MURAT KARAYALÇIN - CHP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKAN ADAYI TÜGYAD Ankara Koordinatörlüğü' nün "Perşembe Toplantıları'na katılan konuklardan biri de, Türk siyaset dünyasının renkli simalaryndan Murat KARAYALÇIN'dı. CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na adaylığını koyan, KARAYALÇIN, projelerinden söz etti. Murat KARAYALÇIN 1943 Samsun doğumlu, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat- Maliye bölümü mezunu. Yüksek Lisansını İngiltere'de Kalkınma Ekonomisi üzerine yaptı. DPT'de Uzmanlık ve Köy İşleri Bakanlığı Müsteşar Yardymcılığı görevlerinde bulundu. Halen Uluslararasy Kooperatifler Birliği Konut Komitesi Yürütme Kurulu üyesidir. 1986'da İngiltere'de Dünya Konut Yılı, 1978 ve 1991 yıllarynda TÜTAV ödülü aldı. 1993'de Fransa Hükümeti'nce "LegYon d'Honneur şövalye Niyani"na layik görüldü. 1989'da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, 1993' de SHP Genel Başkanı seçildi. 1994 yılında kurulan 50. Hükümet'te Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı, daha sonra da Dışişleri Bakanı olarak görev aldı. 1995 yılında genel başkanlık ve bakanlık görevlerinden ayrıldıktan sonra, 1995 genel seçimlerinde Samsun'dan CHP Milletvekili seçildi. 1997 yılından bu yana da TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanlığı görevini yürütüyor. "Basynyn ve televizyonlaryn çok fazla yervermediği bir seçim sürecinde bu tip platformlaryn çok büyük fırsatlar olduğunu düşünüyorum. Sizlere Ankara ile ilgili düşündüğümüz projelerle ilgili bir bilgi sunuşunda bulunmamın daha uygun olacağı kanısındayım. Daha önce de pekçok platformda ifade ettiğim gibi, bir kent tasarımını ortaya koymadan ve kent yönetimiyle ilgili düzenlemeleri ve önlemleri belirlemeden tek başına projelerin sıralanmasının doğru olmadığı kanaatindeyim. Hem tutarlık açısından hem de projelerin birbirlerini besleyebilmeleri açısından bu, doğru bir yaklaşım olmaz. Ankara, ülkenin GSMH'y içinde çok büyük bir paya sahip değil. Ankara'da yaratılan gelirin 14-15 milyar dolar olduğunu biliyoruz. 200 milyar dolarlık Türkiye gelirini dikkate aldığımızda bunun çok yetersiz olduğunu görüyoruz. Ankara da kimi iktisadi etkinliklerin gerilemekte olduğu da paylaşmamız gereken başka bir gözlem. Örneğin Ankara'da sanayi etkinliklerinin payı göreceli olarak azalmış durumda. Dünya başkentleri arasında sanayiye dayalı olarak gelir yaratanlar son derece az, belki de hiç yok ama, yine de dünya başkentlerinde çalışan nüfusun % 25'i sanayi sektöründen gelir elde etmekte. Ankara'da bu oran % 16-17 lerde dolaşıyor. O açıdan Ankara bir hayli geri durumda. Ankara, gelirinin çok büyük bir bölümünü ticaretten yaratan bir kent. Ticaret sektöründe önemli atılımları var inşaat malzemeleri, mobilya sanayi v.b. DYE verilerine göre Ankara tarihinde ilk kez 1989-1994 yyllarında Türkiye'nin gelişme hızının üzerinde bir gelişme göstermiştir ve 1994 yılından itibaren Ankara'nın gelişme hızı Türkiye'nin gelişme hızının altına düşmüştür. Konuya bu açıdan bakan bir belediye yönetiminin Ankara'ya neler kazandırabileceğine dair çok çarpıcı bir örneğinin göstergesi olduğuna inandığım için bunu ifade ediyorum. O dönemde Ankara'da 3.5 milyar dolarlık bir yatırım paketi uygulanmıştı. Bunun içinde yer alan kalemlerin, büyük ölçüde bu kentte üretilenlerle ilişkisinin kurulması ön planda tutulmuştu. Ancak Ankara'nın gelişmesini yalnızca belediye yatırımlarına bağlı olarak sürüklemek, götürmek düşünülemez. Önem taşıyan konu, Ankara'daki potansiyelin harekete geçirilebilmesi, belediyenin çeşitli etkinlikleriyle, yatırımlarıyla gelişmenin önünü açabilmesidir. 