comission, I am determined to launch a new era of change in the Commission which, unfortunately seems to have lost prestige in recent years. I have been working on the formation of the new Commission which is a new team of top quality and is well-balanced in terms of gender and political representations with the full support of heads of state of the member countries. This new commission will conduct a reform to streamline the existing bureaucracy and to attain internal efficiency. Moreover, the EU should act urgently on the international arena due to the following reasons:

    1) Economic reason: The EU is a significant player in the monetary balance and soundness of the international economy and EURO is now a major international player within the context.

    2) Political reason: The EU should give due importance to its relations with central and eastern European countries in an attempt to ensure peace and stability.

    3) Defense and security-related reasons: The EU should be able to provide a profile of attitude as a union to countries such as ex-Yugoslavia where ethnic unrest can translate into threats of peace. Europe's citizens have high expectations of us, and we are impatient to get started wtih the important task of making Europe work.


    MEDYATEXT
    Elegans'a mail