2. Organize Sanayi Bölgesi bu başlamda önem taşımaktadır. Ostim'den, Siteler'den gelen taleplere belediye olarak önem ve hizmet verilmesi gerekir. Ankara'da elektronik sanayiine dayalı bir organize sanayi bölgesinin yapılması yine bu çerçevede ağırlık taşımakta. Özellikle savunma sanayii yatırımlarıyla Ankara üniversiteleri arasında bu çerçevede kurulacak ilişkinin kentimiz için iyi sonuçlar doğuracağı kanaatindeyim. Ticaret alanında da Ankara Anakent Belediyesi'nin bu dalda etkinliklerde bulunanlara vermesi ve sağlaması gereken hizmetler olması gerektiğini düşünüyorum. Hizmetlerde yine aynı yaklaşım önem taşımaktadır. Geçen dönemden sağlık sektöründe yapılan çok önemli yatırımlar Ankara'ya gelir kaynağı yarattı. Bayındır ve Sevgi Hastaneleri buna örnek teşkil eder. Bunların tümünün belediye teşvikleriyle bu dönemde de gündeme getirilmesi gerekmektedir. Yani bir yandan hükümetin vermiş olduğu teşvikler, öte yandan da belediyenin vereceği teşvikler yayıynda ve bunların tümü Ankara üzerinde tamamlanabilmelidir. Ankara'da temel sorun olarak, bir kentin içinde iki kentin yan yana yaşamasını görüyoruz. Ankara'da iki kent var. Biri varoşların Ankara' sı, öbürü imarlı kesimlerin Ankara' sı. Hiç kuşkusuz yalnızca varlıklıların ya da yalnızca yoksulların yaşadığı kent olamaz, olmamalı da. Ama bir kentin içinde ikili yapının bir dönüşüm umudu olmaksızın, yanyana yaşaması da kabul edilebilir bir tablo değildir. Sadece Ankara için değil, Türkiye'nin tüm kentleri için de bu değerlendirmeyi yapıyorum. Ankara varoşları Ankara vadilerinde tekillenmiştir. Varoşlarla imarlı kesimlerin bütünleştirilmesi programında öncelikle vadilere yönelinmesi gerekmektedir. Bu görsel açıdan önemli, cumhuriyetçiliğin alt yapısının takip edilmesi açısından önemli. Ankara uluslarararası bir kent olmalıdır. Uluslararası etkinlikler Ankara'ya taşınmalıdır. Yalnızca siyasal açıdan değil, ticari açıdan da önem taşıdığını düşünüyorum. Özellikle Türkiye'nin son dönemde enerji terminali olma doğrultusunda attığı adımlar gözönünde bulundurulduğunda, Ankara'nın böyle bir göreve soyunması sanırım kent olarak kolay gerçekleştirebileceğimiz bir yaklaşım diye değerlendirilebilir. Ankara'nın kentsel standartlarının bana göre mutlaka Atina'nın üstüne çıkartılması gerekmektedir. Türkiye'ye en yakın AB ülkesi olan Yunanistan'ın başkenti Atina'nın kentsel standartlarını Ankara kesinlikle geçmek zorundadır. Ankara'da yapılacak tüm uygulamalarda öncelikle gelir dağılımı gözetilmelidir. Şehrimizin bir kültür başkenti olabilmesi için belediye teşviklerinin gerekli olduğu ifade edilmelidir. Son olarak da bana göre bir hem şehri kimliğine ihtiyaç duyulmaktadır. İnsanlar kendilerini geldikleri ilin kimliğiyle değil, yaşadıkları kentin kimliğiyle ifade edebilmelidirler. Hem şehrileşebilme için, bunun çok büyük bir ağırlığı olduğu kanısındayım. MURAT KARAYALÇIN: "ANKARA SHOULD EXCEED THE STANDARDS OF THE URBAN LIFE IN ATHENS" One of the first demands the municipality can meet would be to establish an organized industrial zone for the electronics sector. Since Ankara is host to important defense investments, the city can benefit from closer cooperation with the defense industry and the academic circles. The city has also carned significant income from the recent investments to the health sector, especially private hospitals. Such activities should be further reinforced in the coming years as well. The biggest challenge in front of Ankara is the coexistence of two cities: The slum Ankara and the urban Ankara. There is no city where either only the poor or only the wealthy live. However, if no attemps is made to eventually integrate these two extremes, problems will arise. Since must of the slum areas are located in the valleys, we should start our projects for a planned reconstruction from these valleys. Moreover Ankara should become an international city hosting international events. We should try to go beyond the limits of our neighbor's capital; Athens. Our aim should be to attain a more equal income distribution and provide our people with a new sense of belonging. These are critical steps for the future of the city. Elegans'a mail |